Rüyalarımız bizi bize anlatıyor!

Rüyaların uykunun eğlenceli kısmı olmadığı, duyguları da kapsayan bu sürecin, kişinin psikolojik yapısı ve bilinçaltında gizledikleriyle ilgili ipuçları verdiği bildirildi. Günümüzde rüyalarla ilgili sıkça araştırmaların yapıldığını ve rüya analizleriyle kişilerin bilinçaltındaki şifrelerin çözülmeye çalışıldığını söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, bazı psikolojik hastalıklardan kurtulmak için de rüyalardan faydalanıldığını belirterek, "Rüyalardan faydalanarak kişinin hayatını zehir eden takıntılardan kurtulmak mümkün. Rüyalarını analiz ederek kişinin ruhunun derinliklerine inebiliyoruz" dedi.
Uyku laboratuvarlarında yapılan araştırmalara göre hemen herkes bir gecede 4-5 tane rüya görüyor ve hayatımızın ortalama 5 yılı rüya görerek geçiyor. Rüyalara derinlemesine bakıldığında ruh halimize, geçmişte yaşadığımız bazı olaylara, düşünmekten kaçınmaya çalıştığımız konulara işaret ettiği görülüyor. Günlük yaşantımızda sıkça aklımızı meşgul eden olaylar ve duygu durumlarının, gece uykumuzda bize rüya olarak geri döndüğünü söyleyen Dr. Yavuz, "Bazen gün içinde üzerinde düşünmediğimiz şeyleri de rüyamızda görebiliriz; bu da bilinçaltından bize gelen bir mesaj olarak değerlendirilebilir" diye ekledi.
RÜYALAR GELECEKTEN HABER VERİR Mİ?
Rüyaların göz hareketlerinin en hızlı olduğu REM döneminde görüldüğünü ve bu dönemin uykunun dörtte birini meydana getirdiğini belirten Dr. Yavuz, rüyaların bilinçaltı ve düşünce yapılarımızla ilgili bazı ipuçları verdiğini ancak gelecekten haber vereceğini düşünmenin yanlış olduğunu söyledi.
Kişinin psikolojik durumunun rüyalarına yansıdığını belirten Dr. Yavuz, tıp dünyasının rüya analizlerini bazı psikolojik hastalıkların teşhisi ve tedavisinde kullandığını vurguladı. Dr. Yavuz, "Örneğin depresyondaki kişi; kendisine, çevresine ve geleceğe yönelik olumsuz duygular içindedir. Duygusal çökkünlük yaşamaktadır; her şey kötüdür ve kötüye gitmektedir. Kısacası çaresizlik içindedir. Depresyondaki kişilerin rüyasında bu konuları ve özellikle de 'çaresizlik' temasını belirgin bir biçimde görebiliyoruz. Kaygı ve anksiyete problemlerinde ise daha çok 'tehlike' temalı, korkutucu rüyalar öne çıkıyor. Örneğin; rüyada kişinin peşinde, onu kovalayan çok tehlikeli bir şey olabiliyor. Bu içerikler kişinin yaşadığı problemin şiddetine, yoğunluğuna göre derece farkı gösteriyor. Tıpta rüyaların analiziyle çeşitli terapiler yapılıyor. Bu özellikle de takıntı gibi psikiyatrik bozukluklarda başarılı sonuçlar veriyor" dedi.
RÜYALARI KONTROL EDEBİLİRİZ
Rüyalarda bilincin yarı kapalı bir halde olduğunu bildiren Dr. Yavuz, uyku ile birlikte yarı uyanıklık haline geçildiği esnada, kişi yarı uyanık yarı da uykudadır. Bu sırada kişi uykunun REM evresindeyse, rüya esnasında uyanıklığa geçince, rüya 'durdurma' tuşuna basılan film gibi durup ilerleyebilir. Kişiler bu durumda rüyalarını kontrol edebilir, uyanıklığa geçerek kötü bir kabustan uyanabilirler" dedi.


ÖMRÜMÜZÜN 5 YILI RÜYADA GEÇİYOR

Uyku laboratuvarlarında yapılan araştırmalara göre hemen herkes bir gecede 4-5 tane rüya görüyor ve hayatımızın ortalama 5 yılı rüya görerek geçiyor.



Ziyneti Kocabıyık / TÜRKİYE GAZETESİ