Beton yerine geri dönüştürülebilir malzemeler... 3D yazıcıyla çevre dostu ev yapıldı

Amerika Birleşik Devletleri tarihi bir konut sıkıntısıyla karşı karşıyayken, Maine Üniversitesinden araştırmacılar soruna bir çözüm bulmuş olabileceklerine inanıyorlar. Üniversitenin Gelişmiş Yapılar ve Kompozit Merkezi (ASCC), dünyanın en büyük 3D yazıcılarından birini kullanarak tamamen biyo bazlı malzemelerden yapılmış ilk 3D baskılı ev yaptı.
3D yani üç boyutlu yazıcıların kullanımı son yıllarda önemli ölçüde artıyor. 3D yazıcıları kullanarak oyuncaklar, küçük araç gereçler tasarlamak ve yapmak yaygınlaştı. Ancak 3D yazıcıyla ev yapanlar da var. Yine de araştırmacılar, 3D yazıcıyla yapılan evlerin daha uygun maliyetli ve kolay şekilde üretilebilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Bu, birçok kişinin son yıllarda üstesinden gelmeye çalıştığı bir zorluk ve bugüne kadar çoğu çözüm, beton veya kil kullanımını ve ahşap çerçeveleme gibi geleneksel yapı yöntemlerini içeriyordu. Ancak ABD'deki Maine Üniversitesi Gelişmiş Yapılar ve Kompozit Merkezinin ‘BioHome3D’ adını verdiği 3D baskılı ev projesi oldukça farklı.
BioHome3D isimli evin 600 metrekarelik prototipi, 3D baskılı bir zemine, duvarlara ve sürdürülebilir malzemelerden yapılmış (ahşap lif ve biyolojik reçine) bir çatıya sahip. Ayrıca tamamen geri dönüştürülebilir malzemelerden üretildi. Üstelik montajı için haftalar ve aylarca yerinde inşaat süresi gerektirmiyor. Dört modülün 3D baskısından sonra merkez, BioHome3D'yi yarım günde monte etti. Daha sonra bir elektrikçinin evi elektriğe bağlaması yaklaşık iki saat sürdü.
UYGUN FİYATLI, HIZLI EV ÜRETİMİ
ASCC, BioHome3D'nin uygun fiyatlı evler inşa etmek için gereken malzeme ve işçiliği azaltarak ABD'deki konut sıkıntısının giderilmesine yardımcı olabileceğini öne sürüyor. Yalnızca Maine'de, eyalet genelinde yaklaşık 20 bin konutluk büyüyen bir konut sıkıntısı var.
ABD’deki konut kıtlığının pandemiden ve birlikte gelen tedarik zinciri sorunlarından önce başladığını belirtmekte fayda var. Brookings Enstitüsünden Jenny Schuetz, mevcut konut sorunlarının, mahalle sakinlerinin daha fazla ev inşa etme girişimlerini engellemelerine izin veren kısıtlayıcı imar yasalarına ve arazi kullanım düzenlemelerine kadar gidebileceğini söylüyor. Başka bir deyişle, konut krizine teknolojik bir sorun olarak değil, bir politika sorunu olarak bakmak daha iyidir.
Yine de bu, teknolojinin konut geliştirmede önemli bir rolü olmadığı anlamına gelmez. Betonun ana bileşeni olan çimento, büyük bir karbon ayak izine sahiptir. 2018 itibarıyla, küresel beton üretimi yıllık sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 8'ine veya tüm havayolu endüstrisi tarafından üretilenden daha fazla kirliliğe yol açtı. Bu nedenle, ev inşasında beton ihtiyacını azaltmak veya tamamen ortadan kaldırmak, çevre için bir oyun değiştirici olabilir.
(Engadget)