Her şey insan hayatını kolaylaştırmak içindi! Taş gibi bir medeniyet
Editör: Sinem Eryılmaz
- Güncelleme:

Altı yüz yirmi üç yıllık Osmanlı Devleti’nin derya gibi kültürü içinde bir damla da “taş medeniyeti”ydi.
Bizler, hamal yolda dinlensin diye, yolcu kıbleyi bulsun diye, zengin kullanmadığı elbiseyi fakir için bıraksın diye, muhtaç yemek alsın diye taş diken bir “merhamet devletinden” geliyoruz.
HER YER İNCELİKLE BEZENMİŞ
İnsanlar ata kolay binsin, hamal küfesini koysun, misafir kendini belli etsin; fakir, kimse ile muhatap olmadan sadakasını alsın diye incelikle bezenmiş “taş gibi bir medeniyetti” bu…
Yada taşı
YİTİK TAŞI, YADA TAŞI…
Bugünün “kayıp eşya bürosu” da o gün bir taştı; yitik taşı... Bir de “yada taşı” var ki, apayrı bir “hikâye.” Bugün “simya” dedikleri taş o gün “yağmuru çağıran taş” olarak bilinirdi.