Kendinizi şişman sanırken ‘lipodem’ hastası olabilirsiniz
Lipödem, sıklıkla obezite ile karıştırılan bir sendrom. Kolay fark edilmeyen ve gözden kaçırılan bu sendrom, dünyada kadın nüfusunun yüzde 10’unu etkiliyor.
Çok zayıfladığınız, düzgün bir diyet uyguladığınız halde vücudunun üst kısmına kıyasla orantısız olarak kilolu bir alt gövdeye ve kalın bacaklara sahipseniz siz de ‘tipik bir lipödem hastası’ olabilirsiniz. Peki, lipodem nedir, bu durum nasıl anlaşılır? Estetik Cerrah Prof. Dr. Ahmet Karacalar, hastalıkla ilgili bilgi veriyor.
DİYET VE SPORLA ZAYIFLAYAMIYORSANIZ…
Lipödem, bacaklarda ve kollarda simetrik bir yağ dokusu (yağ) birikmesi ile karakterize edilen kronik bir tıbbi durum. Yaygın olan ancak yeterince tanınmayan hastalık, genellikle obezite ile karıştırılıyor.
Oysa obezite yağı, kalori kısıtlayan diyetle yakılabilirken, lipödemli yağ dokusu, diyete ve spora karşı çok dirençli. Burada önemli olan kişinin obezite problemi mi, lipodem problemi mi yaşadığının net teşhisinin konulması.
Prof. Dr. Ahmet Karacalar hastalığı detaylı incelerken, lipödemin köklerine de iniyor ve lipödemin tarım devrimi ile obezitenin ise endüstriyel devrimle bağlantılı olduğunu belirtiyor: “Endüstriyel devrim konforu artırırken insanların hareketliliğini azalttı, buna karşın yiyeceğe erişimi kolay hâle getirdi. Obezite bu anlamda modern toplumun bir hastalığıdır...”
BUĞDAY TEMELLİ YAŞAMLA ORTAYA ÇIKAN BİR SENDROM
Lipödem sendromu, insanoğlunun avcı-toplayıcı dönemden tarım toplumuna geçmesiyle birlikte ortaya çıkmış bir sorun. Prof.Dr. Karacalar, tarihin bu ilk dönemlerine bedensel farkındalıklarla bakıyor:
“Çatalhöyük’te bulunan Kibele heykelciğine bakarsak, bacaklarda ve kollardaki vücutla orantısız kalınlaşmanın lipödem olduğu görülür. Açlığa bile dirençli olan bu yağlar, kıtlık dönemlerinde dahi bu tür kadınların hayatta kalmalarına, çocuk sahibi olmalarına ve onları emzirmelerine yardımcı olmuştur. Ancak tarım devriminin ardından insanoğlunun buğday temelli, çeşitten fakir sedanter yaşama geçmesi ile birlikte kendi bedenine uyumsuz hayat tarzı başlamıştır. Bağırsaklardaki mikrobiota bozulmuş ve değişmiştir.”