ABD, Çin, Rusya... Uzayda toprak savaşları: Gezegenlerden arsa satın alınır mı?

Düzenleyen:
- Güncelleme:
ABD, Çin, Rusya... Uzayda toprak savaşları: Gezegenlerden arsa satın alınır mı?

TEKNOLOJİ Haberleri

Bilim insanları uzun yıllardır uzayı keşfetmek için onlarca aracı çeşitli gezegenlere ve uydulara gönderiyor. Ancak hiçbir uzay ajansı ya da devlet, bir gezegende ya da uyduda hak iddia edemedi. Peki, devletler uzayda üs kurabilir mi? Hangi ülke uzayda ne kadar hakka sahip? İşte bu soruların cevapları… 

Metaverse yani sanal evrenden arsa satın almak son yıllarda oldukça popüler. Sanal dünyadan arsa satan onlarca şirket var ve haberlerde sık sık milyonlarca dolar karşılığında satın alınan metaverse arsalarını, mülklerini görüyoruz. Peki, uzaydan arsa satın alınır mı? Aslında uzun yıllardır bazı şirketler Ay, Mars, Venüs gibi uydu ve gezegenler için arsa satışı yapıyor. Hatta satışların iyi olduğu ve bu yüzden diğer gezegenlerden de arsa satılacağı açıklanmıştı.

Peki, diğer gezegenlerdeki arsaların fiyatları ne kadar? Enlem ve boylamını belirleyerek uzaydan tapu sahibi olan pek çok kişi, 25 dolar gibi bir fiyat karşılığında diğer gezegenlerden arsa sahibi oldu. Ancak aslında bu tapuların kanunen geçerliliği bile yok.

ABD, Çin, Rusya... Uzayda toprak savaşları: Gezegenlerden arsa satın alınır mı?

O halde bilimsel çalışmalarda durum ne? Devlet kurumlarının uzay çalışmaları kapsamında, gezegenlerde ve uydularda belli başlı arazilere araçlarını yerleştirdiğini hepimiz biliyoruz. Örneğin, Ay. Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), 2025 yılında Artemis görevi kapsamında Ay’a iki astronotunu göndermeyi hedefliyor. Ancak bu defa NASA’nın amacı Ay’da kalıcı bir üs kurmak ve insanların Ay’ı sık sık ziyaret edebilmesini sağlamak.

Peki, uluslararası anlaşmalara göre uzayda üs kurulabilir mi? Hangi ülkenin uzayda ne kadar hakkı var? Uzaydan özel arsa satın alınır mı? TRT Haber’den Benginur İkbal Akgül, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Araştırma Görevlisi Onur Çağdaş Artantaş’a ‘uzay ve mülk’ konusunu sordu. 

UZAY ‘İNSANLIĞIN ORTAK MİRASI’ 

Dr. Onur Çağdaş Artantaş, uzay ve mülkiyet konusunun tarihinden söz ederek anlatmaya başlıyor: “Uzaydaki gök cisimlerinde bunların mineral rezervlerinin çıkartılarak gerek gök cisimlerindeki üslerde gerek dünyada kullanılması yeni bir fikir değil. Yirminci yüzyılın başından itibaren bu tür planlar bilim dünyasının zihnini meşgul ediyor. Platinyum, paladyum, iridyum gibi değerli metaller ve helyum-3 gibi gelecekte enerji sektöründe kullanılabilecek kaynaklar hem devletlerin hem şirketlerin iştahını kabartıyor.

ABD, Çin, Rusya... Uzayda toprak savaşları: Gezegenlerden arsa satın alınır mı?

Bu konudaki hukuki gelişmeler yörüngemizin ve dış uzayın askeri amaçlarla kullanılmasının mümkün hale geldiği Soğuk Savaş esnasında başladı. Uzayın bir savaş alanına dönüşmesinin dünyada da nükleer yıkımı başlatabileceği kaygısıyla uluslararası girişimler başladı. 

Soğuk Savaş esnasında yapılan iki uluslararası anlaşma, Dış Uzay Anlaşması (1967) ve Ay Anlaşması (1978) bu konudaki referans metinlerdir. Her iki anlaşma da dış uzayı ve dünyanın uydusunu ‘İnsanlığın Ortak Mirası’ olarak tanımlar. Dış Uzay Anlaşması’na göre devletler gökcisimlerinde egemenlik iddia edemeyecekleri gibi, bu alanlardan özel kişilere lehine mülkiyet de tesis edemezler.”

Öte yandan, Dış Uzay Anlaşması’nın sadece devletler bakımından bağlayıcı olduğunu ve özel kişilerin gök cisimlerinde hak iddia edebileceğini savunanlar da var. Artantaş bu konuda, “Özel kişilerin (örneğin şirketlerin) herhangi bir alan üzerinde hak iddiasının iki formu, mülkiyet veya ekonomik faaliyet lisansları, ancak o alan üzerinde bir devletin egemenlik iddia edebiliyor ve bu egemenliğe dayanarak özel kişilere bu hak veya lisansları verebiliyor olmasına bağlıdır. Ay Anlaşması bu yönde bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ayın yüzeyinin veya yer altının devletlerin veya kişilerin mülkiyetine giremeyeceğini hüküm altına alır.” diyor. 

İLK ULAŞMAK DA HAK İDDİA ETMEYE NEDEN OLAMAZ

Peki, bir gezegene ya da uyduya ilk ulaşan ülke hak iddia edebilir mi? Dr. Artantaş bu konuyu ise şu sözlerle açıklıyor: “Zira aynı alanda faaliyet göstermek isteyen ikinci bir devlet veya kişiye de engel olacak bir ilkenin var olmaması gerekir. Buradaki hukuki uyuşmazlığın çözümsüz kalması ve fiziki güç kullanımlarına sebep olması muhtemeldir. Bu sebeple uluslararası anlaşmaların ruhuna uygun olarak mevcut hukuki durumda dış uzayda ve dünya dışı gök cisimlerinde ekonomik faaliyet yürütülemeyeceği esastır.”

Bilimsel üslere ilişkin ise Artantaş, “Ancak geçici bilimsel faaliyetler yürütülebileceğini ve buna yönelik alana zarar vermeyen geçici üsler kurulabileceğini kabul etmek gerekir” dedi.

ANLAŞMAYA TARAF OLMAYAN ÜLKELER UZAYDA HAK İDDİA EDEBİLİR Mİ?

Dr. Onur Çağdaş Artantaş, Dış Uzay Anlaşması (1967) ve Ay Anlaşması’na (1978) taraf olmayan devletlerin hak iddia edebileceği yönündeki iddialara şu şekilde cevap verdi: "Elbette anılan iki anlaşmaya taraf olmayan az sayıda devlet, yahut bu anlaşmalardan çekilecek devletler gök cisimlerinde ekonomik amaçlı kalıcı üsler kurma girişimlerinde bulunabilir. Ya da bazı özel kişiler uzayda belli alanları fiilen işgal edebilir, hatta işgallerini bazı devletlerin mülkiyet koruması kapsamına sokabilirler. Her iki durum da uluslararası hukuk bakımından korunmayacağı gibi, devletler arasında ciddi uyuşmazlıklara ve güç kullanımlarına konu olabilir."

Düzenleyen:  - TEKNOLOJİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...