Boğaz'la kucaklaşan camiler...

Düzenleyen: / Kaynak: HABER MERKEZİ
- Güncelleme:
Boğaz'la kucaklaşan camiler...
Türkiye Cumartesi Haberleri  / HABER MERKEZİ

Bazı tarihî şahsiyetlerin “dünyanın başkenti” olarak gördüğü İstanbul hem Sultanahmet, Süleymaniye gibi abidevi camileri hem de eşsiz Boğaz’ıyla meşhur... Bunun yanında Boğaz ile camilerin kucaklaştığı da vaki... Bu mabetlere “lebiderya camileri” de denir...

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Üsküdar’daki Şemsi Paşa Camii (inşası 1580), -şimdilerde yürüme yoluyla kısmen engellense de- Boğaz’la bütünleşen camilerden biridir. Mabet, yıllarca “Kuş konmaz” diye anılır. Zira rivayete göre; Sadrazam Sokullulu Mehmed Paşa, Mimar Sinan’a “Güzelim eserlerini kuşlar mahvediyor” minvalinden şeyler söyler. Bundan çok etkilenen Sinan, bu camiyi rüzgâr akımlarının kesiştiği öyle bir noktaya yapar ki kuşlar üzerine konamaz ve kirletemez!

Boğaz'la kucaklaşan camiler...

‘HASBAHÇE’DEKİ MABET

Bebek Camii de yeşil ile turkuaz suların buluştuğu bir noktada inci gibi parlar... Mabedin hikâyesi ise enteresandır: Önceleri saraya bağlı “hasbahçe” olan Bebek, 18. asırda ayak takımının yuvası olur. Bunu değiştirmek için bölge iskâna açılıp Damat İbrahim Paşa cami yaptırır. Bu mabet, “Hümayun-u Abad Camii” olarak da bilinir. Eser yıpranınca yerine 1912’de yenisi inşa edilir. Ancak enteresandır, caminin bulunduğu Bebek, şimdilerde yine eğlence ile anılan bir yer olur...

ERMENİ MİMAR YAPTI

Ortaköy Camii de Boğaz’la kucaklaşan tarihî mabetlerdendir. 1854’te Abdülmecid Han’ın Ortaköy’e yaptırdığı caminin mimarı, Ermeni ‘Balyan Kardeşler’den Nikogos’tur. Barok ve rokoko üsluplarını birleştiren zarif mimarisiyle şehrin simge eserlerinden biri olan camide namaz kılanlar, Boğaz’ın nadide manzarasını karşılarına alırlar.

SARAYIN YANINDA

Osmanlıda saraylı kadınların hayır eseri çoktur. Padişah annesi Bezmiâlem Valide Sultan’ın emriyle saray yanında yapımına başlanan Dolmabahçe Camii, onun vefatı üzerine oğlu Sultan Abdülmecid tarafından 1853’te tamamlanır. Nikogos Balyan’ın ihtişamlı mermer ve taşlarla süslediği eser, devrindeki sanat akımlarının aynası gibidir. Ne yazık ki mabet son asırda kapatılıp 1961’e kadar müze olarak kullanılır.

Boğaz'la kucaklaşan camiler...

EMİRGÂN’DAKİ ESTETİK

Emirgân Korusu’ndan Boğaz’a doğru indiğinizde sizi zarif bir cami karşılar. “Emirgân Hamid-i Evvel Camii” adını, hem muhitten hem de banisi hayırsever Sultan I. Abdülhamid’den alır. 1781’de yapılan mimari eser, bitki motifli süslemeleri ve zarif sütunlarıyla bambaşka zamanlara açılır...

Boğaz'la kucaklaşan camiler...

DALGALARIN SESİ VAR

Kuzguncuk’ta sahil kenarında, kendine has minaresiyle ahşap küçük bir yalı camii göze çarpar... Üryanizade Camii, adını banisi olan 19. asır Şeyhülislamı Üryanizade Esad Efendi’den alır. Bu hoş mabedi ziyaret ettiğinizde dalgaların sesi kulaklarınızda yankılanır, sade işlemeleri sizi mest eder... Eskiden kayıkhanesi bulunan küçük mabede denizden ulaşmak mümkündür.

AKINTI BURNU’NDAKİ YADİGÂR

Boğaziçi’nin Arnavutköy semtinde “Akıntı Burnu” denilen ve zamanında yelkenli gemilerin karadan yardımla ilerleyebildikleri bir yer vardır. İşte oraya II. Mahmud, oğlu adına 1838’de Tevfikiye Camii’ni yaptırır. Eser, barok ve rokoko üslubuna sahiptir.

Caminin etrafındaki muhitte ise bir zamanlar namlı çileklerin yetiştiği bahçeler bulunmaktadır.

Düzenleyen:  - Türkiye Cumartesi
Kaynak: HABER MERKEZİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...