Şehir hapishanesi: Görünmez Kentler sergisi açıldı

- Güncelleme:
Şehir hapishanesi: Görünmez Kentler sergisi açıldı
Türkiye Cumartesi Haberleri

Sanatçı Bilal Hakan Karakaya’nın eserleri son dönemde şehirlerde yaşadığımız sıkışma hislerine ayna oluyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Aslında asırlarca kültür ve medeniyetin esas kaynağı olan renkli şehirler, modern dönemde “kentleşip”, “metropolleşerek” âdeta kaosun membaı hâline gelmeye başladı... İnsanlar büyük kalabalıklara rağmen yalnızlaştı, kopan gürültüde sessizleşti…. Dünyayı değiştiren pandemi ve 6 Şubat’ta yaşanan yıkıcı depremlerden sonra metropoller, pek çoğumuz için artık sığamadığımız, tekinsiz ve karanlık yerler.

Sanatçı Bilal Hakan Karakaya’nın bugünlerde Anna Laudel Istanbul’da görülebilen “‘Görünmez Kentler” isimli sergisi, işte bu hislerimize ayna oluyor. Galerinin şehrin tam merkezindeki Taksim yakınlarında yer alması ise ayrı bir ironi meydana getiriyor.

DEMİRCİ USTASI GİBİ ÇALIŞTI

Sanatçının enteresan bir üretim tekniği de var. Karakaya, eserlerini âdeta bir demirci ustası gibi binlerce yıllık geçmişi olan döküm tekniğiyle ama yenilikçi tasarımlarla ortaya çıkarıyor. Sınırları zorlayan bu eserler, metropol insanının duygularını, özel hikâyelerle birlikte yoğurarak izleyicileri farklı bir evrene çekiyor. Böylece melankoli ve hüzün zerk ediyor…

“Görünmez Kentler” sergisi 21 Mayıs tarihine kadar Anna Laudel Istanbul’da görülebiliyor.

***

AJANDA

Gündelik nesnelerle eleştirel sanat

Cengiz Çekil’in 24 Eylül’e kadar Arter’de açık kalacak “Bugün de Yaşıyorum” başlıklı retrospektif sergisi, sanatçının 2015’teki ölümüne kadar ürettiği eserleri bir araya getiriyor. Gündelik hayattan malzemeler kullanan sanatçı, globalleşme ve tüketim kültürü gibi olguları eleştiriyor.

Şehir hapishanesi: Görünmez Kentler sergisi açıldı

Resimlerdeki Üsküdar

“Sanat âşığı bir derviş meşrep” olarak tanımlanan Osmanlı ressamı Hoca Ali Rıza’nın semti olan Üsküdar’ın farklı yüzlerini resmettiği eserlerden oluşan “Üsküdarlı Hoca Ali Rıza” resim sergisi, Nevmekan Sahil Galeri’de görülmeye devam ediyor. Asırlardır devam eden kültürden izler taşıyan sergi, 7 Mayıs’a kadar sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.

“Hırçın Kız” AKM’de

William Shakespeare’in en meşhur oyunlarının başında gelen “Hırçın Kız”, İstanbul Devlet Tiyatrosu yapımıyla AKM’de 14 ve 15 Nisan tarihlerinde tiyatroseverlerle buluşuyor. Oyun, Sinyor Battista’nın biri fevkalade hırçın ve dikbaşlı, diğeri uysal ve uyumlu iki kızının evlilik maceraları çevresinde dönüyor.

Şehir hapishanesi: Görünmez Kentler sergisi açıldı

***

KİTAP

> Rus tarihçinin gözüyle Uluğ Bey

Emîr Timur’un torunu Uluğ Bey, kendini küçük yaştan itibaren matematik ve astronomiye adayan bir âlimdi. Arkadaşlarıyla beraber ortaya koyduğu “Zic-i Uluğ Beg” adlı eser ise Orta Çağ’da astronominin zirvesi olarak kabul edilmekteydi. Uluğ Bey, dinî ilimleri münazara edecek derecede Arapça ve şiir yazacak ölçüde de İran edebiyatı hakkında bilgi sahibiydi. Rus tarihçi Vasiliy Vladimiroviç Bartold “Uluğ Beg: Bilge Türk Hükümdarı” adlı eserinde, işte o büyük şahsın hayatını ve çalışmalarını ortaya koyuyor. Prof. Dr. İsmail Aka’nın karşılaştırmalı olarak tercüme ettiği Kronik Kitap etiketli eser, Timurlular devri Rönesansını bir Rus akademisyenin bakış açısıyla gözler önüne seriyor.

> Transhümanist Devrim!

Tıp dünyasındaki yenilikler ABD’de transhümanizm adı altında ortaya çıkan ve Google gibi şirketler tarafından desteklenen bir ideolojinin yükselmesine sebebiyet veriyor. İnsanoğlunun gençliğini uzatmak için yapılan çalışmalar, giderek insan-makine hibritleri üretmenin yollarını aramaya dönüşüyor. Fransız yazar ve siyasetçi Luc Ferry ise Türkçesi İş Bankası Kültür Yayınları tarafından okuyucuya sunulan “Transhümanist Devrim” adlı eserinde, transhümanist yeniliklerin hayatlarımızı nasıl değiştireceğini veya altüst edeceğini tartışıyor. Büyük değişimden yeterince haber olunmadığı vurgulanan eser, transhümanizme dair “orta yolcu” ideolojik bir bakış açısı taşıyor.

> Türk sineması nereye gidiyor?

Akademisyen Kurtuluş Kayalı Vakıfbank Kültür Yayınları tarafından neşredilen “Türk Sineması” adlı eserinde, yerli sinemayı değerlendiriyor. Kayalı eserinde, Metin Erksan, Lütfi Akad, Zeki Ökten gibi yönetmenlerle sosyolojik bir manzara çiziyor ve yaşanan değişimlerin sinemayı geçmişinden koparmadığını savunuyor. “Türk sineması üzerinde düşünmek Türk düşüncesini anlamanın en önemli dayanaklarından biridir” ifadelerini kullanan Kayalı, eserinde; “Tanpınar Bir Film Seyretse...” ve “Türk Sinema Yazınının Temel Sorunları” gibi enteresan başlıkların altını dolduruyor.

r-957292#

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...