Türkiye kendi radyoterapi cihazını yapabilir

- Güncelleme:
Türkiye kendi radyoterapi cihazını yapabilir
Sağlık Haberleri

Dünyanın en büyük bilimsel keşif merkezi olan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN)’le iş birliği ağını genişleten Türkiye’nin bu gücüyle bölgede bilimsel ağırlığını artırabileceği bildirildi.

ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) yürütülen çalışmalarda, Türkiye’nin ve Türk bilim adamlarının da imzası var. Bu bilim insanlarından biri de CERN/ATLAS Deneyi İç Algıç Sistemi Enstitü Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serkant Ali Çetin…

Pek çok kişinin ütopik olarak değerlendirdiği CERN deneyleri sırasında elde edilen bilgilerin insan hayatını değiştiren keşiflerin temelini attığını söyleyen Prof. Dr. Çetin “Bugün kanser teşhisinde kullandığımız PET CT cihazları ve diğer görüntüleme teknolojileri, CERN’deki araştırmalar sayesinde geliştirildi. İnsan hayatını kolaylaştıran çok sayıdaki teknolojik gelişme CERN deneyleri sırasında yaşandı” dedi.

cern
CERN Araştırma Merkezi

Aynı zamanda İstinye Üniversitesi Temel Bilimler Bölümü Başkanı olan Prof. Dr. Serkant Ali Çetin’le İstinye Üniversitesinin CERN Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ndaki ATLAS Deneyi’nin resmî iş birliği üyesi olarak kabul edilmesi dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuştuk. CERN’in en büyük iki araştırmasından biri olan ATLAS Deneyi’ndeki çalışmalarıyla 2017 yılında “Türk Fizik Derneği Onur Ödülünü”nü alan Prof. Dr. Çetin, CERN’deki keşiflerin gündelik hayatımızı hangi yönleriyle etkilediğini gazetemize anlattı…

WEB DE ORADA KEŞFEDİLDİ

ATLAS Deneyi’nin, dünyanın en güçlü parçacık hızlandırıcılarını kullanarak evrenin sırlarını ortaya çıkarmayı hedeflediğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, “CERN’de bilginin sınırları zorlanırken bir takım yan teknolojiler de ortaya çıkılıyor. Mesela World wide web (www) ve PET CT bunlardan ikisi. Araştırmaları yaparken kullanılan ışın kaynaklarının sürekli iyileştirilmesi, kanseri teşhis etmeye yarayan tomografilerin mükemmelleşmesini sağladı. Tıp alanında kullanılan PET gibi birçok tanı yöntemi ve hadron terapi gibi kanser tedavisinde kullanılan birçok yeni teknoloji yine CERN’deki çalışmalar sonucunda geliştirildi. Tümörün teşhisi için gereken görüntülemeyi daha iyi çözünürlükte, daha hassas yapabildiğinizde, ölçümlemeyi daha doğru yapıp, ulaşılamaz bölgelere ulaşabildiğinizde problemin kaynağını da o kadar net görebiliyorsunuz. Bu gelişmeler sayesinde kanser teşhisinde çığır açıldı” diye açıkladı.

kanser
ATLAS Deneyi Başkanı Andreas Hoecker (solda) Prof. Dr. S. Ali Çetin ve CERN Araştırma Direktörü Joachim Mnich
gazetemize CERN‘deki çalışmalar hakkında bilgi verdi.

ELEKTRONLA HİJYEN

Tıp teknolojisinin gelişmesine katkıda bulunan ATLAS Deneyi çalışmalarının, günlük hayatı kolaylaştıran etkilerinin olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çetin şunları söyledi: Yanmaz kaplama yapmaktan tutun çok daha uzun ömürlü araba lastiği üretimine kadar birçok şeyi elektron demetleriyle işlem yaparak elde edebiliyorsunuz. Meyve ve sebze dezenfeksiyonunda, baca gazının temizlenmesinde, su arıtmada, yüzeylerin mukavemetinin artırılmasında elektron demetlerinin hızlandırıcılarını kullanabiliyorsunuz. Mesela normalde sunta kaplama iki sene sonra çürüyor. Ancak üretimden sonra elektron demetleriyle ışınlarsanız 10 sene sonra bile bozulmuyor. Asfaltı elektron demeti hızlandırıcı ile taradığınız zaman beş sene sonra bozulacaksa 25 sene dayanıyor. Şehir atık suyunun arındırılması için bile elektron demetlerini kullanabiliyoruz.

GELECEĞİN KANSER TEDAVİSİ HADRON TERAPİ

CERN araştırmalarından elde edilen bilgiler ışığında geliştirilen ileri teknoloji cihazlarının kanser tedavisinde de kullanıldığına işaret eden Prof. Dr. Çetin, “Klasik radyoterapide en önemli sorun, tümörü öldürürken çevredeki sağlıklı dokulara da zarar vermek. Bunu engellemek için proton teknolojisinin kullanıldığı hadron terapi geliştirildi. Şu anda dünyada az sayıdaki merkezde yapılan hadron terapi, en etkin ve en ileri kanser tedavisi. Bu da CERN sayesinde gelişti. Tümör bölgesinin hassas şekilde belirlenebilmesi ve sağlıklı dokulara zarar vermeden, ışınların direkt olarak tümöre yüksek düzeyde yönlendirilmesi sayesinde tedavi başarısı artıyor. Dünyada 30-40 merkezde var. Türkiye’de yok ama olabilir. Aslında hadron terapi üzerine dünyada büyük bir AR-GE devam ediyor. Biz de Türkiye olarak, sadece ülkemizde değil, ağırlıklı olarak bölgemizde bu hizmeti verebilecek bir yapıyı kurgulayabilir ve yerli görüntüleme cihazını üretebiliriz. ATLAS çalışması sayesinde temel düzeyde çalışmalar yapılıyor ve bilgiler birikiyor. Bu ekosistemin içinde yetişmiş insan gücünün desteklemesiyle 3 yıl, 5 yıl belki 10 yıl sonra şu anda satın aldığımız bu cihazları kendi gücümüzle geliştirip üretebiliriz” dedi.

radyoterapi
Radyoterapide X ışınları yerine hızlandırılmış proton teknolojisinin kullanıldığı hadron terapi, kanseri sağlıklı hücrelere zarar vermeden etkin şekilde tedavi ediyor.

EVRENİN YÜZDE 95'İNİ BİLMİYORUZ

İstinye Üniversitesi, CERN’deki ‘Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ndaki ATLAS Deneyi’nin resmî iş birliği üyesi oldu. Bugüne kadar CERN’de Türkiye’yi Boğaziçi ve Ankara Üniversiteleri temsil ediyordu. İSÜ ile yapılan iş birliğini duyurmak amacıyla CERN Araştırma Direktörü Joachim Mnich ve ATLAS Deneyi Başkanı Andreas Hoecker de Türkiye’ye geldi. ATLAS Deneyi’nde 42 ülkeden 182 kurumla çalışıldığını belirten Andreas Hocker, araştırmalara Türkiye’nin katkısının önemli olduğunu söyledi. İnsanlığın evrenin tamamı ile ilgili çok az bilgiye sahip olduğunu hatırlatan Joachim Mnich ise şu ana kadar evrenin sadece yüzde 5’ini anlayabildiğimizi, yüzde 95’ini bilmediğimizi belirtti. ATLAS Deneyi’nde çalışmak için İSÜ’de çekirdek bir araştırma kadrosu oluşturulduğunu söyleyen Prof. Dr. Serkant Ali Çetin “Başarılar elde etmek üzere yola çıktık ve bu üyelikle ilk adımımızı attık. Türkiye, 2015’ten beri CERN’in kısmi üyesi. Umarım yakın zamanda ülke olarak CERN’e tam üye de oluruz. Bu sayede ülkemizden bilimsel katılım daha da fazla olur. Bunun getirisi de büyük olacaktır” dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...