Tolgay Arslan noktayı koydu: Beşiktaş'tan ayrılmam

HASAN SARIÇİÇEK - Türkiye’de Beşiktaş'tan başka takımda oynamam. Avrupa'ya da Beşiktaş'ın gerisindeki takıma gitmem.” Bu iddialı sözlerin sahibi; Beşiktaş’ın merkez orta sahası, güler yüzlü, açık sözlü, beyefendi futbolcusu, TOLGAY ARSLAN. Aslen Çorumlu ancak Almanya'da doğup büyümüş, öyle sözü evirip çevirmeyi bilmiyor, politikadan da nefret ediyor. Mutlu yuvası dışında tek sevdası var, o da futbol. Şampiyonluk sonrası Tolgay ile şampiyonluğu, Beşiktaş'ı, Türkiye'yi konuştuk. Söze en merak edilen yerden başladık: “Kalmak mı zor, gitmek mi? 
İşte Tolgay'ın ilgiyle okuyacağınız röportajından öne çıkanlar. 

AHMET AĞABEY BU SEZON BENİ UNUT
"Menacerim Ahmet Bulut'a gelen bazı teklifler var, bir kaçını benimle paylaştı. Ben de dedim ki; 'Türkiye'de Beşiktaş'tan başka takımda oynamam. Avrupa'ya da Beşiktaş'ın daha gerisindeki takıma gitmem. Burada mutluyum hem de hiç olmadığım kadar çok. Neden ayrılayım ki? Ahmet Ağabey, sen bu sezon beni unut. Beşiktaş ile daha kazanılacak kupalar var."

ZİDANE HAYRANIYIM BARCELONALIYIM
“İniesta ve Xavi’yi beğenirim. Hatta tarzımı Xavi'ye benzetirler ama benim hayranı olduğum futbolcu Zidane Zidan. Kendime örnek aldığım insan, o. Kitabını da okudum. Müthiş etkileyici. Futbolsever olarak Barcelona taraftarıyım, futbolu uzay çağında oynuyorlar. Böyle takımları bir defa yenebilirsin ama o zevki sana ikinci defa yaşatmazlar. (Tolgay yüzünden eksik olmayan o her zamanki gülümsemesini daha bir coşkulu hale getirerek diyor ki) Barcelona'da oynamak mı? Teklif gelirse neden olmasın, ayrıca orada oynamayı kim istemez ki? Menacerim Ahmet ağabey de bunu biliyor. Kendisine transfer konusunda şaka yollu dedim ki, Barcelona'dan teklif olursa haber ver yoksa ne kendini yor ne de beni.”

ORTA SAHADA FORMA ATEŞTEN GÖMLEK
"Orta sahamız çok güçlü ve forma ateşten gömlek, doğru. Bunun bilincindeyim. Oğuzhan, Atiba, Necip, Gökhan İnler, Talisca hepsi de büyük yetenek. Ancak bu beni sarsmaz, bana güç verir. Rekabet olmazsa başarı olur mu, hiç.  En iyiler arasında yarışmak güzel bir şey. Sonuçta hepimizin amacı Beşiktaş'ın başarısıdır. Önümüzde üç kupalı yeni bir dönem var. Neden bu rekabet, kupa sayımızı artırmasın?

KENDİMİ ÖN LİBERODA DAHA İYİ HİSSEDİYORUM
“Pozisyon olarak 10 numara değilim. Kendimi ön liberoda, geriden oyun kuran vario libero rolünde daha iyi hissediyorum. Böylece daha kolay top yapıyorum. Yan yana Necip’le de, Gökhan İnler Ağabey ile de oynarım. Oğuzhan’la oynadığımda daha çok savunmaya, Atiba ile oynadığımda ise daha çok öne katkı sağlıyorum.”

O KUPA HA DEYİNCE KAZANILAMAZ...
“Biz iyi bir takımız. Birkaç nokta transferle çok daha güçlü olacağımız kesin ancak Şampiyonlar Ligi başka boyut. Devler Ligi’ni kazanmak öyle ha deyince olabilecek iş değil. Başkanımız Fikret Orman, bize ‘5 yıl içinde Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmak’ gibi bir hedef gösterdi. Kendimi bu projenin bir parçası olarak görüyorum, jübilemi böyle bir başarı ile yapmak isterim; 26 yaşındayım ve 5 yıl daha üst düzey futbol oynarım, diye düşünüyorum. Bir futbolcunun altın yılı 28 ve 31 yaş arasıdır. Ben daha onu yaşamadım.”

YETENEK BİZİM GENLERİMİZDE VAR
"Unutamadığım maçlar, çok var. Liverpool ve Napoli'ye attığı goller, unutulacak gibi değil... Ama bana en çok sorulan şey, Necip'e bakıp ters tarafa attığım gol pası... Herkes o nasıl bir şey diye soruyor, ben de şaşırıyorum, bazen öyle şeyler oluyor, işte. Yetenek genlerimizde var ama çalışınca oluyor. Bu manada temel eğitimi sağlam aldığımı düşünüyorum."

BÜYÜKLÜĞÜMÜZÜ LYON’LA FARK ETTİK
"Biz uyumlu, güçlü ve büyük takımız. Bunu, Lyon'a penaltılarla kaybettiğimiz maçtan sonra herkes gördü. Avrupa'dan dramatik şekilde elenince, 'Beşiktaş bir daha toparlanamaz, şampiyon olamaz' diye düşünenler çoktu, bu tür konuşmalar kulağımıza da geliyordu ama biz pes etmedik. Sağlam bir karakter ortaya koyduk ve Bursa, Kasımpaşa ile Gaziantep önündeki harika futbol sonrası şampiyon olarak ne kadar büyük bir kulüp olduğumuzu herkese gösterdik. Şunu da belirteyim Lyon maçı sonrası en çok üzülenler penaltı kaçıran Tosic ve Mitrovic'ti."

ELİMDE SİHİRLİ GÜÇ OLSA İLK OLARAK...
“Elimde sihirli bir güç olsa ne yapardım? Herhâlde kendim için fazla bir şey istemezdim ama Beşiktaş için Ukrayna'daki 6-0’lık Dinamo Kiev maçının sonucunu lehimize değiştirmek isterdim. Niye mi? O maçı kazansak Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmış olacaktık. Ancak tuhaf bir hakem, enteresan kararlar ve 2 kırmızı kart, elenmemize sebep oldu. Bence kâbus gibi bir şeydi, o gün hepimiz çok üzüldük."   

ŞENOL HOCA’YA BÜYÜK SAYGI DUYUYORUM
“Hamburg'da 15 ayrı hoca ile çalıştım, çok sıkıntılar çektim. Burada istikrar var. Şenol Güneş, benim futboluma önemli katkısı olan saygı duyduğum iyi bir teknik adam. Onun sayesinde topu daha olumlu kullanmayı öğrendim. Daha önceleri topla oynamayı çok seviyordum, şimdi bunu azalttım ve hem kontrollü hem de nefesimi daha ekonomik kullanmaya başladım.”

GÖKHAN ABİDEN ÇOK  DESTEK GÖRDÜM
"Gökhan İnler Abi çok tecrübeli harika bir insan. Malum sakatlık geçirdi, çok süre alamadı ama tecrübesiyle, bana ve takım arkadaşıma moral motivasyon anlamında çok büyük katkısı oldu. Bize öyle bir yol gösterdi ki, aşılmaz gördüğümüz problemler, adeta sıradanlaştı. Bir takımda o tür tecrübelere her zaman ihtiyaç olur."

SAKATLIK BANA KONTROLÜ ÖĞRETTİ
“Çapraz yan bağlarımdan sakatlandım. Uzun süre oynayamadım. Böyle durumda iyileşip, toparlanmak zordur. Ama hani bir söz var, ‘Kötü şeylerden iyi sonuçlar çıkar’ diye inanın o sakatlık bana çok şey kazandırdı. Önceleri, gözü kara bir şekilde her topa dalıyordum. O sakatlık sonrası topa daha kontrollü girmeyi öğrendim.” 

BU TAKIM DÜNYA KUPASI’NA GİDER
“Bence Türkiye bir futbol ülkesi… Kendimize haksızlık etmeyelim. Futbola Almanya’da başladım, Alman Genç Millî de oldum ama A Millî Takım’da Türkiye için mücadele ediyorum. İnancım o ki, bu takım, Dünya Kupası’na gider. Tesis ve altyapı anlamında Türkiye’nin Avrupa’dan bir eksiği yok. Mesela, Nevzat Demir gibi bir tesis inanın Almanya’da yok. Kabiliyet de var. Eksik olan disiplin içinde çalışmak, daha çok çalışmalıyız."

OĞLUM KİAN ALİ BEŞİKTAŞ FANATİĞİ
“Oğlum Kian Ali, inanılmaz şekilde Beşiktaş fanatiği. Kazandığımız maçlardan sonraki mutluluğunu ve kaybettiğimizdeki üzüntüsünü anlatamam. O nasıl bir sevgi, nasıl bir heyecan, o yaştaki bir çocuk için anlamak mümkün değil. Hele bazen tesislere gelişi var ki… İnanın o sabah benden önce uyanıyor, formasını giyiyor, maça çıkacakmış gibi hazırlanıyor.”

EŞİM ALMANCA KONUŞUR AMA TÜRK GİBİ YAŞAR
“Dokuz yıllık evliyiz, Allah nazardan saklasın en küçük problemimiz olmadı. Türkiye'de mutluyuz; ben, eşim ve çocuklarım. Bir yere gitmeyi düşünmüyoruz. Eşim Jana Alman, hâliyle Almanca konuşuyor ama inanın Türk gibi yaşıyor. Tarih öğretmeni, hâliyle tarihimizi ve kültürümüzü benden iyi bilir. Ben; dolmayı, sarmayı, eşim ve oğlum da mantıyı sever, Jana hepsini de çok güzel yapar. İnsan parmağını yer, öyle yani.”

JANA, İSTANBUL’UN KİTABINI YAZACAK
“Marka düşkünlüğümüz yok ama markalı sponsorlarım var. Türkiye'de sinemaya hiç gitmedik, eşimin bir filmi Türkçe seyredecek kadar dilimizi öğrenmesini bekliyorum. Beykoz’da oturuyoruz, ortam harika. İzin günleri, Jana ile İstanbul’u -Ayasofya, Sultanahmet, Topkapı Sarayı, Kapalı Çarşı’yı- dolaşıyoruz. Müthiş buluyor, öyle ki, İstanbul’un kitabını yazmayı düşünüyor. Buradaki insanlık; samimiyet ve dayanışmaya hayran. ‘Böyle bir ülkeyi niye AB’ye almazlar diye dertleniyor. Türkiye’yi ve bu insanları tanısalar, Avrupa’daki herkes keşke biz de bu ülkede doğsaydık, der’ diyor.”

"Orta sahamızın güçlü oyunculardan kurulu olması beni sarsmaz aksine bana güç verir..."

"Yanımda Oğuzhan oynuyorsa savunmaya, Atiba varsa hücuma daha fazla katkı sağlıyorum."

"26 yaşındayım ve 5 yıl daha üst düzey futbol oynarım. Altın yılı (28-31 yaş arası) daha yaşamadım..."

"Şenol Güneş sayesinde topu daha olumlu kullanmayı öğrendim. Hocamın bana katkısı çok."