Geç keşfedilmiş 10 numara

Disiplin altında tutulur ve arkasında açıklarını kapatabilecek bir orta saha ikilisi oluşturulduğu takdirde hem Gomis’i panter sevinci yaparken, hem de onu taklalar atarken sıkça görebiliriz
> Hilmi Hakan Kahraman
hhkahraman@trscouts.com
Faslı bir ailenin 6 çocuğundan biri olarak dünyaya gelen ve futbola RC Aramon’da başlayan Younès Belhanda, 1998 yılında 5 yıl geçireceği ve Fransa’nın diğer kulüpleri tarafından fark edilmesini sağlayacak olan MJC Avignon kulübünün altyapısına geçiş yaptı. 2003 yılında arasında Marsilya’nın da olduğu pek çok kulübün ilgisine rağmen evine yakın olduğundan Montpellier altyapısına katılmayı tercih etti. Burada geçirdiği 5 yılda ön libero mevkiinde değerlendirilen oyuncu, profesyonel kontrat imzaladığı ve tam 33 maça çıktığı 2009/10 sezonunda ise kanatlar başta olmak üzere ofansif mevkiilerde görev yaptı. Fransa U20 takımında forma giymesine rağmen 2010/11 sezonu öncesi A Millî Takım düzeyinde anne-babasının ülkesi Fas için oynamayı tercih etti.
Belhanda’nın Montpellier A Takımı’ndaki 3. yılı olan 2011/12 hem Montpellier hem de Belhanda için unutulması zor bir sezon olacaktı. Sezon başında teknik direktör René Girard tarafından kanatlardan “10 numara” mevkiine çekilen Belhanda, 28 lig maçında 12 gol atıp 6 asist yaparak Giroud’lu, Cabella’lı, Stambouli’li Montpellier’yi tarihindeki tek lig şampiyonluğuna taşıyan isimlerden oluyor ve Montpellier’nin efsane başkanı Louis Niccolin tarafından 60 milyon avro değer biçilerek Hazard ve Pastore’den daha iyi bir oyuncu olarak tanımlanıyordu. Ocak 2013’te Fenerbahçe kendisini çok istediğinde “Onu ölsem Türkiye’ye göndermem” diyen Başkan Niccolin’in Belhanda Galatasaray’a transfer olduğu gün hayata gözlerini yumması ise oldukça ilginç bir ayrıntı.
2012/13 sezonunda performansına kaldığı yerden devam eden oyuncu, sezonu 10 gol 4 asistle tamamlıyor ve 2013 yazında 8,5 milyon avro karşılığında Dinamo Kiev’e transfer oluyordu. Aynı dönemde Ukrayna’da yükselen savaş ortamı nedeniyle ülkeye alışmakta ve futbola odaklanmakta zorlanan Belhanda, buradaki 2,5 yılın ardından yarım sezonluğuna Schalke’ye kiralandı, 2016/17 sezonu öncesi ise Favre yönetimindeki Nice’e kiralanarak Fransa’ya döndü. Nice’te geçirdiği sezon ise kendisinden verim almak isteyen takımlara ve hocalara bir örnek niteliğindeydi. Montpellier sonrası geçirdiği verimsiz dönemden oldukça farklı olarak takım oyuncusu olmayı başaran ve forvet arkası mevkiine ek olarak sol kanattan da oyuna etki etmeyi öğrenen Belhanda, bir anda skoru değiştirebilen işler yapmasıyla ve sıkışan oyunda çözüm üretebilmesiyle Nice’e pek çok maçta puanlar kazandırdı.
TrScouts olarak, yüksek bir bonservis bedeliyle Galatasaray’ın yolunu tutan ve Sneijder’in ayrılmasıyla Bafétimbi Gomis’in arkasında oynaması kesinleşen Younes Belhanda’nın takımla kaynaştırılmasının ve disiplin altında tutulmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu sağlandığı ve arkasında Belhanda’nın açıklarını kapatabilecek bir orta saha ikilisi oluşturulduğu takdirde hem Gomis’i panter sevinci yaparken hem de Belhanda’yı taklalar atarken sıkça görebiliriz.
Not: TrScouts Fransa gözlemcisi Ali Pehlivan’a katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
∂ Hücumun her bölgesinde oynayabilmesini sağlayan çok yönlülüğü.
∂ Hem dribbling yapabilmesi hem de yüksek oyun görüşüne sahip olmasıyla özel bir oyuncu olması.
∂ Ters kanattan gelen topları çok kolay kontrol ederek hücuma akışkanlık kazandırması.
∂ Araya bırakan bir oyuncu olarak Gomis’in verimini artıracak olması.
∂ Gol bölgesinde hızlı karar verip uygulayabilmesi.
∂ Kendi şutunu üreten ve uzaktan etkili şutlar çıkarabilen bir oyuncu olması.
∂ Çok iyi yaptığı ince işlerle tribünlerden alkış alacak bir oyuncu olması.
∂ Takım savunmasına neredeyse hiç katkı yapmaması.
∂ Saha içinde kart görmesine, saha dışında ise istikrarsızlığa yol açan disiplin problemleri.
∂ Bencilliğe varan hareketleriyle takım oyunundan uzak olması.
∂ Umursamazlığı ve bazen sahada yokları oynamasıyla tribünlerden tepki alacak bir oyuncu olması.