Sadece romatizma ağrılarına çare değil: Termal sularda gençlik umudu...

Düzenleyen: / Kaynak: HABER MERKEZİ
- Güncelleme:
Sadece romatizma ağrılarına çare değil: Termal sularda gençlik umudu...

Sağlık Haberleri  / HABER MERKEZİ

Ağrı, enfeksiyon, cilt hastalıkları üzerindeki etkisi bilinen termal suların, vücudun yaşlanmasına sebep olan bazı olumsuz süreçleri engellediği ve hücre yenilenmesinde DNA’yı desteklediği de ortaya çıktı.

ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Orta ve ileri yaştaki kişilerin daha çok romatizma ve ağrı tedavisi için tercih ettikleri termal tesisler, yaşlanma sürecini geciktirici etkilerinin ortaya çıkması sonucunda artık gençlerin de tatil listeleri arasında ilk üçte yer almaya başladı.

Mineralli suların DNA hasarını onarıcı etkisinin bilimsel yayınlarla ortaya konduğunu söyleyen Türk Kaplıca Tıbbi ve Balneoloji Derneği Başkanı, Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Uzmanı Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle, "Ardı ardına yapılan bilimsel çalışmalar, sıcak kaplıca sularının ağrı, enfeksiyon, kalp ve damar sağlığı ve cilt sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra cildin gençleşmesine destek olduğunu, vücut sağlığını koruyarak yaşlanmayı geciktirdiğini ortaya koydu" dedi.

VÜCUTTAKİ BÜTÜN MİNERALLER TOPRAKTA DA YER ALIYOR

NG Afyon’da düzenlenen basın toplantısında insan vücudunda yer alan hayati minerallerin tamamının toprakta da yer aldığına işaret eden Prof. Dr. Karagülle, suyun tabiattaki en önemli çözücü olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: "Sudan daha güçlü bir çözücü yok. Sıcak su yer altı katmanlarından yukarı doğru çıkarken faydalı mineralleri de çözerek kendi bünyesine katar. Termal mineralli suyun analizini yaptığımızda 54 moleküle, bileşene ve iyona bakıyoruz.

Bu suların içeriğinde en fazla başta kemiklerimiz olmak üzere vücudumuzda en çok bulunan mineral olan kalsiyum, magnezyum, sodyum klorür bulunuyor. Ayrıca 1 gramın üzerinde tuz içeren tuzlu sular, karbondioksitli, kükürtlü ve radonlu sular da en şifalı sular arasında yer alıyor. Bugünkü bilimsel kanıtlar, bu tür özel termal suların, vücudun yaşlanmasına sebep olan bazı olumsuz süreçleri engellediğini ve hücre yenilenmesinde DNA’yı desteklediğini gösteriyor.

BAĞIŞIKLIKTAN SİNDİRİM SİSTEMİNE

Termal suyun içeriğindeki minerallerin 20 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda minerallerin ciltten kıl kökü, ter bezleri ve cildin açık noktalarından emildiğini anlatan Prof. Dr. Zeki Karagülle "İdeal olanı 36 derecelik sıcaklıktır. Mineraller ciltten banyo sırasında emilerek sinir sistemini, dolaşım sistemini, metabolizmayı, bağışıklık sistemini, cilt fizyolojisini etkiler. Termal sulardan banyo, soluma ya da içme olarak faydalanılır" dedi.

"Suya girmenin insan üzerinde muazzam etkisi var" diyen Karagülle, "Bir tanesi hidrostatik basınç. Vücudumuzun her noktasını sarmasına neden olan bu özellik, vücudumuzda kan dolaşım sistemini tamamen değiştirir ve kanın vücudun uç kısmından merkeze yani akciğerlere dönmesini sağlar. Akciğerdeki oksijeni azalmış kanın yerini oksijen açısından zenginleşmiş, taze kan alır. Kalbin bir atımda gönderdiği kan miktarı yüzde 130 artıyor. Kalp ve solunum sistemi üzerinde çok olumlu etkileri var" ifadelerini kullandı.

Sadece romatizma ağrılarına çare değil: Termal sularda gençlik umudu...

ÜNİVERSİTEDE BİR BİLİM DALI

Türkiye’nin İspanya ve İtalya’dan sonra su ile ilgili bir bilim dalı olan tıbbi ekoloji ve hidroroklimatoloji bilim dalının dünyada ilk defa kurulduğu ülke olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karagülle "Türkiye’de yaklaşık 10 devlet hastanesi ve üniversitede kaplıca tedavisi veren hastane var" diye konuştu.

TÜRKİYE’DE TERMAL SULARIN BİLİMSEL KULLANIMI ÇOK SINIRLI

Termal turizmle ilgili yapılan en önemli yanlışlardan birinin hasta olduktan sonra veya yaşlanınca bu suların şifasından faydalanmaya çalışmak olduğunu belirten Prof. Dr. Karagülle, termal suyun gençliğin sürdürülmesi üzerinde de son derece etkili olduğunu ifade ederek şu değerlendirmede bulundu:

"Ülkemizde termal suların yaşlılarla bağlantısı genellikle kronik rahatsızlığı olan insanların geleneği olması. Oysa Avrupa, Japonya ve Amerika’da termal sular bütün yaş gruplarının kullanımına sunuluyor ve tıbbi tedavi olarak tavsiye ediliyor. Biz bilimsel tıbbi tedavide yeterince kullanamıyoruz.

Bizim ülkemizde gençlerin kullanımı şu anda daha çok eğlenme ve tatil şeklinde. Şu anda bu anlamda tıbbı bilimsel kullanım yok. Çocuklarda cilt hastalıkları, romatizmal hastalıklar ve bazı kas hareket sistemi sorunları için termal rehabilitasyon etkili bir şekilde kullanılabilir."

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU KARŞILIYOR

Sosyal Güvenlik Kurumunun tedaviyi karşıladığını söyleyen Prof. Dr. Karagülle "Devlet ve üniversite hastanelerinde tedavi maliyetinin tamamı, SGK’nın anlaşma yaptığı özel termal tesislerde de tedavi maliyetinin belli bir bölümü SGK tarafından karşılanıyor" diye anlattı.

AĞRI KESİCİDEN İKİ KAT DAHA ETKİLİ

Yer altı sularının rahatlatıcı, sakinleştirici ve ağrı giderici etkisine dikkat çeken Prof. Dr. Zeki Karagülle "Kaplıca kürleri en çok ağrı tedavisi için kullanılıyor. Antienlamatuvar ilaçlarla yapılan karşılaştırmalı çalışmalarda, termal tedavi kürlerinin iltihap giderici ağrı kesicilerden iki kat daha etkili olduğunu ortaya koydu. Termal su hem iltihabı azaltması hem de sıcak etkisi ile fayda sağlıyor. Çalışmalar termal suyun etkisinin dokuz aya kadar uzayabildiğini; romatizma hastalarında bir kürün olumlu etkisinin bir haftaya kadar uzadığını gösteriyor" dedi.

SAĞLIK TURİZMİNDE HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL

Türkiye’nin neredeyse tamamının zengin termal su kaynaklarına sahip olduğunu söyleyen NG Afyon Genel Müdürü Mustafa Acar "Her bölgenin termal suyunun mineral içeriğinin yoğunluğu birbirinden farklı. Bu mineraller, termal suyun etkisini belirliyor. Afyon’daki termal suyumuz da yüksek silisyum ve bikarbonat içeriğiyle ön plana çıkıyor.  Bu da cilt güzelliğine katkı sağlıyor. Termale ilgi yoğun olsa da sağlık turizmi içerisinde fazla bir yeri yok. Turizm potansiyeli açısından çok daha iyi konumlara gelmek  mümkün" dedi.

Düzenleyen:  - Sağlık
Kaynak: HABER MERKEZİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...