Estetikte trend değişti

Editör:
Estetikte trend değişti
SAĞLIK Haberleri

Opr. Dr. Alpaslan Topçu: Cerrahi olmayan metotların, cerrahi kadar başarılı sonuçlar vermesi sayesinde, güzelleşmek için ameliyat olanların oranı yüzde 10’a düştü.

ZİYNETİ KOCABIYIK - Estetik ve Plastik Cerrah Op. Dr. Alpaslan Topçu: Cerrahi olmayan müdahalelerin başarısı sayesinde ameliyatların oranı yüzde 10’a düştü. 15-20 yıl önce statü göstergesi olan ve lüks kabul edilen estetik girişimler artık hemen her kesimden kişilerin, ihtiyacına ve bütçesine göre ulaşabildiği operasyonlar haline geldi. Geçtiğimiz günlerde uluslararası alanda faaliyet gösteren bir medikal estetik firmasının aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 16 ülkedeki 8 bin kadın arasında yaptırdığı araştırmanın sonuçlarına göre, kadınların yüzde 70’ı güzellik denince “dış güzelliği” anlıyorlar. Araştırmanın bizi ilgilendiren tarafı ise Türk kadının dış güzelliğe, iç güzellikten daha fazla önem veren ülke insanları arasında ilk sırada yer alması… Soru yöneltilen Türk kadınlarından yarıdan fazlası dış güzelliğe daha fazla değer verdiğini belirtmiş.

Güzellik bizim için önemli ama itiraf etmeli ki, hem kadınlar hem de erkekler için bu konuda biraz kafalar karışık. Hem kadınlar hem de erkekler dedik; çünkü artık estetik uygulamalar sadece kadınların değil aynı zaman da erkeklerin de ilgi alanında. Estetik uygulamalarla ilgili en sık sorulan sorular “Cerrahi yöntemler, ameliyatların yerini tutar mı? Yoksa boşuna mı para harcıyorum? Bir türlü veremediğim kilolardan yağ aldırarak kurtulabilir miyim? Cerrahinin yaşı var mı?

Bu soruları Estetik ve Plastik Cerrah Op. Dr. Alpaslan Topçu’ya yönelttik.

Estetik denilince eskiden akla yüz germe ve burun küçültme veya kaldırma ameliyatları gelirdi. Oysa şimdi ameliyatsız estetik uygulamalara daha sık rastlıyoruz. Cerrahinin pabucu dama mı atıldı?

Şu anda dünyada estetikteki konsept yüzde 90 cerrahi olmayan uygulamalar; sadece yüzde 10 cerrahi… Son yıllarda medikal estetikte kullanılan maddelerin mükemmelleşmesi, cihazlardaki teknoloji gelişmeye paralel olarak son derece memnuniyet verici sonuçlar elde ediliyor. Bütün bunların kaçınılmaz sonucu olarak artık hastalar cerrahi istemiyor. Çünkü ameliyat bir risk sonuçta.

En çok hangi uygulamalar tercih ediliyor?
Klinik uygulamalarımızda en çok botoks uygulamaları var. Ardından dolgular geliyor. Küçük dokunuşlar olarak adlandırdığımız bu uygulamalar için hasta seçimini doğru yaptığınızda başarılı sonuçlar alınıyor. Buradaki felsefe botoks dondurmak değil; dolgu doldurmak değil. Yapan hekim bunlara dikkat ederse başarı yüzde 90-95 e kadar çıkıyor. Tabi burada bir de hastanın beklentisi de önemli. Botoks yaptığınız bazı hastalar ya kulaktan dolma ya da yanlış bilgi ile sizden yüz germe etkisi bekliyor. Bir tüp dolgu ile zamanın 10 yıl geriye alınamayacağını bilmesi lazım.

“Botokslu ifade”yi artık pek görmüyoruz.
Kötü uygulamalar azaldı. Aslında 10 yıl önceki botoks efekti ile günümüzdeki arasında fark yok. Ancak minimal dozlarda yapmayı öğrendik. Botoks en çok kaşlardan anlaşılır. Fazla yaparsanız, kaşlar yukarı fırlar. Az yaparsanız hasta dinlenmiş bir yüz görüntüsüne sahip olur. Bir de botoksun yüzde göz çevresi ve kaş arası olmak üzere 2 bölgede FDA onayı var. Ancak bilinçsiz doktorlar ağız çevresinde, boyunda her yerde kullanıyorlar.

Çok uluslu araştırmalara göre Türk kadını dolgu ve botoks uygulamalarını en fazla yaptıran grupta yer alıyor. 18-65 yaş arasındaki kadınların yüzde 96’sı bu uygulamaları yaptırmış ya da yaptırmayı düşünüyor? Niye bu kadar artıyor estetik uygulamalar?

Tek kelimeyle medya. Eskiden 1 tane estetik figürümüz vardı: Ajda Pekkan. Şimdi yüzlerce var. Her gün ekranda, sosyal medyada gördüğümüz güzel kadınlar, bakımlı erkekler estetiğe olan ilgiyi de artırıyor. İkinci etken ulaşılabilirlik. Sadece İstanbul’da 450 tane plastik cerrah, her fiyat aralığında sıralanmış operasyon çeşitleri var. Bir operasyonu 15 bin Avro’ya da yaptırabiliyorsunuz, 5 bin liraya da. Botoksu bundan 7-8 yıl önce kaç kişi yaptırabilirdi. Şimdi birçok öğrenci, öğretmen hastam var. Kuaföre gider gibi düzenli olarak botoksa gidiliyor. Ameliyat olmak için kredi çeken çok hastamız var.

GÜZELLİK PİRAMİDİNİN TEPESİNDE AMELİYAT VAR
Sağlıklı ve güzel yaşlanmak için estetik müdahalelere yaklaşım nasıl olmalıdır?
Estetik müdahaleleri piramit gibi düşünmek gerekiyor. Piramidin en tepesinde ise cerrahi girişimler var. Cerrahinin doğru zamanda ve doğru kişiye yapılması gerekir. Erken dönemde yani 18-25 yaş aralığında sadece eğer gereklilik varsa burun ve meme ameliyatları yapıyoruz. Örneğin 40 yaşında bir insana yüz germe ameliyatı yapılmaması gerekir. Çünkü elimizde ultrason, lazer, radyofrekans gibi çok başarılı sonuçlar veren ameliyatsız yöntemler var. Bunun dışında güzel yaşlanmak için 25 yaşından sonra düzenli (4-6 ay) botoks yaptırılırsa hem olan kırışıklıkların şiddeti azalır hem de yeni kırışıklıklar ortaya çıkmaz. Daha ileriki yaşlarda bunu dolgu ve teknolojik uygulamalarla destekleriz. Daha ileriki yaşlarda 50-60 yaşlarında yüz germe, boyun germe, göz kapağı ameliyatları artıyor. Çünkü daha genç görünme telaşı başlıyor.
Estetikte trend değişti
ERKEKLER DE BOTOKSÇU
Erkekler en çok ne tür girişimleri tercih ediyor?
İşe başvuran kişilerden güzel ya da yakışıklı olan tercih ediliyor. Sosyal olarak buna zorunlu kalan beyaz yakalılar hep kendilerine bakmak zorundalar. Erkekler arasında medikal uygulamalar ABD’de çok fazla ama bizde o kadar değil. Estetik uygulamaların müşterisi hala yüzde 90 oranında kadınlar. Erkeklerde de çok fazla botoks yapılıyor fakat onlara yaptığımız noktalar kadınlardan farklı. Erkekte kaşı kaldırmayacak şekilde yapmamız lazım. Erkeklerin istekleri yaşa göre değişiyor. 50’li yaşlardan sonra daha çok daha genç görüntü hedefleniyor. Sosyal sebepler de estetiğe yöneltiyor. Eşinden boşanan, yeni bir işe girmeyi hedefleyen estetik cerrahın kapısını çalıyor...

YAĞ ALDIRMAK BİR ZAYIFLAMA YÖNTEMİ DEĞİLDİR
Giderek şişmanlıyoruz ve kilo veremiyoruz. Yağ aldırmak kilo vermek için bir yöntem mi?
Liposuction olarak adlandırdığımız yağ alma ameliyatları bir zayıflama yöntemi değil. Bu sebeple obezlere yapmamak gerekiyor. Liposuction için ideal hasta grubu sporunu yapan, boy kilo oranı ideale yakın ve bölgesel fazlalığı olan kişilerdir. Türkiye’de yanlış uygulamalar yüzünden kötü bir şöhreti var ama dünyada en çok yapılan operasyonlardan biridir. Riskler alınan yağ miktarı arttıkça artıyor. Türk insanı Amerikalı ve Avrupalı hastalar gibi 500 cc 1 litre yağ aldırmıyorlar. Litrelerce yağ aldırıyorlar. Türkiye’de insanlar liposuction olacağım 3 beden düşeceğim diye düşünülürler. Ben de hastalara 2 ay sonra sizi 6-8 cm daraltırsam bu benim için başarıdır diyorum.

Bir seferde ne kadar yağ alınabilir?
15 litreye kadar alınabilir ama miktar arttıkça risk de artar. Ameliyat uzar ve vücudunuzdaki sıvı elektrolit dolaşım dengesini bozduğu için emboli riski ortaya çıkar. 2 saatlik ameliyatla 3 litre yağ aldığınız hastanın herhangi bir ek hastalığı yoksa, liposuction sırasında başına bir şey gelme riski Türkiye’de trafik kazası geçirme riskinden daha azdır.

ESTETİK CERRAH PSİKOLOJİ DE BİLMELİ
Estetik cerrahların en korktuğu hastaların en sıkıntı çektiği hasta grubunun beden disformik bozukluğu olarak adlandırılan hastalar olduğunu söyleyen Op. Dr. Alpaslan Topçu, “Bu hastalar vücutlarından memnun olmadıkları için ne yapsanız onları memnun edemezsiniz. Bize gelenlerde bu hastaların sayısı çok yüksek. Estetik cerrah biraz da psikolog olmalı ve bu hastaları ayırt edebilmelidir” diyor.

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...