Prof. Dr. Kavak'tan ödül konuşmaları eleştirisi: Ezik Türk insanı rolünden sıyrılmalıyız

- Güncelleme:
Prof. Dr. Kavak'tan ödül konuşmaları eleştirisi: Ezik Türk insanı rolünden sıyrılmalıyız

Sağlık Haberleri

Kadın sağlığının “demir leydisi” Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, Türk kadınının tarih boyunca güçlü bir duruş sergilediğini ancak son yıllarda özellikle dışarıya karşı ezik bir tablo çizilmeye çalışıldığını söylüyor.

ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Türkiye’de kadın hastalıkları ve doğum branşının en başarılı ve renkli figürlerinden Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak’la bir bayram röportajı yaptık. Profesör unvanı almanın bugünkü kadar kolay olmadığı yıllarda, ‘bir kadın olarak’ 38’inde profesör ve hastane başhekimi, 39’unda Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı olmayı başaran, “Kadın Olmak ve Ötesi” kitabında toplumun sağlığının, kadının sağlığında gizli olduğunu anlatan, Dünya Bilim ve Sanat Akademisi üyesi Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak’la Türkiye’de kadın olmayı, sağlıklı yaş almayı, kadın sağlığının toplum sağlığına etkisini ve biraz da bayramların anlamını konuştuk… 

Prof. Dr. Kavak'tan ödül konuşmaları eleştirisi: Ezik Türk insanı rolünden sıyrılmalıyız

Marmara Üniversitesinde gebelikle ilgili problemlerin incelendiği Perinatoloji Ünitesini kuran, yurt dışındaki kadın sağlığı ile ilgili bilimsel derneklerin yönetiminde görev alan Prof. Dr. Kavak, kadın sağlığının ‘Demir Leydi’si olarak anılıyor. Türkiye’de ve dünyada yaptığı bilimsel çalışmaları, kadın sağlığına katkıları Hindistan’dan İngiltere’ye, İsviçre’den Amerika’ya kadar çok sayıda ülkedeki bilimsel ve sosyal kurumlar tarafından ödüllendirilen Prof. Dr. Kavak’ı rahatsız eden bir durum var:  

Yurt dışındaki ödül törenlerinde yapılan konuşmalar… Bu konuşmalardaki üsluptan rahatsız olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kavak “Hangi alanda olursa olsun ‘Türkiye’den gelmiş bir kadın olarak bana bu ödülü verdiğiniz için çok teşekkür ederim’ gibi ezik sözlerle konuşma yapmaktan vazgeçmemiz gerekir. Ben yurt dışında çok sayıda ödül ve plaket aldım. Hiçbir zaman böyle bir duyguya girmedim. Bu türlü ifadeler ülke olarak imajımızı zedeliyor. Türkiye artık büyük bir ülke; çevresinde süper güç olarak tanımlanıyor. Sen niye gidip orada Türkiye’den gelen ezik insan rolünü oynuyorsun? Ben bunları duyduğum zaman ‘eyvah diyorum 50 sene önceki kafa’. İçimize yerleşmiş o eziklik. Sana uluslararası bir ödül verilmiş; sen orada güçlü bir kadın olarak konuşacaksın; ezik kadını oynamayacaksın. Orada ne Türk olduğumuz ne de kadın olduğumuz için o ödüller bize veriliyor. Yaptığımız işler için veriliyor. Türkiye tıpta, sanatta birçok alanda ileride. Ancak bu ezikliği bilinçaltından atamazsak ne yaparsak yapalım birinci lige çıkamayız” sözleriyle duygularını dile getirdi.

ÜLKEMİZİ KÖTÜLEMEYELİM

Yaptıkları işlerle yurt dışında ödül alan kişilerin ilk yaptığı şeyin Türkiye’yi kötülemek olduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Kavak “Kendi ülkemizi kötüleyerek kimseye şirin görünemeyiz. Tam tersine kendi değerimizi düşürürüz. Öte yandan bu ülke bize bu imkânları verdi de buralara geldik. Neden Türkiye’yi ezik bir ülke olarak görüyoruz? Bundan 150 yıl önce biz dünyanın en büyük imparatorluklarından biriydik. Şimdi Amerika diyoruz ama Amerika 50 yıl sonra kalacak mı? Dünya devletleri değişir, yükselir alçalır, kendine güven. Batının yanında ezik durmanın anlamı yok” diye konuştu.

GENÇLER MEMLEKETİMİZİ TERK ETMESİN  

Çeşitli sebeplerle yurt dışına gitmek isteyen gençlere seslenen Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, kendi hayatından örnekler vererek, zorluklarla mücadele etmek gerektiğini belirterek “Türkiye’de çalışıp başarılarıyla dünyaya mal olan çok insan var. Gençlere önerim ülkelerinde kalsınlar. Ben 39 yaşında en önemli kadın hastalıkları ve doğum kuruluşlarının yönetimine seçildim. Çoğuna giren ilk Türk doktordum. Çalışınca oluyor. Benim tavsiyem, hiçbir zaman para ve mevki için çalışmayın; başarı için çalışın. Diğerleri zaten gelecektir” dedi.

KATKI MADDELERİ KISIRLIĞI ARTIRDI

Günümüzde kısırlık oranlarının arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak en önemli sebebin çevreyle ilgili faktörler olduğunu söyledi. Kadının yumurtalarının artık daha erken yaşlandığını belirten Prof. Dr. Kavak “Çağımızda özellikle katkı maddesi içeren gıdalarla beslenme, yediğimiz içtiğimiz meyve ve sebzede eskisi kadar zengin besin değerleri olmaması, gıdalarla aldığımız toksinler, kirli hava ve sigara kadının biyolojisini bozuyor. Tükettiğimiz besinlerden Omega 3’ü, magnezyumu, C vitaminini eksik alıyoruz. Özellikle raf ürünleri bu açıdan çok tehlikeli. Tüp bebek ünitelerinde tedaviye giren hasta kadın oranlarının artmasındaki en önemli sebeplerden bir tanesi de bu. Özellikle sigara kadınlarda menopoz yaşının erkene çekilmesinde çok önemli bir faktör. Türkiye’de ortalama 50 olan menopoz yaşı son 15-20 senede 3-4 yıl daha aşağı düştü” diye konuştu.

ÇOCUK, ARAYA SIKIŞTIRILACAK BİR ŞEY DEĞİL

Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak 1990 yılında Anavatan Partisi Kurucu Üyesi eski Devlet Bakanı Cavit Kavak’la evlendi. Bu evlilikten Hasan ve Mehmet adında iki oğlu oldu. Başarılı bir kariyerle anneliği bir arada yürüten Prof. Dr. Kavak, günümüz kadınının “Kariyer mi, çocuk mu?” ikilemine takılı kaldığını belirterek, hastalarının kendisine “Anne olmak için en uygun yaş nedir?”, “Hamileyim ama terfi de almak istiyorum sorularıyla geldiğini belirterek “Kendini ruhsal ve sosyal anlamda, kafaca en hazır hissettiğin zamanda çocuk sahibi olmak en ideali diyorum. Bu, kişiden kişiye değişir. Ancak 35 yaşını da aşmamak gerekir. Çünkü 35 yaşından sonra problemler ortaya çıkabiliyor. “Annelik mi, kariyer mi” sorusunun cevabı da kadının hayatında neyi öncelendirdiğine bağlı. Araya çocuk sıkıştırmak doğru bir şey değil. Çünkü çocuk çok değerli bir şey, kariyer de çok değerli. O yüzden dengeyi iyi kurmak, planlı gitmek, zamanlamamızı iyi planlamak gerekir. Çünkü hamilelik dönemini dingin geçiren, sakin geçiren beslenmesine, sporuna dikkat eden kadınların çocukların IQ seviyesi daha yüksek oluyor” dedi.

Kadın sağlığı ile ilgili tecrübelerini “Kadın Olmak ve Ötesi” kitabında toplayan Prof. Dr. Kavak, kitabında kadınların biyolojik güçlerinin farkında olmaları gerektiği mesajını örnekleriyle ortaya koyuyor.

Prof. Dr. Kavak'tan ödül konuşmaları eleştirisi: Ezik Türk insanı rolünden sıyrılmalıyız

KURBAN BAYRAMI, KAVURMA KOKUSU DEMEK

Geleneklere bağlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, beş kardeşiyle birlikte her bayram geniş ailesiyle, bir araya geldiklerini ifade ediyor. Özellikle Kurban Bayramlarının kendisi için önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Kavak “Benim için Kurban Bayramı; aile, kavurma ve yanında bademli pilav demek. Bu çocukluğumdan beri böyle. Ritüelleri seviyorum. Biz biraz anaerkil yapıya sahibiz. Annem büyük olduğu için genelde annemin evinde toplanırız. Yeğenlerim, kuzenlerimle... Bayramlar da olmazsa hiç görüşemeyeceğiz. Hiçbir bayramda bu fırsatı kaçırmamaya gayret ediyorum” dedi.

TÜRK KADINI DIŞINA, İÇİNDEN İYİ BAKIYOR

Göbek çevresi yağlanmasında Avrupa’da birinci olan Türk kadınının estetiğe, kuaföre, makyaja ayırdığı bütçeyi kendi sağlığına ayırmadığını ifade eden Prof. Dr. Kavak “Toplumun büyük kısmı spor yapmıyor, sağlıklı beslenmiyor, yıllık kontrollerini ihmal ediyor ancak kırışıklığına botoks, yüzünün çöken kısımlarına dolgusunu yaptırıyor. Oysa 30’lu yaşlardan itibaren haftada üç gün spor yapar, kaliteli protein tüketir, hamur işlerini azaltır, günde iki litre su içerlerse en başarılı anti-agingi yapmış olurlar. Yani o kadar botoksla, dolguyla uğraşmak zorunda kalmazlar. Türk kadını spor yapmadığı için 55’inden sonra kamburlaşmaya başlıyor. Yaş alan Türk kadınını vücudunun duruşundan anlayabilirsiniz. Çünkü vücuttaki her şey birbiri ile organize, kemik, kas, deri. Spor yapan kadının kemik yapısı bozulmadığı için daha dik duruyor, terlediği için cildi daha az kırışıyor. Sadece makyajla botoksla olmuyor bu işler. Daha geç menopoza girmek ve menopoz sürecini daha rahat atlatmak için de egzersize ve sağlıklı beslenmeye önem vermek gerekiyor” dedi. 

KADIN MUTLUYSA AİLE DE MUTLUDUR

Kadının, ailenin temeli olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kavak, mutlu ve huzurlu yaşamak isteyen erkeklere verilebilecek en basit ancak önemli tavsiyenin ‘eşlerini mutlu etmeleri’ olduğunu söyledi. Kadın olsun, erkek olsun bezgin mutsuz hayattan umudunu kaybetmiş, gülmeyen insanlarla birlikte olmanın ruh sağlığını olumsuz etkilediğini ifade eden Prof. Dr. Kavak “Günümüzde 20-30 yaş aralığında boşanmaların oranı yüzde 45’e yükseldi.  İlk beş yılda oluyor bu boşanmalar. Eşlerin evliliğin ve evin sorumluluklarını eşit bir şekilde yüklenip, birbirlerini yalnız bırakmamaları gerekir” diye konuştu.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...