Dünya orijinal olana hayran olur

Sesli Dinle
A -
A +

ÖZGÜN” kısaca “YALNIZ KENDİNE ÖZGÜ BİR NİTELİĞİ OLAN, KOPYA OLMAYAN” anlamı taşır. Özgünlük denilen kavram bir ürün ya da işin başka bir ürün veya işten birçok yönden farklılıklarının olması ve benzerlerinin olmaması demektir. Kavramın her türlü alanda daha fazla tercih edilir olması ise bilinen bir gerçektir.

 

Özgünlük nedir sorularının en az sorulduğu alan ise ne yazık ki mutfaklar. Hâlbuki mutfaklarda en çok aranması gereken şey ÖZGÜNLÜK olmalı. Bugün gelişen teknoloji ile globalleşen dünyada işitsel ve görsel hikâye anlatımı yeni bir şey değil. Bu çerçevede daha geniş bir kitleye ulaşma ve hikâyelerinizi daha fazla kişiyle paylaşma imkânı ise hiç bu kadar fazla olmadı. Tabii ki bu durum aynı zamanda büyük bir tehdit. Çünkü artık hemen herkes en basitinden akıllı telefonuyla kendi hikâyelerini FACEBOOK, YOUTUBE, INSTAGRAM, TWITTER, SNAPCHAT ve TIKTOK gibi sosyal platformlar aracılığıyla dünyayla paylaşabiliyor. ORİJİNALLİK; içinde yer aldığı çevreden kaynaklanan faktörler ve geçmişten gelen örf ve âdetlerin oluşturduğu kültürel faktörlerle etkili olabiliyor.

 

Bölgelerin lezzet yapısı, yöresel ürünleri, coğrafi iklim kuşağı, sofra adabı ve benzeri unsurlar gastronomi kimliği ve özgünlüğü oluşturuyor. Halk arasındaki tabirle yöresel ürün belli bir alan veya bölgenin coğrafi sınırları içinde yetiştirilen veya o coğrafyada yaşayanlar tarafından binlerce yılda geliştirilen ve o bölgenin adıyla anılan lezzetler olarak adlandırılıyor.  Sakın karıştırmayalım YÖRESEL olmak ÖZGÜN olmak demek değildir. Özgünlük sadece bir satış argümanı ya da bölgenin ekonomik kazancı için düşünülmesi gereken bir kavram da değildir. Yöre, bölge ya da ülkenin geçmişten gelen tarihî ve kültürel bir parçasıdır. BUNLARI NEDEN ANLATTIM; ÜLKEMİZDE MUTFAK KONUSUNDA SINIRLI BİLGİYE SAHİP, YEMEK KÜLTÜRÜ SADECE YEDİĞİNİN LEZZETİYLE SINIRLI BİRÇOK İNSAN KENDİ KENDİNE ŞEHİRLERİN GASTRONOMİK BAŞARISINI YA DA BİNLERCE YILDA GELİŞTİRİLMİŞ LEZZETLERİN SIRALAMASINI YAPIYORLAR. Oysa bu sıralamalar insanların kendi damak tatlarına dayalı yapılamaz. 

MİLLİYETÇİ DUYGULAR ŞART

Şehirlerin gastronomi zenginliği; özgün- kimlik gibi sıfatlar, coğrafi konum, iklim, tarihî geçmiş, din ve kültür gibi birçok etki edenle ilişkilidir. Özet ile özgünlük tanımı orijinalliğe, kendine haslığa, ilk defa yapılana, taklit olmayana, benzer olmayana yapılan bir vurgudur. Yani yemeklerin, pişirme teknikleri ve servis usullerinin tamamen o mutfağa ait olması demektir. Gastronomik özgünlük çevre ve kültür olmak üzere iki faktörün buluştuğu yerde ortaya çıkar.

 

KÜLTÜREL ÖGELER; tarih, etnik çeşitlilik, imkânlar, yetenekler, gelenekler, inançlar ve değerler yanında ÇEVRESEL ÖGELER; yani coğrafya, iklim, yöresel ürünler ve yeni ürünlerin yararlı uyumundan oluşmaktadır. Demek oluyor ki ŞEHİRLERİN MUTFAK ÖZGÜNLÜK kalitelerinden bahsederken bütün bu unsurları değerlendirebilmek gerekir. Gastronomik özgünlük mutfak kültürüne ait yemekleri ve mirasını yansıtmada ve mutfak kültürüne ait özelliklerle rekabet üstünlüğü sağlamada etkili bir kriterdir. Şehirler, bölgeler, ülkeler özgünlük çerçevesinde çok daha etkili bir turizm argümanı olabilir. Diğer taraftan da kendi geleneklerimize ait yemeklerimizi sunarken ve pazarlarken gerçekleştirdiğimiz süreçleri daha milliyetçi duygularla yapmak gerekir diye düşünüyorum. GASTRO MİLLİYETÇİLİK kavramına inanıyorum çünkü ben GASTRO MİLLİYETÇİLİĞİ farkına varma, sahip çıkma olarak da görüyorum ve açıkçası doğru da buluyorum. GASTRO MİLLİYETÇİLİK kavramı, ilk defa sosyolog DE SOUCEY tarafından kullanılmış. GASTRO MİLLİYETÇİLİK, ulusal bağlılığın duygusal gücünü oluşturmak ve sürdürmek için gıda üretimi, dağıtımı ve tüketiminin kullanımını tanımlayan çok eski olmayan bir kavram. GASTRO MİLLÎ yapının oluşması bir ülke mutfağının uluslararası olması açısından da önemli bir adımdır.  GASTRO MİLLÎ yapı ülke, bölge, şehir mutfak kültürlerinin ve yöresel ürünlerin tercih edilmesinde ve markalaşmasında etkisi olduğu gibi yerel üreticilere katkı sağlaması ve yerel kalkınma açısından değerli ve gerekli. 

ESİNLENMEK BAŞKA…

Gastro milliyetçilik toplumun millî duygularıyla hareket etmesi, toplum içinde özüne dönme veya ürünlerin orijinalini koruma gibi eğilimleri ortaya çıkarabilmektedir. Bu açıdan baktığımızda ÖZGÜN kavramı ile GASTRO MİLLİYETÇİLİK bir yerlerde mutlaka kesişecektir. Demem o ki TÜRK MUTFAĞI kopyalanmış ya da ödünç alınmış olmasın, genç ve yetenekli mutfak şeflerimiz mümkünse kimseyi taklit etmesin, çünkü o zaman ikinci el olurlar. Başkalarının kültürleri, bilgilerinden esinlenmek, yararlanmak başka taklit başka. Her anlamda ÖZGÜN olmalıyız hatta yalnız kalmak pahasına bile olsa…

 

Çünkü ÖZGÜN olmak, eşsiz ve gerçek özümüzden kaynaklanan değerlere, kimlik duygusuna sadık kalmak anlamı taşır. Bütün bu bilgiler çerçevesinde ülkemizde özgünlük açısından en değerli şehirler KASTAMONU, KONYA, KAYSERİ, MALATYA, ÇORUM, SİVAS ve TOKAT’tır. Sakın yanlış anlamayın benim damak tadıma göre falan değil ÖZGÜN, KİMLİKLİ, TAKLİT OLMAYAN anlamında... Bu iller son 500 yıldır farklı kültürlerce işgal görmedi, sınır bölgeleri olmadığı için komşu ülke mutfaklarıyla benzerlikleri de yok. TARİH, COĞRAFYA ve KÜLTÜR anlamında oldukça değerli şehirler. Özgün tarım ürünleri yanında, özgün hayvan çeşitliliği mevcut. Şüphesiz bu özelliklerden bir ya da ikisi yetmez. Birçok dinamik bir arada olmalı ve üzerinde yaşayan onlarca etnik kültürü de üzerine eklerseniz benimle hemfikir olursunuz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.