Bengisu Avcı: Suda kendimi hep özgür hissettim

Millî forma giyerek 2015’e kadar açık su dalında ülkemizi temsil eden Avcı’nın hedefi “7 Okyanus”u aşmak. Şu ana kadar Manş Denizi, Catalina Kanalı ve Cebelitarık’ı yüzerek geçen Avcı, Cook Strait, Molokai, Kuzey ve Tsagaru Kanallarını geçerek parkurları tamamlamak istiyor.
ESMA ALTIN'IN HABERİ - Küçük yaşlarda yüzmeyle tanışmasının ardından hayatını buna göre yaşayan, millî forma giyerek açık su dalında ülkemizi temsil eden ve pek çok başarıya imza atan ultra maraton yüzücüsü Bengisu Avcı, bayramda gazetemize konuk oldu.
Yeni hedefi açık su alanında dünyanın en zor işi olan ve Ocean’s Seven (7 Okyanus) olarak adlandırılan parkurların hepsini tamamlamak olan Avcı, şu ana kadar Manş Denizi, Catalina Kanalı ve Cebelitarık’ı yüzerek geçmiş. Diğer parkurlar ise Cook Strait (Yeni Zelanda), Molokai Kanalı (Hawaii), Kuzey Kanalı (İrlanda-İskoçya) ve Tsagaru Kanalı (Japonya). New York’ta tekneden atlayarak 48 kilometre uzunluğundaki Manhattan adası parkurunu 8 saat 19 dakikada tamamlayıp ülkemize büyük bir gurur yaşatan 27 yaşındaki Bengisu Avcı azmi ile herkese örnek.
OKUL VE YÜZME ARASINDA BİR HAYAT
Yüzme serüveninin 2002’de Ege Üniversitesinde başladığını söyleyen Avcı “Annem ile serbest yüzme saatinde birlikte yüzerken Akın Ongun Hoca’m yanımıza geldi. Beni alt gruplardan yüzmeye başlattı. Bu sayede okul ve yüzme ile iç içe bir hayata başladım. Sabah 04.45’te kurulan alarmlar, annemle havuz yolları, oradan okul. Ders arası kurutulan havlular ve akşam ikinci antrenman…” dedi.
İSMİMDE BİLE ‘SU’ VAR
Çocukken okyanus bilimci, ressam olmak gibi hayalleri olduğunu belirten Avcı “Hayallerim hep değişiyordu. Çizimim iyiydi, yüzme yarışlarında yanıma defter ve çizim kalemlerimi de götürürdüm. Fen bölümü öğrencisiydim, son yıllarımda hiçbirini yapamaz oldum. Tasarım bölümünü kazanmıştım fakat o yıl spor bölümüne girdim. Ya spor ya sanatı hobi olarak yapacaktım. Bu yüzden antrenörlüğü seçtim. Maraton yüzme yeni bir dal ve alanımda en iyisi olmaya çalışıyorum. Yeni parkurları araştırıp, öğrendiklerimi yazıyor ve kamplarda sporcularım ile çalışıyorum. İsmimde de ‘su’ var. Dönüp dolaşıp buraya gelmişim, iyi ki de böyle olmuş” diye konuştu.
HAVUZDAN AÇIK SULARA…
Havuz ile başlayan yüzme serüveninin açık sular ile tanışana kadar devam ettiğini belirten Avcı “Havuz çok rekabetçidir. 2010 yılında açık su ile tanışana kadar bu spora devam ettim. 2011 yılında açık suda millî forma giydim ve ülkemi temsil ettim. 2015’e kadar bu dalda ülkemi temsil ettim. ‘Ne kadar yüzeceksin daha’ sorusuyla karşılaşıyordum hep. Açık su parkurlarının değişkenliği, sadece kendim ile yarış hâlinde olmak ve yeni yerler keşfetmek, benim bu spora tutunmamı sağladı. Suda kendimi hep özgür hissettim. Kendimi ifade edebildiğim, iyileştiğim ve sınırlarımı zorladığım yer açık su. Kulvarlardan çıkıp denize açıldım diyebilirim” ifadelerini kullandı.
SU ALTI BENİ İÇİNE ÇEKİYOR
Yüzmenin neredeyse bütün vaktini aldığını ancak zaman buldukça başka alanlara da yöneldiğini dile getiren Avcı şöyle konuştu: Kano ve crossfit yapıyorum. En sevdiğim şey serbest dalış, su altı güzelliği beni içine çekiyor. Zaman bulduğumda çizmeyi ve anılarımı yazmayı seviyorum. En büyük idealim “7 Okyanus”u geçmek. Ülkemizde bu yolda iki Türk sporcu var, ikisi de erkek. Yedi parkurdan kalan dördünü de tamamlayarak bu alanda ilk Türk kadın sporcu olmak en büyük isteğim.