Östrojen artışı engelliyor: Gitmeyen kiloların sebebi hormonlar

Düzenleyen:
- Güncelleme:
Östrojen artışı engelliyor: Gitmeyen kiloların sebebi hormonlar

Sağlık Haberleri

TAJEV Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, "Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz maddelerin yanı sıra yaşadığımız ortamlar, vücutta östrojen birikmesine sebep oluyor. Östrojen dengesinin bozulması ham kadında hem de erkekte kanserden obeziteye kadar birçok sağlık probleminin en önemli sebebi..." dedi.

ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Geçtiğimiz günlerde yayınlanan Türkiye Sağlık Araştırması 2022 sonuçlarına göre ülkemizdeki her iki kişiden biri kilolu ya da obez. Bu rakamlar her yıl artış gösteriyor.

Uzmanlar sürekli yükselen obezite rakamlarında kötü beslenme ve hareketsizliğin yanı sıra hormonal dengedeki bozulmanın da önemli rolü olduğunu söylüyor. Özellikle günlük hayatımızda kullandığımız ürünler yüzünden vücutta biriken östrojen hormonu, hem kadınlarda hem de erkeklerde yağlanmaya ve hastalıklara sebep oluyor.

FAZLASI KANSER OLUŞUMUNA NEDEN OLUYOR

TAJEV-Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı tarafından İstanbul’da düzenlenen TAJEV Fonksiyonel Tıp Kongresi’nde konuştuğumuz TAJEV Başkanı ve Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, kadınlık hormonu olarak bilinen östrojenin eksikliğinin yanı sıra fazlalığının da sağlık problemlerine sebep olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Ünlü “Östrojen bir kadın için tabii ki çok gerekli ama östrojenin fazlası hem kadında hem de erkekte birçok kanserin oluşmasına sebep oluyor. Hem kadında hem erkekte meme kanseri, erkekte prostat kanseri kadınlarda ise farklı kanserlerin oluşumuna yol açıyor. Ayrıca östrojen fazla olduğunda vücut tuz ve su tutarak ödem oluşturur. El ve ayaklarda şişlik, suratta yuvarlaklaşma ve bacak damarlarında tıkanma meydana gelebilir” dedi.

Östrojen artışı engelliyor: Gitmeyen kiloların sebebi hormonlar  

ERKEKTE DE VAR

Östrojen hormonu başlıca yumurtalıklarda kolesterolden sentezlenen bir hormondur. Bu hormon sadece kolesterolden değil böbrek üstü bezi ve az miktarda yağ dokusu üzerinden de salgılanmaktadır. Bu yüzden östrojen hormonu kadınlarda bulunduğu gibi erkeklerde de bulunur.

ÖSTROJEN DETOKSU ŞART

Prof. Dr. Ünlü, günümüzde tarım ürünleriyle birlikte aldığımız pestisitlerin, yiyip içip soluduğumuz plastik atıkların, kimyasal maddelerin, hatta kullandığımız bazı ilaçların vücutta östrojene dönüştüğünü anlatarak şu değerlendirmelerde bulundu:

"Dışarıdan maruz kaldığımız östrojen, vücutta birikebiliyor. Östrojen yağ dokusundan salındığı için obez insanlarda daha fazla östrojen oluşuyor. Diğer taraftan östrojen yağlanmaya da sebep oluyor. Kadınlarda östrojen hormonunun fazla olduğunu aşırı kilolardan ya da hızlı yağlanmadan anlayabilirsiniz.

Özellikle karın bölgesinde yağlanma, kilo alımı, ruh hâlinde değişiklikler ve şişkinlik en çok görülen belirtilerdendir. Vücutta fazla östrojen bulunması hem kadında hem de erkekte kilo vermede güçlük, çabuk kilo almaya sebep olur. Kilo vermek isteyenlerin östrojen seviyesini ölçtürmesi gerekir."

OTURDUĞUMUZ KOLTUK BİLE 'DENGEMİZİ' BOZUYOR

Prof. Dr. Cihat Ünlü vücutta östrojen birikimini önlemek için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

  • Organik olmayan kozmetik maddeleri, evde kullanılan kimyasal temizlik malzemeleri, antibakteriyel sabunları, plastik şişeleri, çamaşır yumuşatıcıları, teflon tavaları, sebze meyvelerin üzerindeki pestisitler gibi tür hormon bozucuları hayatınızdan çıkarın.
  • Mobilyalarda, halılarda, elektronik cihazlarda alev almayı geciktirici maddeler kullanılıyor. Bunlar da çevresel östrojen etkisine sahiptir.
  • Küçük balıklar, organik tavuk, hindi ve ördek etleri tercih edilmelidir. 

BİYOLOJİK YAŞLANMAYI TERSİNE ÇEVİREBİLİRİZ

Tıp biliminin yeni bir rotaya girdiğini söyleyen Prof. Dr. Cihat Ünlü, yeni anlayışın hastayı hastalığı ile değil, hastalığı oluşturan sebeplerle bir bütün olarak değerlendirdiğini söyledi.

Prof. Dr. Üstün, "Bu yaklaşıma fonksiyonel tıp diyoruz. Hastalığı tedavi ederken, hastalığa yol açabilecek durumların araştırılması ve bozulan fonksiyonların tamir edilmesi hedefleniyor. Fonksiyonel tıbbı kullanarak, kendimizi onarmak, iyileştirmek ve yenilemek için gerek tabiatın aklını ve gerekse vücudumuzda var olan sistemleri kullanarak hastalıkları tedavi edebilir, biyolojik yaşlanmayı tersine çevirebiliriz.

Bunun için hayat tarzını değiştirmek, vücutta eksikliği yaşanan vitamin ve minerallerini yerine koymak gerekir. Belki yaşlanmayı geri çevirici ilaçlar da çıkacak ancak bütün bunlar için henüz emekleme aşamasındayız. 5-10 yıl içinde 60 yaşındayken nasıl 40 yaşında olabileceğimizi yani zamanı tersine çevirebileceğimizi öğreneceğiz" diye konuştu.

KIRK YIL ÖNCE GEREK YOKTU

Günümüz şartlarının insanı hasta ettiğini belirten Prof. Dr. Cihat Ünlü, şu ifadeleri kullandı:

"Kırk yıl öncesine baktığımızda fonksiyonel tıbba gerek yoktu. Çok sağlıklı besleniyorduk, etrafımızda plastik atıklar, pestisitler, kimyasallar yoktu ve daha az stresli bir hayatımız vardı. Şimdi ölümcül bir kronik stresin altındayız ve hiçbirimiz bunun farkında değiliz. Çünkü çılgın bir iş programımız var, siyasi krizler, ekonomik krizler, savaşlar, ailevi sorumluluklarımız; bütün bunlar bizi bu kronik stresle baş etmemiz için bir yol bulmamızı söylüyor. Bu yol da hastalık oluşmadan önleyici tedbirleri alarak daha sağlıklı yaşamak."

Düzenleyen:  - Sağlık
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...