'Nakil organ'la yaşıyorlar

Organ Nakli Koordinatörleri derneği'nin (ONKOD) bu yıl ikinci defa düzenlediği Uluslararası Organ Nakilli Çocuklar Bahar kampı, dünyanın çeşitli ülkelerinden çocukları Antalya'da bir araya getirdi. Farklı dilleri konuşan, farklı ülkelerden çocukların tek ortak yanı hayata yeniden gelmiş olmalarıydı. Bazısı hayatını kaybeden başka bir çocuğun organı, bir kısmı da yakın akrabalarından birinin organıyla hayata yeniden sımsıkı tutunuyordu.
ONKOD'un organ bağışı konusunda toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği kampa Türkiye'nin çeşitli şehirlerinden 32 çocuğun yanısıra Letonya'dan 2, İngiltere'den 6, Kırgızistan'dan 1, Macaristan'dan 2 ve Norveç'ten 2 çocuk katıldı. Böbrek, kalp ve karaciğer nakli olan çocuklar bir taraftan kampta doyasıya eğlenirken, bir taraftan da kendileriyle aynı sıkıntıları çeken yaşıtlarıyla bir arada olma ve tecrübelerini paylaşma imkanı buldular. Kampa aileleriyle birlikte katılan çocukların her birinin yaşadıkları; büyük?dramların organ bağışı sayesinde nasıl büyük mutluluklara dönüşebildiğinin de ispatı durumundaydı. nbsp;Kampın ilk gününü Antalya Park etkinlik alanında sağlıklı büyüklerin bile yapmaya çekindikleri aktiviteleri yapan organ nakilli çocuklar ve anneleri, yaşadıklarını TÜRKİYE Gazetesi'ne anlattılar.
Röportaj yaparken dikkatimi çeken en önemli nokta, yurt dışından gelen katılımcıların hemen hemen tamamının organlarını hayatını kaybeden diğer insanlardan, bizim ülkemizde ise yakın akrabalardan özellikle de annelerinden almış olmalarıydı.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN

10 YAŞINDA KALP KRİZİ GEÇİRDİ

Kampın en haşarı ve en sevimli çocuklarından biri de 12 yaşındaki kalp nakilli Berkant Demireğe'ydi. Metrelerce yükseklikteki ağaçlar arasında kurulan iplerin üzerinde yürüyen Berkant'ı görenler 9 ay önce bir başkasının kalbi ile hayata döndüğüne inanmazdı. Annesi Necla Demireğe, Berkant'ın hastalığı sırasında yaşadıklarını şöyle dile getirdi:
"Berkant 9 yaşına kadar sağlıklı bir çocuktu. 9 yaşında halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık şikayetiyle doktora götürdük. Kalbinin büyüdüğünü ve fonksiyonlarını kaybetmeye başladığını orada anladık. Biz Ordu'da yaşıyoruz. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi'nde kardiyoloji bölümüne götürdüğümüz Berkant'ın kalbinin fonksiyonlarının %25'e düştüğünü öğrendik. Eninde sonunda kalp nakli gerekiyordu. Ancak biraz ilaçla idare edebileceğini söylediler. 2 yıl ilaç kullandı. Ama daha bir yıl dolmadan fenalaştı. Organ sırasına girmek için İstanbul Koşuyolu Hastanesi'ne geldiğimizde hastanede yatarken kalp krizi geçirdi"
Berkant kalp krizi geçirdiğinde 10 yaşındaymış. Hemen yoğun bakıma kaldırmışlar ancak kalbi 6 dakika durmuş. Sonra tekrar çalıştırılmış. 11 gün solunum makinesine bağlı olarak yaşamış. Daha sonra doktorlar bir karar vermek zorunda kalmışlar. Ya Berkant yaşındaki çocuklarda çok da başarılı olmayan "Berlin Kalbi" denilen yapay kalp cihazı takılacak (ölüm riski fazla) nbsp;ya da kendi haline bırakılacakmış. Sonunda cihaz takılmış ve Berkant 5 ay boyunca bu cihaza bağlı olarak yaşamış. Sevindirici haber 2013 Haziran'ında Şişli Etfal Hastanesi'nden gelmiş. Beyin travması sonucu hayata veda eden 13 yaşındaki bir kız çocuğunun kalbi Berkant'a hayat olmuş. Koşuyolu Kalp Hastanesi'nde Prof. Dr. Mehmet Balkaney ve ekibinin gerçekleştirdiği 12 saatlik bir operasyon sonrasında Berkant yeniden hayata tutunmuş.


KİMSE ÇİÇEĞİNİN SOLMASINI İSTEMEZ

Necla Demireğe, "Hep dua ediyordum. Ben sevineceğim ama mutlaka bir annenin canı yanacak. Kimse çiçeğinin solmasını istemez. Ama eğer kaderde varsa, vakit zaman tamamlanmışsa, organlar toprak olacağına hayat olsun. O aile ile tanışmayı istedim ama sanırım onlar istemediler. Onlardan Allah razı olsun, yavrularına da Allah rahmet eylesin" diyerek duygularını dile getirdi.
Zekasıyla herkesi kendine hayran bırakan Berkant ise organ bağışı konusunda çok daha duyarlı. "Annem organlarını bağışladı. Ben de bağışlayacağım. Hastanede yatarken neler yaşadığımı anlatamam. Şimdi yeniden doğdum. Herkesin organlarını bağışlamasını istiyorum" dedi.

2 DEFA KARACİĞER NAKLİ OLDU

12 yaşındaki Semih Can Uyar önce annesinden sonra teyzesinden aldığı karaciğerle yaşamaya devam ediyor. Semih'in şikayetlerinin 2 yaşında başladığını söyleyen anne Leyla Uyar, "Doktorlar Semih'in genetik bir hastalık olan ve bin kişide bir görülen Karoli Sendromu olduğunu söylediler. 9 yaşına kadar kontrol altındaydı. Ancak daha sonra kan kusmaya başladı. Bir deri bir kemik kalmıştı. Nakilden başka şansı kalmamıştı" dedi. İlk ameliyatını 2011 yılında İzmir Kent Hastanesi'nde 9.5 yaşındayken olmuş Semih. Annesinin karaciğerinden küçük bir parça alıp nakletmişler. Ancak annesi nbsp;"Keşke işe yarasaydı da tamamını alsalardı.?Birinci ameliyat başarısız geçmişti. Doktorlar Semih'i ilaçlarla hayatta tutmaya çalışıyorlardı ama ağızdan beslenemiyordu. Burundan beslenmeye başlamıştı ve yutak borusu ile karaciğer arasındaki damarları çatladığı için hem dışkıdan hem de ağızdan kan geliyordu. Riskli olmasına karşın ikinci ameliyat yapıldı. Bu defa teyzesinin karaciğeri nakledildi." dedi. Nakil başarılı olmuştu. Kısa zamanda kendisini toparlayan Semih, yeniden okuluna ve arkadaşlarının arasına dönmüştü. Bir yıl ara verdiği okulda?arkadaşlarını yakalamaya çalışan Semih, "Büyüyünce pilot olmak istiyorum. Annemi ve teyzemi çok seviyorum. Hastalığım sırasında çok kötü günlerim oldu. O kadar kötüydüm ki oyun oynamayı düşünemiyordum bile…Artık ben de arkadaşlarımla birlikte koşup oynayabiliyorum" dedi.

9 AYLIKKEN AMELİYAT OLMUŞ

Kampın İngiltere'den gelen konuklarından biri de 8 yaşındaki nbsp;Tegan Davidson'dı. Newcastle'da yaşayan Tegan, annesi Michelle ile kampa katıldı. Bir karaciğer hastalığı olan ve tedavi edilmediği takdirde siroza dönüşen Biliyer Atrezi nbsp;teşhisi alan minik Tegan'da nbsp;9 aylıkken karaciğer nakli olmuş. Tegan'ın aynı yaşlardaki beyin travması sonucu ölen bir başka bebeğin karaciğeri ile hayata döndüğünü söyleyen annesi Michelle, "Organ bekleme listesine yazıldıktan birkaç ay sonra nakil sıramızın geldiğini söylediler. Fazla beklemeden Tegan yeni karaciğerine kavuştu. Şimdi çok sağlıklı" dedi. Güzelliğiyle ve sıcakkanlı davranışlarıyla da kampın adeta maskotu haline gelen Tegan'ın en büyük hayati ise güzellik uzmanı olmakmış…
YARIN: En zor görev organ istemek...

nbsp;

HEPSİ PIRIL PIRIL
Organ nakli ile hayata dönen çoukların hepsi pırıl pırıl ve enerji dolu. Öyle ki, orada olmasalar kimse onların birkaç ay önce yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide gidip geldiklerini anlamaz.

ZİYNETİ KOCABIYIK/TÜRKİYE GAZETESİ