Büyük proje: Gen haritamız hazırlanıyor
Türkiye Yüzyılı’nın en önemli projelerinden biri olan Türkiye Genom ve Biyoenformatik Projesi dâhilinde şu ana kadar 557 genin dizinlemesi tamamlandı. 2024 yılının sonunda 10 bin gene ulaşılması hedefleniyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - İstanbul, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı, (TÜSEB) tarafından düzenlenen uluslararası katılımlı “Geleceğin Sağlık Teknolojileri-Genomiks Kongresi”ne ev sahipliği yapıyor. Genetik ve genomik alanındaki klinik ve temel araştırmaların, teknolojik gelişmelerin, keşiflerin ve literatüre yön veren çalışmaların paylaşıldığı kongre, dünya çapındaki kurum ve kuruluşlardan alanında lider bilim adamlarını da buluşturuyor.
Kanser, yapay zekâ, nadir hastalıklar ve enfeksiyon hastalıkları gibi farklı alanlarda tasarlanmış genomik çalışmaların kapsayıcı bir bakış açısıyla ele alınacağı kongrede, ülkelerin ulusal genom projeleri üzerine bilgi paylaşımları yapılacak. Kongrenin ilk gününde, ilk fazı 2017 de yapılan ve şu anda ikinci fazı devam eden Türkiye Genom ve Biyoenformatik Projesi’nin ilk sonuçları da duyuruldu. Türkiye Ulusal Genom Merkezi (TUGEM) ve Türkiye Genom Portali (TGP)’nın da açılışı yapıldı.
Türkiye Genom Projesi, başta farklı kanser türleri ve nadir hastalıklar olmak üzere pek çok hastalığın koruyucu, teşhis koydurucu ve tedavi edici yönüne ilişkin Tük insanına özgü bilgileri elde etmeyi hedefiyle 29 Ekim 2019 itibarıyla resmen başlatılmıştı. Hastalıkların altında yatan genetik altyapıyı aydınlatmayı amaçlayan Ulusal Genom ve Biyoenformatik Projesi’nde, Türk insanının genetik haritasını genel hatlarıyla ortaya çıkarmak için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Araştırmalar Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Ankara yerleşkesinde bulunan Aziz Sancar Araştırma Merkezi sahasında yer alan Türkiye Ulusal Genom Merkezinde (TUGEM) gerçekleştiriliyor.
YERLİ YAZILIM GELİŞTİRİLDİ
TÜSEB, Genom Projesi dâhilinde üretilen verileri işlemek amacıyla Türkiye Genom Portali’ni geliştirdi. Bundan böyle veriler, yerli biyoinformatik yazılımı ve analiz platformu kullanılarak analiz edilecek. Böylece hastalara ait genom datalarının yurt dışına gönderilmesinin önüne geçilebileceği gibi, katma değeri yüksek ihraç edilebilir, fikrî ve ticari hakları TÜSEB’e yani Türkiye’ye ait olan bir yazılıma ulaşılmış oldu. Araştırmacılar, genetikle ilgili çalışmalarını Türkiye Genom Portali’nden yapabilecekler.
MESANE KANSERİNDEN SONRA MEME KANSERİNE BAKILACAK
Şu ana kadar 557 gen dizinlemesi yapıldığını söyleyen Türkiye Kanser Enstitüsü Başkan Vekili Doç. Dr. Burcu Yücel, genom dizinleme çalışmalarında ilk olarak mesane kanseri genleri üzerinde çalışıldığını belirterek daha sonra meme kanseri ile ilgili çalışmalar yapılacağını belirtti. Doç. Dr. Yücel “Öncelikle teşhisi kolaylaştıracak. Akabinde de daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlayacak. Çünkü o kanserlere özgü bulduğumuz değişimler bizim için birer ilaç hedefi olabilir Biz aynı zamanda var olan ilaçları da o kanserlere hedefleyebileceğimiz gibi yeni ilaçların geliştirilmesine de katkı sağlamış olacağız” dedi.
2024 HEDEFİ 10 BİN GEN
Projenin Cumhurbaşkanlığı yatırım planı içine alındığını söyleyen TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan “Türk insanının genetik kodlarının ortaya çıkarılması açısından bakıldığında çok önemli bir proje. Türkiye 100 yılının en önemli projelerinden biri. Bu tür çalışmalar dünyanın her yerinde yapılıyor. Biz Türk insanına ait verileri kendi verilerimiz olarak topluyoruz. Şu anda 557 gene ait bütün veriler çalışılarak gen portaline yüklendi. Araştırmacılar bundan faydalanabilecek. 2024 yılında 10 bin, daha sonra 30 bin ve daha sonra da 100 bin gene ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ YERLİ TEDAVİLER GELİŞTİRİLECEK
Projede araştırma için TUGEM’e giden biyolojik hasta örnekleri örnek kabul odasında izole ediliyor. Toplanan örneklerden izole edilen DNA’lar kütüphane hazırlama odasında küçük parçalara bölünüyor. Âdeta her bir DNA için ayrı kimliklendirme yapılıyor. Son aşama olarak dizileme laboratuvarında biyoinformatik analiz platformunda genetik değişimler tespit ediliyor. Böylece erken teşhis ya da kişiselleştirilmiş tedaviler geliştirilmesinin önü açılmış oluyor.