Dünyanın resmini çeken adam: Osman Sağırlı

Düzenleyen:
Dünyanın resmini çeken adam: Osman Sağırlı

TÜRKİYE Haberleri

Osman Sağırlı, ekmeğe vereceğini makineye verdi; gelişen teknolojiye ayak uydurabilmek adına boğazından kıstı.

SADIK SÖZTUTAN 
Osman’ı görünce hüzünlenirim.
Hayır; yüzünde sürekli asılı duran “Daha iyisi olabilirdi” pişmanlığı ve tatminsizliği yüzünden değil...
“Zaman”ı kaydeden adam olduğu için belki... 
“Fotoğraf, anın geçiciliğine karşı, sanatın geliştirmiş olduğu en önemli savunmadır” diyordu bir yazar.
Elimizden kayıp giden zaman...
Belki de ihtiyar küremizin “neresi ağrırsa” oraya koştuğu için hüzün veriyor Osman...
Onun objektifinde acıyı gördüm hep; fakirliği, sefilliği, ezilmişliği...
Ölümü gördüm. 
Bu yazı için birlikte çalışma yaparken eski fotoğrafları taradık. Gözlerinin nemlendiğini hissettim. 
Darfur’daki Saliha içindi belki, ya da Peşaver’deki Âdem için belki...
Kabil’de savaşın bacağını kopardığı çocuk için de olabilir, Özbekistan’da bir mübarek türbe başı hatırası için de...
Sormadım. 
Fotoğraf bizatihi hüzün demektir zaten...
Al işte; elimdeki bu kare ortak dostlarımızdan beşine ait; duru bakışları kuru bir enstantane olarak önümüzde; beşinden üçü ebediyete göçmüş üç senede...
Fotoğraf melankolidir. 
Bir iki kez bakar, sonra unutulmuşluk sandığının kapağından içeri atarsın. Zaman aktıkça Osman ondan koparabildiği kadar kareler kopardı. Bu kareler, solgun bir sonbahar, bulutlu bir gökyüzü, dalgalı bir deniz, yemyeşil bir tabiat kartpostalı olmadı hiçbir zaman...
O, çileyi seçti; savaşların, silahların, sürgünlerin izini sürdü. 
Bir gün mülteci kampındaki çocuğu, başka bir gün sokaklarda tekmelenen cesetleri resmetti. 
Orta Doğu’nun tarih yazarıdır, pardon tarih “çekeridir” Osman. 
O sancılı coğrafyada harita yeniden çizilirken arada yitip giden canların canlı tarihi...
Osman Sağırlı, ekmeğe vereceğini makineye verdi; gelişen teknolojiye ayak uydurabilmek adına boğazından kıstı. 
Aslında bu açıdan fotoğrafçılık tarihi, Osman’ın da tarihidir. Yüksek “asalı” filmlerden, karanlık oda ilaçlarından geçilip gelinen dijital çağ, Osman’ın da fotoğrafçılık serüveninin kilometre taşlarıdır. 
İnsanoğlunun fotoğrafçılara borçlu olduğunu düşünürüm hep. 
Bir yaralıya yardım etmek yerine onun fotoğrafını çekmek “özveri” ister!
Hepimiz insanız ve üç aşağı beş yukarı aynı duygulara sahibiz. 
Ama babası öldüğü akşam tiyatro sahnesine çıkıp insanları güldürebilmek, herkesin yapabileceği “yüreklilik” değildir. 
Savaş fotoğrafçısı biraz da budur. Hepimiz teşekkür borçluyuz onlara, “önce fotoğraf” diyebildikleri için. 
İşte Osman, onların ülkemizdeki en mümtaz temsilcilerinden biridir. 


Dünyanın resmini çeken adam: Osman Sağırlı
Osman Sağırlı’nın Suriye’deki ‘Atma Mülteci Kampı’nda çektiği bu fotoğraf dünyada büyük ses getirmişti.
Dünyanın resmini çeken adam: Osman Sağırlı
Halep

Düzenleyen:  - TÜRKİYE
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...