Hafızaya gözden müdahale: Acı hatıralar gözden siliniyor

Göz hareketlerinin, rahatsız edici düşüncelerin etkisini azaltabildiği teorisine dayanan ve “Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma” diye tanımlayabileceğimiz EMDR tedavisi depremzedelerde de kullanılıyor. EMDR Derneği, Kahramanmaraş depremi sonrası 7.500 kişiye bu terapiyi uyguladı.
ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Önce bütün dünyayı aylarca kapalı duvarlar içinde tutan ve çok sayıda kişinin sevdiklerini kaybetmesine sebep olan Covid-19 pandemisi, hemen ardından gelen ve ülkemizde binlerce kişinin ölümüne ve sakat kalmasına sebep olan Kahramanmaraş ve Hatay depremleri ruhlarımız üzerinde derin izler bıraktı. Depremi yaşayan kişilerin birçoğu hâlâ çığlıklarla uyanıyor, kapalı yerlere giremiyor, gerçek hayata tam olarak katılamıyor. Uzmanlar travmaya maruz kalan kişilerin yüzde 10’unun travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını ve mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini söylüyor.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
Travma sonrası stres bozukluğunun kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik oluşturan, çoğu defa olağan dışı ve beklenmedik bir şekilde gerçekleşen olayların tetiklediği bir ruhsal travma ya da ruh sağlığı durumu olduğunu söyleyen Koç Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vedat Şar “Deprem, yangın, trafik kazası, saldırıya uğrama gibi olaylar buna örnektir. Ancak bazen kişinin tekrar tekrar başına gelen ve yaşadığı çevredeki insanlarla ilişkilerden kaynaklanan olaylar da Travma Sonrası Stres Bozukluğu oluşturabilir. Mesela aile içindeki çatışmalar, evde şiddet, işyerinde mobbing’e uğrama bunlar arasındadır. Ergenlik öncesi çağda çocukların maruz kaldığı ve çoğu zaman ‘aşırı eleştiri, dövme, mükemmellik beklentisi, sevgisizlik, aşırı koruma/kollama ve hatta cinsel taciz’ gibi ailelerin yanlış tutumlarından kaynaklanan sıkıntılı durumlar da travma sonrası stres bozukluğuna sebep olabilir” dedi.
BİLİNÇALTINA YOLCULUK
Travma sonrası stres bozukluğunda ilaç tedavisi ile psikoterapinin birlikte ya da tek başına kullanılabileceğini ifade eden Prof. Dr. Şar, psikoterapide nispeten yeni bir tedavi şekli olan EMDR’nin de uygun hasta grubunda son derece başarılı sonuçlar verebileceğini vurguladı. Dr. Francine Shapiro tarafından geliştirilen EMDR terapisinin, travmanın zararlı etkilerini en aza indiren bir beyindeki ‘bilgileri işleme’ prosedürü olduğunu belirten Prof. Dr. Şar “İnsan zihni geçmişte yaşanan hemen hemen her anıyı hafızasında tutar. Hatta öyle ki, unuttuğumuzu sandığımız birçok anı hafızamızda yer almaya devam eder. EMDR terapisi, kişinin hayatı üzerinde yıkıcı etkisi olan geçmiş travmayı belirlemesine, işlemesine ve çözmesine yardımcı olacak şekilde çalışır. Problem oluşturan tetikleyicileri, düşünceleri ve duyguları etkisiz hâle getirmeye odaklanır. EMDR ayaktan uygulanan bir psikoterapi metodudur. Esas olarak kişinin duygu ve düşüncelerinin hızlı bir analizine dayanır. Olumlu etkisini görmezden gelinen duygulara alışma, yeni bir bakış açısı geliştirerek geçmişi farklı şekilde anlama ve şimdiki zaman ve geleceği yeniden kurmaya dayanır” açıklamasını yaptı.
GÖZ HAREKETLERİYLE DUYARSIZLAŞTIRMA
Göz hareketlerinin, rahatsız edici düşüncelerin etkisini azaltabildiği teorisine dayanan ve “Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma” diye tanımlayabileceğimiz EMDR tedavisinin uygulanmasına terapistin karar vermesi ve hasta ile daha öncesinden ilişki kurmuş olması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Şar “EMDR kişinin isteği üzerine herkese yapılmaz” diye konuştu.
TRAVMA, BEYNİN ÇALIŞMASINI BOZUYOR
Beyin, her yeni tecrübeyle birlikte kendisine ulaşan duygu, düşünce, ses, koku gibi bilgi kaynaklarını işler ve öğrenme için hazır hâle getirir. Bu sistem sağlıklı çalıştığı zaman öğrenme gerçekleşir. Travmatik ve olumsuz olaylar bu bilgi işleme sisteminde bozulmaya sebep olur. Dolayısıyla yeni bilgiler işlenemez, işlevsel bilgi ortaya çıkmaz ve öğrenme gerçekleşemez. İşlenmeyen bilgiler, oldukları hâli ile depolanır. Böylelikle kişi baskılanmış anıları tetiklendiğinde, sanki o hatırayı tekrar yaşıyormuş gibi etkilenir. EMDR terapisi, bu izole kalmış ve işlenmemiş anıları, olumsuz duygu ve davranışların temeli olarak görür. İşlenmeyen anılar, geçmişte yaşanan büyük kazalar, savaş ve kayıplar olabildiği gibi çocukluk döneminden kalan travmalar veya günlük hayatta yaşanılan olumsuzluklar da olabilir. EMDR terapisi, beynin bozulmuş olan mekanizmasının yeniden çalışmasını, izole olmuş, işlenmemiş hatıranın işlenmesini sağlar. Böylelikle öğrenme gerçekleşir ve hatıranın kişi üzerindeki travma etkisi azalır.
EMDR TERAPİSİNİN HİPNOZDAN FARKI NEDİR?
Hipnozda kişi, bilinç dışında trans hâlindedir ve terapistin telkinleriyle hareket eder. EMDR’de, danışan şuurlu durumdadır; herhangi bir uyuma ve trans hâli yoktur. EMDR’de hatıralarla çalışılır. Kişi terapi sürecinde geçmiş anılarını terapist kontrolünde bilinçli bir şekilde hatırlayarak çift yönlü uyarımla duyarsızlaştırma işlemi gerçekleşir.