Rü’yet-i hilal!

Hesapla hilalin doğacağı gün tespit edilebilir ancak Ramazan-ı şerif ayı hilal “doğunca” değil “görününce” başlar.
Şevval ayı için de aynı şey geçerlidir. Hilal görününce oruç bırakılır, bayram yapılır.
Hilal, ya hesapla bulunan günde görünür ya da bir gün sonra. Hesapla bildirilen günden önce asla görülemez, Eğer görülmezse, şaban ayını 30’a tamamlamak gerekir.
Ecdadımız bu işi çok ciddiye alır, şaban ayının sonunda ulema ve cemaat gün batımında dağlara çıkar ufku tararlar. İstanbul’da Bayezid yangın kulesine, Ayasofya, Fatih, Süleymaniye, Şehzadebaşı, Mihrimah ve Sultanahmed minarelerine çıkılır, hilal aranır.
Eğer hilal net bir şekilde görülürse muvakkıtlar tespit eder. Kadı efendi minarelere kandil astırarak, top attırarak ilan eder ki yatsı nemazını müteakip teravih kılarlar.
Peki herkesin hilal gözetlemesi lazım mı?
Ruyet-i hilal farzı-ı kifayedir, bir veya birkaç mümin yapınca diğerlerinden sakıt olur.
Ama bu kültürün yaşaması gerek, âlimlerle rasata çıkacak gençler vakit ve takvim takibine dair çok şey öğrenirler.
Kurban Bayramı’nın tespiti için de hilal gözlenir, kurbanı ikinci üçüncü gün de kesebilirsiniz ama gün hacılar için çok önemlidir. Biliyorsunuz haccın farzlarından biri arefe günü Arafat’ta bulunmaktır. Bunun tespiti için zilhiccenin gireceği gün hilal gözlenir.