Kansere nokta atışı

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Kansere nokta atışı

Sağlık Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Vücudun diğer organlarına metastaz yapmış, tedavi umudu kalmamış dördüncü evre kanserlerde sağ kalım süresini uzatan “stereotaktik radyocerrahi” yöntemi, erken evre küçük tümörlerde ise ameliyat kadar başarılı oluyor.

ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Radyoterapide kullanılmaya başlayan en son teknolojik yöntem olan “stereotaktik radyocerrahi” ile çok küçük tümörlerde, erken evrelerde cerrahi ile bire bir benzer sonuçlar alınabiliyor. “Nokta atışı radyoterapi” olarak adlandırılan bu yöntemle cerrahisi mümkün olmayan ya da ameliyat olmak istemeyen erken evre akciğer, prostat kanserleri ya da küçük beyin tümörleri veya beyin metastazlarında çok etkili sonuçlar alınabiliyor.

PAHALI İLAÇLARA GEREK KALMAYABİLİR

Radyoterapinin cerrahi ve ilaç tedavisi ile birlikte çok uzun yıllardır kanser tedavilerinde kullanıldığını söyleyen Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Seçilmiş Başkanı ve Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Banu Atalar “Ancak hastalar cilt yanıkları, çevre organların da hasar görmesi şeklindeki endişeler yüzünden radyoterapiden korkuyor. Teknolojinin en üst seviyede kullanılabildiği kanser tedavisi yöntemlerinden olan radyoterapi cihazları ve yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde bu korkular tamamen ortadan kalktı. İki boyutlu tedavilerden altı boyutlu tedavilere ulaştık. Daha önce çok geniş alanlar üzerine uyguladığımız radyoterapiyi bugün teknolojik gelişmeler sayesinde çok küçük hedeflere dahi uygulayabilmekteyiz. Halk arasında “nokta atışı” olarak da tanımlanan “stereotaktik radyocerrahi” yöntemi sayesinde çok küçük veya ulaşılması zor noktalardaki tümörlere dahi ulaşıp, buradaki tümörü tamamen yok edebiliyoruz. Yakında pahallı ilaçları kullanmaya gerek kalmayabilir” dedi.

Kansere nokta atışı

Bu teknik sayesinde aynı anda birkaç bölgeyi dahi kısa sürede ışınlayabilmenin mümkün olduğunu ifade eden Prof. Dr. Atalar “Diyelim ki, hastanın vücudunda üç farklı bölgede tümör var ve bu tümörlerin tamamını bir an önce alıp ya da küçültüp, hemen ilaç tedavisine başlamak istiyoruz. Bu durumda bu üç ayrı bölgede üç tümör için üç ayrı cerrahi uygulamak hasta için kolay olmayan ve iyileşme süresi uzun olabilecek bir yöntem olacaktır. Hâlbuki radyocerrahi ile bu üç farklı bölgeye nokta atışı sayesinde tümörü yok etmek mümkün olabilir. Üstelik bu yeni teknoloji sayesinde hastaya kesi, anestezi veya iğne yapmadan üç bölgeye yüksek dozda radyasyon verilip, tümörün kontrolü sağlanabilir ve hastamız hemen ertesi günü alması gereken diğer tedavilere başlayabilir. Ayrıca bu yöntemin gelişmesi sayesinde artık erken evre akciğer kanserlerinde, erken evre prostat kanserlerinde, beyin metastazlarında cerrahi ile aynı sonuçlara ulaşıyoruz” diye konuştu. 

4. EVRE KANSERDE HAYAT SÜRESİ UZUYOR

Son yıllarda yapılan çalışmalarda özellikle az sayıda metastazı olan kanser hastalarında tüm metastazlara uygulanan stereotaktik radyocerrahi sayesinde yaşam sürelerinin uzadığının gösterildiğini aktaran Prof. Dr. Atalar, “Buna göre, şu an için 1-5 arasında sınırlı sayıda metastazı olan hastalarda, nokta atışı yöntemiyle yaşam süresini uzatmak mümkün. Ancak metastaz sayısı 10’a kadar uzayabiliyor. Bilimsel yayınlarla da dördüncü evre hastalarda da özellikle hastalıksız sağ kalımlarda belirgin oranlarda uzama var” diye konuştu.

Radyoterapinin artık birçok sık görülen kanser türünde olmazsa olmaz olduğuna işaret eden 15. Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özyiğit, ‘Meme, akciğer, rahim ağzı kanserinde olmazsa olmaz bir tedavidir. Hatta gırtlak ve prostat kanserlerinde sadece radyoterapi tedavi mümkün. Erken evre akciğer kanserlerinde ise mesela evre 1’de yakaladığınız zaman, yüzde 50-60 oranda sadece radyoterapi ile cerrahiye eş değer sonuç elde edebiliyorsunuz” dedi.

Kansere nokta atışı

TÜM ÜRÜLERİ 'KATEGORİ 1' KİTLE İMHA SİLAHI

Ne şekilde tüketilirse tüketilsin tütün ve tütün ürünlerinin kanserin en önemli sebeplerinden biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökhan Özyiğit “Son verilere göre Türkiye’de her yıl yaklaşık 234 bin yeni kanser teşhisi konuluyor ve 126 bin kanser hastası hayatını kaybediyor. 2040 yılında ise ülkemizde her yıl 400 bin yeni kanser teşhisinin konması ve kansere bağlı ölümlerin de yüzde 85 oranında artış göstererek 233 bine yükseleceği tahmin edilmektedir” dedi. Alkolle birlikte sigaranın da önemli bir kanser yapıcı olduğuna işaret eden Prof. Dr. Özyiğit, tütün kontrol programı sayesinde dünyada bir milyon kanseri tek başına engelleme şansımız var. Tütün veya tütünü cazip hâle getirmek için kullanılan ürünlerin hepsi karsinojenik (kansere yol açan) ajandır ve kategori-1 kitle imha silahı hüviyetindedir. Şu an Gazze’deki olayları biliyoruz, sigarayı o bombardımanın bütün dünyaya yayılmış hâli olarak nitelendirebiliriz” açıklamasını yaptı.

RADYOTERAPİDE DÜNYA İLE YARIŞIYORUZ

Türkiye’nin radyoterapide dünyaya öncü uygulamalarla bu alanda lider rolü olduğunu söyleyen 15. Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi Bilimsel Sekreteri Prof. Dr. Cem Gökçen “Radyoterapi aslında tamamıyla teknolojiye bağımlı ve çok hızlı güncellenen bir tedavi yöntemidir. Ne mutlu ki ülkemiz radyoterapi konusunda birçok uygulamalarda dünyada öncü rol oynuyor. Bizim öncülük ettiğimiz hastalık gruplarının başında prostat kanseri geliyor. Dünyada ilk başlayan ülkelerden biriyiz ve bu konuda ciddi bir bilgi birikimimiz var. Derneğimizin yaptığı çalışmalarda, prostat kanserinde uyguladığımız radyoterapi kürleri ile hastalığın tekrarlama oranını yüzde 30’lara kadar düşürdük ve hastalığa bağlı sağ kalın oranları da yüzde 90’lara kadar çıktı” dedi.

BU KANSER AVUSTRALYA'DA ARTIK GÖRÜLMEYECEK

Şu anda risk grubunun büyük bölümünü aşılayan Avustralya kıtasının bir kanser türünü kıtadan yok etmek üzere olduğunu söyleyen Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Uğur Selek “HPV, rahim ağzı kanserinin en önemli sebebi. HPV virüsüne karşı artık neredeyse yüzde 99 koruyuculuk sağlayan aşı var. Avustralya kıtasında rahim ağzı kanseri aşı programı uygulanmaya başladı; erkek ve kız çocuklarını aşılıyorlar. 2030’da muhtemelen bu kanser türü o kıtada artık görülmeyecek” dedi. Prof. Dr. Selek, ergenlik döneminde 20 yaşına kadar bütün kız ve erkek çocukların aşılanmasının rahim ağzı, gırtlak kanserinden koruyucu olacağını söyledi.

Düzenleyen:  - Sağlık
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...