Kanda kanserin izini sürüyorlar

- Güncelleme:
Kanda kanserin izini sürüyorlar

Sağlık Haberleri

Kanserlerin henüz hücrede ya da organda ortaya çıkmadığı en erken dönemlerde bir tüp kandan teşhis edilmesini sağlayan yeni yöntemler hızla gelişiyor. Uzmanlar yakında biyopsiye gerek kalmayabileceğini söylüyor.

ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ

Kanserin erken teşhisine imkân sağlayan “kandan kanser teşhisi yöntemleri”nde büyük ilerlemeler olduğu kaydedildi. Antalya’da düzenlenen 48. Ulusal Hematoloji Kongresi’nde bu konudaki görüşlerine başvurduğumuz Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Ar, bu yöntemlerin Avrupa ve Amerika’da deneme aşamasında olduğunu belirterek, “Birtakım kitler geliştiriliyor ve başarılı sonuçlar alınıyor. Henüz rutin pratiğe girmedi ancak hem teşhis hem de takip yöntemi olarak kullanılması konusunda umut vadediyor” dedi. 

Kanser ne kadar erken teşhis edilirse tedavide başarı oranı o kadar artıyor. Günümüzde kolonoskopi, endoskopi gibi girişimsel yöntemler, MR, ultrason ve BT gibi görüntüleme yöntemleri ya da bazı kanser türleri için kanda tümör belirteçlerini aramak gibi geleneksel teşhis yöntemleri kullanılsa da, kanser hücresinin henüz organda gözle görünür olmadığı dönemde kanseri tespit etmek mümkün olmuyor. Ancak son yıllarda bilim dünyası kanserin erken teşhisi konusundaki çalışmalarını, kan araştırmaları üzerine yoğunlaştırdı. Birbiri ardına yayınlanan çalışma sonuçları onlarca farklı kanser türünü “sadece basit bir kan testi” yaparak, hastalığın “çok erken” dönemlerinde yakalanabileceğini ortaya koyuyor. “likit biyopsi” olarak da adlandırılan bu yöntemin hem halk arasında “parça alma” olarak adlandırılan biyopsi ihtiyacını ortadan kaldırması hem de tedavi sonrasında vücutta kalan “mikroskobik” tümörlerin tespit edebilmesi açısından kanser tedavisine yeni bir soluk getirmesi bekleniyor. 

Kanda kanserin izini sürüyorlar

Kanserli hücreyi normal hücreden ayıran noktanın hücrenin DNA yapısı olduğunu belirten Prof. Dr. Ar, “Bu hücreler belli şifreler taşıyor. Birçok kanser türünün şifrelerini bilebiliyoruz. Kanser hücrelerinin akciğerde, memede veya kemik iliğinde ortaya çıksa da, esasında hem hücrenin kendisinin hem de hücrelerin parçalanması ile ortaya çıkan DNA materyalin kanda dolaşabildiğini biliyoruz. Yeni yöntemler bunu yakalamaya yönelik. Şimdilik şifresini bildiğimiz kanser türlerini arıyoruz. Ancak yakın bir gelecekte metastaz yapmış kanserlerde, kandan hücrenin kökenini de bulmak mümkün olacak” diye anlattı. 

CAR-T TEDAVİSİ HENÜZ DENEYSEL

Günümüzde kanser tedavilerinin standart kemoterapi uygulamalarından uzaklaşmaya başladığını ve “kişiselleştirilmiş tedavilerin” ön plana geçtiğini anlatan Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Leylagül Kaynar,  “Kanserin adı aynı olsa bile her kişinin tümörü kendine özgü özellikler gösterir. Bu özelliklere göre kişi için özelleştirilmiş ve kişinin kendi hücrelerini kullanarak tasarlanmış tedaviler, yakın geleceğin kanser tedavisinin temelini oluşturacak gibi görünüyor. Bağışıklık sisteminin kanser hücreleri ile savaşmasını sağlayan immünoterapiler ve CAR-T hücre tedavileri bunun en güzel örneğini oluşturuyor. Henüz deneysel bir tedavi olan CAR-T hücre tedavisinde kanserle mücadeleden sorumlu bağışıklık hücreleri bir cihaz yardımı ile vücuttan toplanıyor ve laboratuvar ortamında tümörü tanıyacak hâle getirildikten sonra hastaya geri veriliyor. Böylece güçlendirilmiş bağışıklık hücreleri direkt olarak kanser hücresini buluyor ve yok ediyor.  Son yıllarda bu tedavilerin tek başına veya kemoterapi ile birlikte kullanılması sayesinde bazı kanser türlerinde umut vadeden sonuçlar elde edilmeye başlandı” dedi. 

TÜRKİYE İLACA ERİŞİMDE DÜNYA İLE YARIŞIYOR

İçinde olduğumuz dönemde özellikle kanser ürünlerinde ilaca erişimde yaşanan sıkıntıların önemli bir problem oluşturduğunu söyleyen Prof. Dr. Cem Ar, Türkiye’nin ilaca erişim konusunda dünyanın az sayıdaki ülkesinde rastlanan bir temin mekanizmasına sahip olduğunu belirterek, “Ülkede ruhsatlı olmayan ilaçlara dâhi Sağlık Bakanlığından onay almak şartı ile geri ödemesi sağlanacak şekilde ulaşmak mümkün. Ancak, mevcut kur oranları, ekonomik şartlar ve SUT uygulamaları gibi birçok sebepe bağlı olarak ülke içinde ruhsatlı birçok ilaca hastaların erişiminde problemler yaşanıyor. Bazı ilaçların geri ödeme fiyatlarının üretim veya ithal bedellerini karşılamaması nedeniyle ülkede yoka giriyor. Bu ilaçlar arasında kanamayı engelleyen veya kanser tedavisinde kullanılan önemli ilaçlar da bulunuyor. Bu konuda yaşanan sıkıntıların bir an önce giderilmesi gerekiyor” dedi.

TÜMÖRÜN DNA'SINI YAKALIYOR

Farklı merkezlerde çalışılarak geliştirilen bu testler, daha önceki teşhis yöntemlerinden farklı olarak, vücudun herhangi bir hücresinde, dokusunda ya da organında faaliyete geçen kanser hücrelerinin kana bıraktıkları DNA izlerinin taranması esasına dayanıyor. 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...