Lucescu Türklere güveniyor

Fatih Terim’in ayrılığı sonrası hoca değişimine giden, Türkiye Futbol Direktörlüğü kavrımını kaldıran TFF, dün Mircea Lucescu için imza töreni düzenledi. TFF Başkanı Yıldırım Demirören açılış konuşmasını yaparken toplantıda zaman zaman tansiyon yükseldi... Merak edilen ve önemli olan Mircea Lucescu’nun Türk futboluyla ilgili düşünceleriydi. Rumen teknik adam hem ay-yıldızlı fotoğrafı çekti hem de başarı formülünü verdi. 2 yıllık anlaşma yapılan Lucescu, Galatasaray ve Beşiktaş’ı şampiyon yapmasının ardından ayrıldığı Türkiye’den 2 defa TFF, birer kez de Galatasaray ve Beşiktaş’la görüştüğünü itiraf etti. “Daha önce gelmeliydim” itirafında bulunan Lucescu, Fatih Terim’le ilgili olarak “Sayın Fatih Terim’e de çok teşekkür ediyorum. Hayatlarımız birbirini takip ediyor gibi. Galatasaray’ın başından ayrıldı, ben geçtim. Şimdi de Milli Takım’dan ayrıldı ve ben geçiyorum. Umarım Fatih Terim bir gün Galatasaray’ın başına geçer ve başarılı olur” dedi.
“Kimseyi kızdırmam”
Türk futboluna büyük bir sevgi beslediğini ifade eden Rumen çalıştırıcı “Her sezon transfer döneminde adımı gazetelerde gördüğümde gurur duyuyorum. Bütün takımlarla ismim anıldı ve bu durum beni gerçekten mutlu etti. Türkiye’de atasözlerinin sevildiğini iyi biliyorum. ‘İyi arkadaşlar zor günde belli olur’. Eğer böyle bir günde kabul etmeseydim arkadaş olarak görünemeyebilirdim” diye konuştu. Lucescu, “Bu görevdeyken inanıyorum ki başta Beşiktaş ve Galatasaray taraftarları yanımda olacaktır, ayrıca Fenerbahçe taraftarları da yanımda olacaktır. Şimdi böyle bir görevle kimseyi kızdırmamış oluyorum” görüşünü de iletti.
ERKEN ELEŞTİRİLERE SİTEMİ...
Basın toplantısında Mircea Lucescu’nun sağlık durumu gündeme geldi. Bir gazeteci daha önce basında yer alan Alzheimer başlangıcı olduğu yolundaki iddiaları gündeme getirdi. Devreye TFF Başkanı Yıldırım Demirören girdi ve böyle bir soru sorulamayacağını belirtti. Ancak Lucescu, ısrarla cevap vermek istediğini belirtip gazeteciye kaç yaşında olduğunu sorup “İstersen gel birlikte fotoğraf çektirelim. Bakalım hangimiz daha genç duruyor” cevabını verdi. Ardından da Lucescu’nun genel tabloya bakıp yaptığı değerlendirme dikkat çekiciydi: Türk futbolunu kalkındırmak için buradayım. Daha gelmeden eleştirileri görüyorum. Basına, futbol federasyonuna, yönetim kuruluna, antrenörlere ve herkese ihtiyaç var. Hepimiz birlik olarak Türk futbolunu daha da ileriye taşımak için çalışacağız. Benimle ilgili bir sıkıntı varsa hemen gidebilirim hiç sorun değil benim için. Ben burada çalışırken her maça çıkmadan önce futbolcuların çok iyi çalıştığını gördüm. 2002’deki Dünya 3.’sü olan Milli Takım’ı hatırlıyorum. O dönemde hem medya, hem taraftarlar ve Türkiye’nin birçok kolu birlik olarak getirmişti. Bunu tekrar başarabiliriz.
Tudor EMPATİSİ‘HAYIR’ dedirtmiş
Galatasaray yönetiminin Östersunds maçlarının ardından kendisiyle temas kurduğunu ifade eden Lucescu o süreci anlattı: Başkan yardımcısı Bükreş’e geldi ve bana futbol direktörü olma imkanı sunuldu. Kabul de etmedim, ret de etmedim. Sadece ‘1 hafta sonra tekrar konuşalım’ dedim. Benim olacağım görevde kendimi teknik direktör olarak değerlendirince benim üzerimde olan birisinin baskı oluşturacağını düşündüm ve kararımı verdim. Galatasaray tekrar Bükreş’e geldi ve bu pozisyonda çalışmayacağımı kendilerine ilettim. 31 Temmuz tarihinde sayın başkanla (Yıldırım Demirören) bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik ve kendisi bana bu teklifi sundu. Ayın 1’inde Galatasaray başkanı ve yardımcısı tekrar Bükreş’e geldi. Ben de kendilerine Millî Takım kararımı bildirdim.”
Acı çektiğini  görüyorum, anlıyorum
Lucescu’nun ilk millî davalarından birisi Arda Turan olayı olacak gibi. Rumen teknik adam “Euro 2016’nın ardından bazı oyuncuların çağrılmadığını biliyorum. En büyük sorun yurt dışında oynayıp Milli Takım’da forma giymeyen isimler. Bu konuyla ilgili oyuncularla ve hocalarıyla konuşmak istiyorum. Benim amacım oyunculara, bu ülkeye karşı zorunlulukları olduğunu hatırlatmak. Ne zaman çağırırsak görevlerini yerine getirmeye ikna etmeliyiz. Arda Turan’ın acı çektiğini görebiliyorum ve anlayabiliyorum. Milli Takım’ın ona, onun da milli takıma ihtiyacı var” dedi.