Kötü bir Bülent Yıldırım izledik!

Olcay'a çıkan kırmızı kart maça damga vurdu.
20'de Emenike'nin, 21'de Emre'nin lehine çalınan fauller çok basit temaslardı.
Bunlara çalıyorsan ihracın öncesinde Emenike'nin Necip'e yaptığı hareket net bir faul. Bunu çalmadı, 10 saniye içinde Emre-Olcay mücadelesi gelişti. 2.sarıdan Olcay'ı ihraç etti. Olay bir olgun atak başlangıcı mı?
Henüz değil, mesafe kaleye 70 metre!
Emre tamamen koptu gidiyor mu?
Bu da hayır!
Henüz mücadele devam ediyor. MHK'nın da net talimatı şu ki; "2.sarıdan ihraç asla tartışılmayacak bir ihraç olmalı."
Bu ikinci sarıdan Olcay'ın ihracı bu kriterlere uymuyor mu?
Maksimum bu pozisyonda verilecek karar bir faul olabilirdi.
Hakemin vücut dili sadece bir faul verneden yanaydı ki, faulu verdi. Sonrasında muhtemelen 4.hakem ya da yardımcı hakeminden bu hadisenin sarı olduğu ikazını aldı. Dikkat ederseniz 2.sarıyı gecikmeli ve düşünerek çıkardı.
Bu dakikaya kadar hakem müsabakayı iyi yönetiyordu.
Bu dakikadan sonra hakem maçın önüne geçti.
***
İkinci yarıda, ilk yarıdaki ihracın etkisinde kafası karışık bir Bülent Yıldırım seyrettik.
Denge kurma adına çok basit temaslara bile fauller çaldı. Oyuna toplama yönüne gitti.
Bunu anlayan futbolcular, hakeme olan inançlarını tamamen kaybettiler ve sinirlendiler. Gerilen oyunu hakem bu defa kartlarla toplamaya çalıştı. Oyunu oynatmadı, avantajları kesti. Ülkede hakemlerimiz playstation maç yönetiyorlar. Oysa futbolun ve her maçın bir ruhu vardır. Bunu yakalayabilmek için de futbolu bilmek gerekir.
72'de Demba Ba'ya, Mehmet Topal net bir penaltılık hareket yaptı. Hakem vermedi, 6.hakemin burnunun dibinde olan bu olayda o da cesaret edip verdiremedi. Böyle bir pozisyonda 6.hakem, hakeme sağlayamayacaksa orada ne işi var?
Sonuca tesir eden bir hakemlik izledik.
Hakeme mercek
Mustafa Çulcu (MHK Eski Başkanı)