Yoğunluk değil dikkat eksikliği

Dikkat eksikliği problemi yaşayan çocukların üçte birinde bu durum büyüdüklerinde de devam ediyor.
Randevularınıza sık sık geç mi gidiyorsunuz? Yapmanız gereken işleri not alıyor, ancak bunları nereye koyduğunuzu bile unutuyor musunuz? Çocuğunuzun veli toplantısına gitmeyi planlarken, işe dalıp toplantı saatini kaçırıyor musunuz? Yanıtınız 'Evet' ise bu sorunlarınız hemen herkesin yakındığı 'iş yoğunluğu' olabilir elbette. Ancak aklınızda bulunsun, bu durumları sıkça yaşıyorsanız, altında yatan neden 'yoğunluk' değil, 'dikkat eksikliği' olabilir."
Acıbadem Fulya Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Aylin Aksoy Çoban, dikkat eksikliğinin mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, "Çocukluktan itibaren tedavi alan kişiler, akademik ve sosyal açıdan daha başarılı oluyorlar" diyor.
DİKKAT EKSİKLİĞİ ÇOCUKLUKTA BAŞLIYOR
Dikkat eksikliğinin çocuklukta başladığını ve toplumda yüzde 5-9 gibi yüksek oranlarda görüldüğünü söyleyen Aylin Aksoy Çoban "Bu çocuk ya da ergenlerin üçte birindeki problemler büyüdüklerinde de devam ediyor. Dikkat dağınıklığının sebebi genetik yatkınlık olan bu grup bazen her türlü çaba ve tedaviye rağmen hastalık düzelmiyor. Ancak çocuklukta teşhis edilebilirse ve ilaç tedavisiyle tedaviye devam edilirse hastalık erişkin yaşlarda devam etse bile sonuçlar daha yüz güldürücü oluyor"
Psikiyatrist Aylin Aksoy Çoban, erişkinlerde dikkat eksikliğinin belirtilerini şöyle sıralıyor:
gt; Randevularına hep geç kalırlar: Bu kişiler ister iş, isterse arkadaş toplantısı ya da eğlence faaliyeti olsun, randevularına hep geç kalırlar. Her seferinde de bir bahaneleri olur.
gt; Dağınıktırlar: Her günün sonunda, o gün yapılması gereken birçok şeyi yapamamış olmaktan şikayet ederler.
gt; Masa başında çalışamazlar: Bu kişiler ağır dikkat ve konsantrasyon gerektiren işlerden genelde kaçınırlar. Bunun yerine durağan olmayan, enerjik ve hareket gerektiren işleri tercih ederler. Aktif oldukları işlerde daha başarı gösterirler.
gt; Uzun vadeli planları yoktur: Üstelik günü kurtarmaya yönelik planlarının çoğunu da gerçekleştiremezler.
gt; Unutkandırlar: Olayları önemsemedikleri için değil, dağınık oldukları için çoğu zaman unuturlar.
gt; Ani parlayıp ani sönerler: Çabuk parlar ama sonunda pişman olurlar. En son söylenecek lafı en önce söylerler.
gt; Gözü karadırlar: Olaylara herkesten önce atılır, öne çıkarlar ve çoğu zaman da stratejik olamadıkları için hep kaybederler.
gt; Depresif tavır sergilerler: Sık sık hata yaparlar, insanları kırarlar. Bu konuda hep suçlandıkları için de çoğu zaman depresif tavırlar sergilerler.
gt; Takım çalışmasına yatkın olamazlar: Dağınık ve unutkan oldukları için çoğu zaman takım çalışması gereken işlerden ya da gruplardan dışlanırlar. Yaptıklarını yarım bıraktıkları için iş yaşamları hep başarısızlıkla sonuçlanır; dikiş tutturmakta güçlük çekerler.
gt; Bağımlılığa yatkındırlar: Alkol, sigara ve diğer maddelere olan bağımlılığa daha yatkın olurlar. Sakinleşmek için kullandıkları alkole bağımlılık geliştirebilirler.
DEPRESYONLA KARIŞTIRILIYOR
Dikkat eksikliği çoğu zaman atipik depresyonla karıştırılıyor. Çünkü bu kişiler işler
yolunda gitmediğinde kolayca depresyona giriyor, doktora da ancak bu tür sorunlarda başvuruyorlar. Bu durumda çoğu zaman sadece antidepresan tedavisi uygulanıyor.
Ziyneti Kocabıyık