Büyükler kendilerini sevenleri ahiret hayatında unutmazlar | Sevenler beraberdir

- Güncelleme:
Büyükler kendilerini sevenleri ahiret hayatında unutmazlar | Sevenler beraberdir
Ramazan Haberleri

İnsanların işi karışık olur; ama Allahü teâlânın işi karışık olmaz. Mahşerde herkes sevdiğiyle beraber olacaktır. Orada ne kaybolma var, ne karışıklık var

Kâbe-i muazzama ilk görüldüğü zaman, mümin ne dua ederse Allahü teâlâ kabul eder. Müminin kalbi, Kâbe’den çok kıymetlidir. Nasıl Kâbe’yi ilk görünce yapılan duayı, Allahü teâlâ reddetmeyip kabul ediyorsa, bir mümin, bir müminle karşılaştığı zaman ne dua ederse, Allah kabul eder.

Bir mümin bir müminle karşılaştığı zaman yapacağı dua, ilk önce, (Esselamü aleyküm) olmalıdır.

Esselamü aleyküm demek, Allahü teâlâ, sana hem dünyada, hem ahirette selamet versin, seni Cennetine koysun demektir. O da, (Ve aleyküm selam) veya (Ve aleyküm-üs-selam) derse, Allahü teâlâ sana da, hem dünyada, hem ahirette selamet versin diyerek, duasına karşılık vermiş olur. Devam edip, (Ve rahmetullahi) derse, Rabbim sana rahmet etsin demiş olur. (Ve berekâtühü) de derse, Allahü teâlâ, kazancına, ömrüne ve sağlığına bereket versin demiş olur. İşte müminin, mümini gördüğü zaman yapması gereken en iyi dua selamlaşmaktır.

YETER Kİ SEV

Büyükler, kendilerini sevenleri ve hizmetlerinde bulunanları, ahirette de unutmazlar. Büyük bir zat buyurur ki:

- Allahü teâlâ, bu hizmetlerden dolayı, inşallah bizlere çok büyük nimetler verecek, Cenneti nasip edecek. Eğer Allahü teâlâ bize bu imkânı nasip ederse, ihsan ederse, ben Cennetin kapısında, (Ya Rabbi, bu hizmetleri ben tek başıma yapmadım. Dünyadayken kardeşlerim vardı, arkadaşlarım vardı, talebelerim vardı, onlarla beraber yaptım. Onları da isterim, onlarla beraber Cennete gitmek isterim) diye dua edeceğim.

Bir talebesi sorar:

- Efendim, orası mahşer, Allah korusun, insan ayrı düşse bulunamaz. Ya orada, garibin biri bir yerde takılır da kaybolursa, gelemezse ne olacak?

O zat bu suale şöyle cevap verir:

- İnsanların işi karışık olur; ama Allahü teâlânın işi karışık olmaz. Mahşerde herkes sevdiğiyle beraber olacaktır. Orada ne kaybolma var, ne karışıklık var. Hepsi bir arada olacak, hiç merak etmeyin! Allahü teâlânın işlerinde intizam olur. Kimse kaybolmaz. Yeter ki, dünyada o büyükleri sevip, onlarla beraber olsun.

BİN CİLT KİTAP OKUYACAĞINA

Ateşte yanmanın acısını daha iyi anlamak istiyorsan, gidip ateşe elini sür veya bir şey yak da gör ateşin dehşetini, sonra bir de Cehennem ateşinin şiddetini ve ebedî olarak orada kalmayı düşün, Allah korusun. İnsan bin cilt kitap okuyacağına, sobanın içindeki kızgın ateşe elini bir defa sokup çıkarsa âlim olur. Niye, ölünceye kadar acısını çeker de ondan.

Büyükler kendilerini sevenleri ahiret hayatında unutmazlar | Sevenler beraberdir

RESÛLULLAH DAHA İYİ BİLİR

Ben hemen eve dönüp olanları hanımıma anlattım ve; “Şimdi ne yaparız?” deyince, bana; “Resûl (aleyhisselam), yemeğin ne kadar olduğunu sormadı mı?” dedi. Ben de; “Sordu ve söyledim” dedim. Hanımım; “Eshâb-ı kirâmı sen mi, yoksa Resûlullah efendimiz mi dâvet etti?” diye sordu. “Resûlullah dâvet etti” deyince; “Resûl (aleyhisselâm) daha iyi bilir” diyerek beni tesellî eyledi. Biraz sonra, Peygamber efendimizin nurlu cemali kapımızda göründü. Kalabalık olan sahabilere; “Birbirinizi sıkıştırmadan içeri giriniz” buyurdular... Sahabi kardeşlerim, onar kişilik gruplar hâlinde oturdular. Nebiyyi muhterem, ekmeğin ve etin bereketlenmesi için dua buyurdu. Sonra, çömleği tandırdan çıkarmadan kepçe ile içindekileri, aldığı ekmeklerin üzerine koyarak, Eshâbına ikrâm ettiler. Bütün Eshâb doyuncaya kadar, böyle devam ettiler. Yemin ederim ki, yemek yiyen bin kişiden çok olduğu hâlde, ekmek ve et aynen duruyordu. Biz de yedikten sonra komşularımıza dağıttık.”

KABİR ZİYARETİNDE OKUNACAK DUALAR

Kabristana gelince, yer müsait ise, kıbleyi arkada bırakıp, meyyitin yüzüne karşı oturup selâm verilir. Ayak tarafında, ayakta durmak eftaldir. Kabre el, yüz sürülmez, öpülmez, mum yakılmaz, çaput bağlanmaz. Kabristana gelen bir kimse, ayakta, “Esselâmü aleyküm, yâ Ehle dâr-il kavm-ilmü’minîn! İnnâ İnşâallahü an karîbin biküm lâhikûn” der. Sonra, Besmele ile on bir İhlâs ve bir Fâtiha okur. Sonra, “Allahümme rabbel- ecsâdilbâliyeh, vel-ızâmin nahire-tilletî harecet mineddünyâ ve hiye bike mü’minetün, edhıl aleyhâ revhan min indike ve selâmen minnî” duâsını okumalıdır.
“Allahümme innî eteveccehü ileyke bi câhi nebiyyike’l-Mustafa nebiyyi’r-rahme, en lâ tüazzibe hâzihi’l-meyyit” derse kabirdeki meyyitin günahları afvolur.

OT BİTER GİBİ DİRİLEN İNSANLIK

Yağmur, o derece devam eder ki, yeryüzünü kaplayıp, kırk arşın kadar yukarı yükselir. O zaman, toprak olmuş olan insanlar ve hayvanlar, ot gibi biterler. Zira, hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (İnsan kuyruk sokumu kemiğinden yaratılmıştır. Sonra yine ondan yaratılacaktır). Diğer bir hadîs-i şerîfte, (Kişinin her yeri mahv olup çürür. Lâkin, kuyruk sokumu kemiği çürümez. İnsan ondan çıkmıştı. Yine ondan iade olunur) buyuruldu. [Bu kuyruk sokumu kemiği omurganın son kemiğidir.] Nohut kadar bir kemiktir ki, içinde iliği olmaz. (devam edecek)

EFENDİMİİN DUALARI

(Allah’ım, denizlerin arasını ayırdığın gibi, beni Cehennem azabından koru!) [Tirmizi]

ESHABI KİRAMIN HİKMETLİ SÖZLERİ

Ben Cenâb-ı Peygamber (aleyhisselâm)’den işittim ki: “Her kim, geceleri, akşamdan sonra, Vâkıa’ sûresini tilâvet ederse fakîrliğe, darlığa düçâr olmaz.”
ABDULLAH BİN MES’ÛD (radıyallahü anh)

PARKİNSON İÇİN KAHVE

Hawaii’de kalp hastalıklarıyla ilgili araştırmalar kahve içmenin parkinsonu 2 veya 3 misli önlediği açıklanmıştır. (The journal of the american medical association) Parkinsonda beyin hücreleri (nöronlar) ölüyor.

AYAKTA DURAMIYORDU

Ebu Bekr-i Susi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gün, talebesiyle sohbet ediyordu ki, içeri bir genç girdi. Elbisesi kir pas içinde, üstelik sarhoştu. Ayakta duramıyordu. Talebeler tiksindiler ondan. O genç, nihayet bir kenara yığılıp kaldı.
Ebu Bekri Susi hazretleri derse ara verip döndü talebeye:
- Evlatlarım, onu böyle görünce, hemen hakkında kötü düşünmeyin, buyurdu. O da sizin gibi Allah’ın bir kuludur. Halis tövbe ederse, sizden yakın olur Allah’a.
Ve ekledi:
- Kim bilir belki de o, bu yola sizden daha ehildir. Belli mi olur.
Biraz tefekkürden sonra buyurdu ki:
- Bana öyle geliyor ki, gün gelir, bu genç benim bu yerimde insanlara nasihat eder.

O genç kendine geldiğinde kendisine Ebu Bekr-i Susi hazretlerinin sözleri naklettiler. Öyle pişman oldu, öyle tevbe etti ki... Ebu Bekri Susi hazretlerinin bir numaralı talebesi oldu.
Sarhoş olarak ve bilmeden girdiği bu dergâhtan, büyük bir âlim olarak çıktı. Bir müddet sonra Ebu Bekr-i Susi hazretleri vefat edince, onun yerine bu geçip, halkı irşad etmeye başladı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...