Ali Haydar Bozkurt: 600 binin altı satış sektör için büyük sıkıntı

Ali Çelik - Geride bıraktığımız 2019 yılı, otomotiv sektörü için oldukça sıkıntılı geçti. İki yıl önceki satış rakamlarına göre yüzde 50’nin altına düşen satış rakamları, yatırımlarını büyüten yerli üreticiler, distribütör ve bayilerin büyüme hedeflerini revize ettirdi. Bahsi geçen bu dönemi değerlendiren ve sektörle ilgili önemli açıklamalar yapan Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ CEO’su Ali Haydar Bozkurt, 2019 yılı başlarken hassas bir sene olacağını tahmin ettiklerini dile getirdi. Sektör olarak her zaman bardağın dolu tarafına bakmaya gayret gösterdiklerini ifade eden Bozkurt, ekonomik ve konjonktürel gelişmelere göre zayıf başlayan 2019’un ikinci yarısından sonra devlet tarafından alınan tedbirler, teşvik ve faiz kampanyaları ile birlikte toparlanma sürecine girdiğini belirtti. Bozkurt konuşmasına şöyle devam etti: Sektörümüzün umutlarını tazeleyen bu düzenlemeler ve özellikle senenin son iki ayında ortaya çıkan pozitif görünüm sonucunda araç alımları bir miktar ivmelendi. Normal olarak gördüğümüz bir milyon adetlik satış rakamlarından sonra 2018 yılında 620 bin adetlere gerileyen toplam pazar, bu sene ise 470 binler civarında kapanacak. Toyota olarak pazar payımızı artırdığımızı görüyoruz. Bu artışta her binek modelimizin bir hibrit versiyonu olmasının çok büyük katkısı oldu. Bu yılı 25 bin adet seviyesinde kapatacağız. 

KREDİ ORANLARI ÖNEMLİ 
Otomotiv sektörünün bir dizi sıkıntı yaşamaması için yıllık minimum satış rakamının 600 bin seviyelerinin altına inmemesi gerektiğine dikkat çeken Bozkurt “Bu rakamların altındaki satışlar sektörde bir dizi sıkıntılara sebep oluyor. Mevcut şartlarda; otomobil satışlarını etkileyen iki temel faktör var. Biri kur diğeri faiz oranları. Kurlar, araçların maliyetinden yola çıkarak doğal olarak fiyatını belirliyor. Ayrıca tüketiciler ülkemizde otomobil alımında kredi kullanmayı tercih ediyorlar. Böyle olunca; otomobil alımında kredi faiz oranlarının önemi ortaya çıkıyor. Bu durumda; kredi faiz oranlarının yüzde birler ve altında olması tüketicilere cazip bir ortam oluşturuyor” dedi.  

VERGİ SİSTEMİ DEĞİŞMELİ 
Bunların yanında vergi sisteminin önemine değinen Bozkurt “Tüm dünyada uygulanan sistemler incelenerek ve otomotivin 5-10 yıl içinde gideceği yöne bakılarak bir vergi sistemi ortaya konulmalı diye düşünüyorum. İlk bakışta çok zormuş gibi görülebilir. Ancak akademik çalışmalar yapılarak, yurt dışındaki örnekler incelenerek, hepsi belli formüllere dayandırılarak en adil sistemin getirilmesi mümkün. Vergi oranlarının yüksek olduğu ortada ancak bu duruma bir başka açıdan da bakmamız gerekirse, vergi sisteminizin dünyayla uyumlu olmadığı ortada. Motor hacmine dayalı bir vergi sistemi artık dünyada terk edilmişi bir sistem olarak duruyor. Dünyanın birçok ülkesinde ve özellikle Avrupa’da vergilendirme motor hacmi yerine CO2, NoX ölçüm değerleri ve yakıt tüketimi üzerinden alınıyor. Bu sistem teknolojinin de önünü açan güncel bir sistem. Dünyada otomotiv teknolojisi bambaşka bir yöne giderken, bizim de vergi sistemimizi, teşvik ve ihale uygulamalarımızı, artık bu 1.6 altı/üstü ‘takıntısından’ kurtarmamız acilen gerekmektedir. Eskiden, bir otomobil 1.6 litre üzerinde bir motor hacmine sahipse, “lüks” araç olarak kabul edilmekteydi, vergi uygulamaları da buna göre düzenlenmişti. Lüks olarak tabir edilen hemen hemen tüm markaların 1.6 motor seçeneği oluştu, uzun yıllar boyunca da bu “lüks” markalar, düşük vergi diliminden faydalanarak otomobil satmaya devam ettiler. Eskide kalan 1,6 motor takıntımızdan kurtulmamızın zamanı geldi” şeklinde konuştu.