Sanatın da sultanlarıydı... Hat sanatında usta padişahlar

- Güncelleme:
Sanatın da sultanlarıydı... Hat sanatında usta padişahlar

Türkiye Cumartesi Haberleri

Kimi “üstad” diye anıldı, kimi üstad sanatçıların hokkasını elinde tuttu, kimi ise şaheserleri tamamlayacak kadar büyük bir sanatçıydı… İşte Osmanlının hat sanatçısı hükümdarları…

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ

Malum, Osmanlı sanatın saraydan yayıldığı bir imparatorluktu... Has bahçede sadece güller bitmemiş, sanat da yeşermişti. Zira pek çok Osmanlı sultanı, hem sanatçıları baş tacı yapmış hem de farklı sanatlarla uğraşmıştı. Aralarından “sanatçı” sıfatını taşıyacak usta isimler de çıkmıştı. Elbette bu sanatlar arasında hat sanatının yeri başkaydı… 

III. AHMED SANATIN ÜSTADI OLDU

Neredeyse “üstad” mertebesine erişmiş olan Sultan III. Ahmed, belki de hat sanatında en yükseğe çıkan padişahtı. Şehzâdelik zamanında Osmanlının en büyük hat sanatçılarından Hâfız Osman’ın yanında yetişen III. Ahmed, çok sayıda hat eseri ve kitabe kaleme aldı. Bâb-ı Hümâyûn önüne ve Üsküdar’a yaptırdığı meydan çeşmelerine yazdığı kitabeler, onun hat sanatındaki yüksek seviyesini gözler önüne serdi… Tahttan çekildikten sonra Kafes Kasrı’nda geçirdiği günlerde de Mushaflar kaleme alan III. Ahmed’in bazı eserlerinin akıbeti bilinmiyor…

Sanatın da sultanlarıydı... Hat sanatında usta padişahlar
Sultan III. Ahmed, İstanbul’a yaptırdığı sanatlı çeşmelerin hatlarını bizzat kaleme almıştı…

SULTAN II. MAHMUD MEKTUPLAŞARAK HAT ÖĞRENDİ

Sultan II. Mahmud da sanatçı padişahlardan biriydi… Şehzadeliğinde Kebecizade Mehmed Vasfi Efendi’den devrinin karışık ortamında mektuplaşarak ders almış ve icazete kavuşmuştu. Daha tahta çıkana kadar iki Mushaf yazan II. Mahmud, hat sanatındaki gerçek kimliğine ise büyük sanatçı Mustafa Râkım Efendi’nin dersleri sâyesinde kavuştu. Yoğun devlet işleri ve isyanlarla uğraşan Sultan, huzuru hat yazarken buldu. Meşk ettiği levhâları ise Süleymaniye, Ayasofya ve Bayezid gibi camilere vakfetti. Bazılarınca “Hattın Sultanı” unvanıyla anılan Mahmud Han, memleketin dört bir yanına da usta hattatlar gönderdi. 

SULTAN II. MUSTAFA SANATÇIYA HOKKA TUTTU

Sultan II. Mustafa da kardeşi III. Ahmed gibi Hafız Osman’dan dersler alarak hat sanatında rüştünü ispatlayan hükümdarlardan oldu. Sultan II. Mustafa, Hafız Osman yazı yazarken, hocasının hokkasını elinde tutardı. Bir gün hocasının hat yazışına hayran kalan Padişah, “Artık bir daha Hafız Osman Efendi yetişmez!” deyiverdi. Şeyh Hamdullah ise “Hünkârım sizin gibi hokka tutan padişahlar oldukça daha çok Hafız Osmanlar yetişir” sözleriyle karşılık verdi. Sanatını çoğunlukla tahttayken icra eden Sultan II. Mustafa, eserlerine “fakir” ve “hakir” gibi çok mütevazı imzalar atardı. 

SULTAN ABDÜLMECİD HAT SANATÇISI “MODERN PADİŞAH”!

Sultan Abdülmecid, ultra modern bir padişah olarak zannedilse de, aslında hat sanatı âşığıydı… Ataları gibi zamanının en iyi hattatlarından olan dersler alarak hat sanatçısı olmuştu. Tahir Efendi’nin yetiştirdiği Sultan, İbnülemin’in ifadesiyle “Güzel sülüs, celi ve rik’a yazardı.” Padişah, Dolmabahçe ve Ortaköy Camilerinin hatlarını da bizzat kaleme aldı. Şimdilerde onun hat eserlerini farklı şehirlerdeki birçok müze, cami ve özel koleksiyonlarda görmek mümkün… 

Sanatın da sultanlarıydı... Hat sanatında usta padişahlar
Hat sanatçısı Sultan Abdülmecid’in günümüze ulaşan yazı takımları…

III. MURAD HAN ŞAHESERİ BİTİRDİ

Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra en çok Türkçe şiir yazan padişah olan III. Murad Han, hat sanatında da kendini ilerletmişti. Büyük hattat Karahisari, Kanuni Sultan Süleyman için Mushaf yazarken vefat etti. Ancak Kanuni’nin torunu olan sanatçı padişah, yarım kalan o eseri bizzat kendisi tamamladı. Hat hocasının kim olduğu bilinmeyen III. Murad, Ayasofya’nın günümüze ulaşmayan bazı yazılarını da kaleme almıştı.

BAYEZİD BİLE...

Kadı Buharî bir duruşmada, asabi sultan Yıldırım Bayezid’in şahitliğine izin vermedi. 
Gerekçesi şöyleydi: 
“Sen cemaatle namaza muntazam devam etmiyorsun.

PADİŞAH'IN KOLU KESİLE!

Osmanlı’da adaletin temsilcileri “kadı”lardı. Padişah kadıyı tayin eder ama işine karışamazdı. İşte bunun en çarpıcı örneklerinden biri. Çağ kapatıp çağ açan, yeryüzüne gelmiş en büyük dehalardan biri Fatih Sultan Mehmet’in kadı hikâyesi. 
Sultan, İstanbul’un fethinin 10. yılında adını taşıyan bir camii yaptırmak ister.
İstanbul’un fethinden sonra inşa edilecek ilk selatin cami için mimar Atik Sinan’a vazife verir. 
Bizans’taki yıkık binaların enkazından temin edilmiş iki büyük ve güzel granit sütunu mimara teslim ederek, inşa edeceği camide bunları kullanmasını ve bunlar üzerine tutturacağı kubbenin Ayasofya’dan daha yüksek olmasını istediğini bildirir.
Fakat bir kubbenin iki sütunla ayakta durmasına imkân yoktur. Atik Sinan, Padişah’ın verdiği iki sütun uzunluğunda iki sütun daha bulamadığı için o sütunları üç arşın kısaltarak boylarını bulabildiği diğer iki sütunla eşitler.
Padişah teftişe geldiğinde sütunların kısaldığını görüp çok öfkelenir ve mimarın iki kolunu bilek hizasından kestirir.
Fakat mimar kendisinin hatalı olmadığını, üstelik bu emrin mahkemesiz uygulandığını gerekçe göstererek Padişah aleyhine dava açar. 
Taraflar mahkemeye gelir. Fatih, alışkanlıkla divana oturmaya hazırlanırken, Kadı Hızır Bey öfkeyle:
- Bey! Şer-i şerif huzurunda padişah ile halk arasında hiçbir fark yoktur! Davacının yanında ayakta durunuz, der.
Kadı Hızır Bey, mimarın şikâyetini haklı bularak kısasa karar verir. Yani “Sultan’ın da eli kesilsin” der.
Padişah mimara tazminat teklif eder. Mimar: 
- Asla kabul etmiyorum, deyince, kadı, Fatih’in kollarının aynı yerden ve aynı vasıtalarla kesilmesine karar verir.
 Mahkemeyi takip için oraya koşmuş bulunan devlet ricali mimara diyeti kabul etmesi için yalvarır. Mimar: 
- Şu beylerin ve paşaların yakarmaları ve davalının bu ümmet için daha çok hizmet edecek mühim bir şahsiyet olmasından dolayı diyeti kabul edip, kısas talebinden vazgeçiyorum. Orada bulunanlar:
- Allahü ekber! Allahü ekber! Nidalarıyla Kadı’nın makam odasını inletirler.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...