Yiyoruz ama güvenmiyoruz

Türkiye çapında 2.400 kişi üzerinde yapılan “Pandemi Sonrası Yeniden Şekillenen Gıda Tüketim Alışkanlıkları Araştırması”na göre 10 kişiden 7’si yediği gıdaların yeterince kontrol edilmediğini düşünüyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK
Sabri Ülker Vakfı, Covid-19 salgını sürecinde farklı sosyal gruplarda gıda tüketim alışkanlıkları ve gıda güvenliği yaklaşımlarında meydana gelen değişiklikleri araştıran bir çalışma yaptı. Covid-19 pandemisinden sonra bu alanda gerçekleştirilen en geniş katılımlı araştırma olan “Pandemi Sonrası Yeniden Şekillenen Gıda Tüketim Alışkanlıkları Araştırması”na göre Türkiye’de her üç kişiden ikisi tükettiği gıdanın güvenliğinden emin değil. Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Erol’un liderliğinde hazırlanan araştırma, Türkiye’nin her bölgesinde farklı sosyoekonomik gruptan 2 bin 400 kişi ile yüz yüze görüşülerek yürütüldü.
KORONAVİRÜSE KARŞI BESLENME SİLAH
Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Erol, beslenmenin, vücudun hastalıklarla savaşmasını sağlayan bağışıklığın oluşumunda en önemli unsurlardan biri olduğunu hatırlatarak “Covid-19 pandemisinde bu durum son derece net bir şekilde ortaya çıktı. Toplumun sağlıklı beslenmesi ve dolayısıyla bağışıklığın yükselmesi pandemilerin önünü kesecek en önemli silahlardan biri” dedi. Sağlıklı gıdaya ulaşabilmek için gelecekte atılabilecek adımlara ve politikalara ışık tutacak önemli sonuçların çıktığı çalışmanın en dikkat çeken noktaları şunlar:
GIDA DENETİMİ YAPTIRIMLARI CAYDIRICI OLMALI
Araştırmaya göre; her 10 katılımcıdan yaklaşık 7’si gıda kontrolünün yeterince yapılmadığını düşünüyor. Böyle düşünenlerin yüzde 62,7’si gerekçe olarak “yaptırımların/cezaların caydırıcı olmaması” cevabını veriyor. Tüketicilerin yüzde 48,3’ü “Denetleme için mevzuatta eksiklikler olduğunu düşünüyorum” derken, yüzde 36’sı “Denetleyici kurumlarda çalışanların yetkilerinin sınırlı olduğunu” düşünüyor. Gıda tüketim alışkanlıklarına ışık tutan pandemi sonrasındaki en kapsamlı araştırmalardan biri
olarak öne çıkan çalışma, toplumun gıda güvenliği konusunda yeterli bilgi sahibi olmadığını ortaya koyuyor.
SON TÜKETİM TARİHİNE BAKIYORUZ
Araştırmaya göre Türk gıda tüketicisi bir ürün satın alırken ilk olarak ürünlerin son tüketim tarihine (yüzde 77,3) bakıyor. İlk olarak ürünün etiket bilgilerini inceleyenlerin oranı da oldukça yüksek: yüzde 73,8. Kalite ve lezzete dikkat edenlerin oranı yüzde 73,5 iken ürün seçiminde fi yat da önemli bir kriteri oluşturuyor. Toplumun yüzde 71’i satın alacağı ürünün fi yat avantajını dikkate alıyor. Tüketicilerin çoğunluğu “geçmişte gıda ürünlerini daha iyi bulduğunu” da belirtiyor. Ayrıca, tüketicilerin yüzde 60,8’i fiyatların geçmişte daha iyi olduğunu düşünürken, yüzde 19,5’i etiket bilgisini geçmişe kıyasla bugün daha iyi buluyor.
ALO 174’Ü BİLMİYORUZ
Araştırmaya göre; her 10 katılımcıdan 3’ü bozuk veya hatalı gıda ürünüyle karşılaştığını ifade ediyor. Toplumun yarısı böyle bir durumda ALO 174 hattının aranabileceğinden haberdar olmasına karşın, katılımcıların yüzde 31,6’sı böyle bir hattın varlığından habersiz olduğunu ifade ediyor. Bozuk ve hatalı gıdayı şikâyet etmeyenlerin yüzde 62,1’i şikâyet etmeme sebebi olarak “uğraşmak istememe” cevabını verirken, yüzde 51,6’sı “sonuç almama” düşüncesiyle şikâyette bulunmadığını belirtiyor.
TOPLUMA NE YEDİĞİNİ ÖĞRETMEK GEREK
Araştırmanın, toplumda “gıda güvenliği” hakkındaki bilgi seviyesine dair çarpıcı veriler içerdiğini ifade eden Prof. Dr. İrfan Erol, ayrıca araştırmada yer alan tüketici davranışlarına dair bazı ifade ve verilere dikkat çekti. “Buna göre; büyükçoğunluğu 18-24 yaş grubu kişilerden oluşan tüketicilerin yüzde 66,1’i gıda güvenliği kavramını hiç duymadığını belirtiyor. Diğer yandan araştırma, bozuk ve hatalı gıda ile karşılaşan tüketicinin tutumlarını da gösteriyor. Bozuk gıdayı şikâyet etmeyenlerin yüzde 62,1’i gerekçe olarak “uğraşmak istemediğini” söylüyor. Kısacası topluma gıda güvenliği ve sağlıklı gıdaya nasıl ulaşabileceği konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor” dedi.
PANDEMİDE SEBZE MEYVE TÜKETİMİ ARTTI
Pandemi döneminde Batı ülkelerinin tersine ülkemizde taze sebze ve meyve tüketiminde artış oldu. Pandeminin başında gördüğümüz kuru gıda stoklama yarışı kısa zamanda bitti. Toplum pandemi boyunca taze sebze ve meyve, taze et ve kanatlı tüketti.