Dr. Ender Saraç: Hastalığı para ile satın alıyoruz

Düzenleyen:
Dr. Ender Saraç: Hastalığı para ile satın alıyoruz

SAĞLIK Haberleri

Eskiden zengin eşittir şişman demekti. Şimdi ise ince ve sağlıklı olanlar ya zenginler ya da gelir düzeyi çok düşük olanlar. Ortanın bir altı ve bir üstü de çok obez oldu.

ZİYNETİ KOCABIYIK

Doktor Ender Saraç’la sohbeti sürdürüyoruz... Dr. Saraç, günümüzde neredeyse bulaşıcı olmayan bütün hastalıkların sebebinin iki kaynağı olduğunu söylüyor: Obezite ve stres... Ve “Obezite vücudun vebası, stres ise ruhun vebasıdır ve biz bunları paramızla satın alıyoruz” diye ekliyor…
DÜNYAYI PROTEİN TOPLUMLARI YÖNETİYOR
¥ Beslenme ile ilgili yaptığımız en önemli hata nedir?

En önemli öğünlerden biri kahvaltı ama sabah bakıyorsunuz herkesin elinde bir poğaça, yağlı ve beyaz ekmekten tostlar, sandviçler var. Kahvaltının içinde protein yok.  Bu bir intihar ama kimse farkında değil. Dünyayı protein toplumları yönetiyor, hamur toplumları yönetiliyor. Sabahları ben de kek, börek poğaça yerim ama arada bir. Haftada 1-2 böyle yediysem o gün spor yaparım ve başka karbonhidrat almam. Bol yeşil çay içerim, bol tarçın tüketirim. Güne hamur işi ile başlayıp, çayına bol şeker koyup, egzersiz yapmayan kişi “Ben erkenden kanser olmayı, tansiyonu, şeker hastalığını, artmış Alzheimer riskini ve kalp damar hastalığı riskini kabul ediyorum ve şu anda paramla satın alıyorum” diyor.
¥ Siz yıllardır aynı kilodasınız.
Ben 35 yıldır aynı kilodayım aslında. Bana “Sen zayıfladın mı?” diye soruyorlar.  Ben de “Hayır siz şişmanlıyorsunuz” diyorum. Toplum giderek şişmanlıyor. Hiç kimse metrodan çıkarken merdivenleri kullanmıyor.
SOSYAL MEDYA ÇOK YEMEYİ KIŞKIRTIYOR
¥ Sosyal medyada yemek fotoğrafları çok paylaşılıyor. Gurmelerin tavsiye ettikleri restoranlara gitmek ve bunu sosyal medyada paylaşmak prestij oldu. Bu obeziteyi nasıl tetikliyor? 

Bu durum, sosyal medyanın da etkisi ile bir sürü bloglarda sayfalarda kışkırtılıyor. Et yemek ve bunu paylaşmak özellikle bir prestij oldu. Bunun altında şu yatıyor: Artık hep uç lezzetlere alıştık. En yakışıklı erkek, baklava dilimli karın, fıstık gibi kadın, en uzun tekne, en lüks araba, en lezzetli tatlı, en muhteşem pasta, en pahalı saat, en büyük ev, en lüks 5 yıldızlı otelde tatil. Bu “en”ler o kadar arttı ki normalden zevk almaz hâle geldik. Çocuklar, normal bir ıspanak ve tarhana çorbasından zevk almaz oldu. Hamburger ve patates kızartmasına çocuklar böyle alıştı. Yetmedi üzerine ketçap, mayonez ve asitli gıdalar eklendi. Hiçbir anne babanın çocuğuna bunu yapmaya hakkı yok. Bu “en”lerden vazgeçemediğimiz, basitlik, sadelik, sakinlik, edep ve adaba; yani toplum olarak “fabrika ayarlarımıza” geri dönmediğimizde her evde bir kanserli, her evde bir Alzheimerli, her evde bir kalp hastası olacak.
¥ Gelir düzeyi ile şişmanlık arasında bağlantı var mı?
Eskiden zenginler daha şişmandı. Ancak şimdi baktığımızda en zenginler ve gelir düzeyi en düşük olanlar en ince ve sağlıklı kişiler. Çünkü ekonomik olarak zorluk çekenler yürümek ve taşımak zorundalar. Çok aşırı yağlı tatlı yemek gibi alışkanlıkları yok. Sürekli hareket ediyorlar  o yüzden incecikler. Zenginler ise artık birçok şeyi bitirdi, gözü doydu. Uzun ve sağlıklı yaşamak istiyorlar. Yüzme, pilatesi, vitaminler, kilo kontrolü ile gayet ince ve sağlıklılar. Ama orta gelir grubunun yüzde % 80’i obez…

¥ Maneviyatın sağlık üzerinde etkisi var mı?
Bu konu ilk kez 2006’da Time Dergisi’ne kapak oldu. Haberde, “İnanç sistemine bağlı kişiler daha uzun ve sağlıklı yaşıyor ve hastalıklarını daha kolay kabul edip mücadele edebiliyorlar” deniyordu. Maneviyatın sağlığa etkisini şöyle açıklayabiliriz: Şu anda biz tıpta sadece ölçebildiğimiz enerjilere var diyoruz. Kalp atışını ölçemiyorduk, mikrobu mikroskopla göremiyorduk. Oysa artık elektron mikroskopu ile hücreyi DNA’ larına kadar görebiliyoruz. Bunu 40 yıl önce söyleseler kimse inanmazdı.
Aynı şey duygular için de geçerli. Belki ileride görülebilecek. Dünyada her şey enerji ile gerçekleşiyor. Çok korktuğunuzda adrenalin yükseliyor. Adrenalin bir madde ama onu ortaya çıkaran korku. Şu anda korkuyu gösteren bir değer yok. Belki 20  sene sonra korkuyu da tesbit edebilecekler. İki enerji grubu vardır. Korku ve sevgi… Korku sevginin kontrol edilememiş hâlidir. Burada önemli olan bilinç. Kalbinizde gerçek manada sevmeyi, affetmeyi ve pozitif enerjiyi koyarsak zaten çoğu hastalığı siz kendi kendinize tedavi edersiniz.
KALPTE KÖTÜLÜK BİRİKTİRMEMEK GEREK
Her zaman “zihninizde negatif düşünceyi bulundurmayın” diyorum. Beyninizde kötü olmayınca da evrene hastalık tohumunu ekmezsiniz. Çünkü enerji sisteminin bir “eşref saati” vardır. O saate denk gelirseniz hastalıkları da kendiniz oluşturursunuz.
¥ Peki hastalıkların artıyor olmasında       maneviyattan uzaklaşmanın etkisi var mı?
Kesinlikle etkisi var. Çünkü artık stres atamıyoruz. O bizi kucağına alıp başımızı okşayan hayır dua eden babaannelerimiz yok oldu ortadan. Sofrada bir dua edip besmele ile dışarıya çıkan ondan sonra komşusu hasta olduğunda çorbayı ona sevgiyle gülerek veren, çocukların başını okşayan kişiler de yok. Otobüslerde yaşlılara yer verilmiyor, çocuklar ittiriliyor. Kadınlar taciz ediliyor. Sıralara uyulmuyor.  Negatif enerji üreten bir topluma dönüşmeye başladık. Bu hiç iyi bir gelişme değil. Sistem hastalık üretmeye başladı.
¥ Maneviyat o kadar önemli mi?
Sağlığın yüzde 50’si C vitamini, B 12 vitamini, egzersiz, kilo kontrolü, mate çayı, yeşil çay ise yüzde 50 si ise maneviyat.

Hacamat en iyi detoks yöntemi

Dr. Ender Saraç, vücudun toksinlerden arındırılmasının hastalıklardan korunma ve bazı hastalıkları iyileştirilmesinde önemli rolü olduğunu söylüyor. Detoks olarak tarif edilen arınmanın en basit ve ucuz yönteminin hacamat olduğunu belirten Dr. Saraç, “Dünyanın çeşitli yerlerindeki ünlü üniversitelerin laboratuvarlarında yapılan incelemede koldan alınan venöz kanla, hacamat kanı karşılaştırılmış. Hacamat kanında ağır metallerin, kan yağlarının ve ürik asitin daha yüksek olduğu görülmüş.  Hacamat fibromiyalji, şişkinlik, yorgunluk, cilt problemleri, egzama ve bazı göz problemlerine iyi geliyor. Sağlıklı kişiler, yılda 2 defa hacamat yaptırabilirler” diyor.

Vitaminler önemli
¥ Hangi vitaminleri hayatımızdan eksik etmememiz gerekir?

Hayatımızdan eksik etmemiz gereken vitaminlerden biri C vitaminidir. C’nin yanında B 12, vitamin D3,  B6 vitaminleri ihmal edilmemelidir. Ancak şunu önemle eklemeliyim ki, vitaminleri ezbere almak fayda yerine büyük zarar getirebilir. Çünkü suda eriyen vitaminleri vücut atıyor ama yağda eriyen vitaminlerin fazlası zehirlenmeye yol açabilir. B, C vitaminleri suda eriyor ama A, D, E ve K vitaminleri yağda eriyen vitaminler olduğu için birikiyor.
¥ Sofradan eksik etmemek gereken baharatlar hangileri?
Zerdeçal: Karaciğer, toksin atmak için ağır metaller için
Kişniş: Ağır metaller, hazım ve anne sütünün artması için
Zencefil: Bulantı, kusma ve soğuk algınlığı, öksürük, toksin atmak için, hazmetmek için
Karabiber: Zihin açmak, toksin atmak ve hazmetmek için
Tarçın: Kan şekerini dengelemek ve mantara karşı korunmak için
Zahter: Kolesterolü düşürmek için
Kekik: Kan şekerini düşürmek, öksürüğe karşı birçok hastalığa karşı vücut direncini artırmak için
Himalaya tuzu: Normal tuza göre daha az zararlıdır. Mineral oranı daha yüksektir. Daha az miktarda daha fazla tuz tadı verir.

YAŞLANMAYIN SAĞLIKLI YAŞ ALIN

¥ Yaşlanmayı önlemek mümkün mü? 
Yaşlanmayı yavaşlatmak, sağlıklı ve bilge yaşlanmak mümkün. Yaşlanmalıyız ve ölmeliyiz. Önce bu durumu kabul etmemiz ve sevmemiz  lazım. Ama yaşlanırken daha yavaş ve daha kaliteli yaşlanmak, dinç yaşlanmak bizim elimizde. Alzheimer olmuş, kemikleri kırık, aksi, agresif, etrafına maddi manevi yük bindiren gelinlerin ve damatların “Ölse de kurtulsak” dediği bir yaşlı mı olmak istiyorsunuz yoksa “Bu yaşında hâlâ kendi işini kendisi yapabiliyor. Ondan öğreneceğimiz çok şey var” denilen bir yaşlı mı? Sağlığınıza dikkat eder, her zaman iyi düşünür, iyilik yapar ve iyiliği çağırırsanız ikinci grup yaşlılardan olursunuz...

 

 

 

 

Düzenleyen:  - SAĞLIK
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...