Bu dünya aynadaki görüntü gibidir: Hayalin ideali olmaz

Düzenleyen:
- Güncelleme:
Bu dünya aynadaki görüntü gibidir: Hayalin ideali olmaz

Ramazan Haberleri

Bir ipe taş bağlayın ve hızlıca çevirin, taş dönerken bir daire göreceksiniz. Bu nokta-i cevvale denilen daire var mıdır yok mudur? Var deseniz taş çevrilmeyince daire yok oluyor. Yok deseniz taş çevrilince daire görülüyor...

HAZIRLAYAN: ÖMER ÇETİN ENGİN

Aynaya baktığınız zaman kendinizi görürsünüz. Siz o aynanın neresindesiniz? İçinde misiniz, dışında mısınız? Aynanın içinde deseniz yalan olur, içinde değilsiniz. Yok deseniz olmaz, bakınca görüyorsunuz. Görülen kendiniz misiniz, o görüntü nedir? Bir ipe taş bağlayın ve hızlıca çevirin, taş dönerken bir daire göreceksiniz. Bu nokta-i cevvale denilen daire var mıdır yok mudur? Var deseniz taş çevrilmeyince daire yok oluyor. Yok deseniz taş çevrilince daire görülüyor. Fakat aslında daire yok. Bu görülen daire nedir, nerededir? İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki; Bunların her ikisi de aslında olmayıp bizim hayalimizde oluşan vehimdir, görüntülerdir. İşte dünya da hakikatte bulunmayıp yok olacak bir görüntüdür. Dünya hayatı, hayaldir. Hakikat ise ahiret hayatıdır. Dünya hayatı, hakikat olan ahiret hayatının aynadaki görüntüsü gibidir. Nasıl, aynadaki görüntü bir müddet durur ve karşısındaki hakikat çekilince görüntü kaybolursa, taş çevrilmeyince daire görüntüsü kaybolursa, dünya da, bir gün kaybolacak görüntüdür. Vehmin arkasından koşan hayalperesttir. Hayalin ideali olmaz. İnsanın ideali, hayalhane olan bu dünya olmamalıdır.

ANNE BABA HAKKI MÜHİM

>>Anne baba hakkı çok önemlidir. Çünkü Allahü teâlâ böyle bildiriyor. Bundan sonra hoca hakkı gelir (zaman olarak). Çünkü insanı ateşten kurtaran, dinini öğreten budur. Patron hakkı da çok önemlidir. Çünkü Allahü teâlâ onun eliyle rızkını veriyor. Bütün bu haklar Allahü teâlâ bildirdiği için vardır. Yoksa Allah hakkının yanında sıfırdır. Çünkü seni sen yapan, yaratan, her an varlıkta durduran, her şeyini veren odur. Nedir Allah hakkı, birincisi onu tanımaktır, yani inanmaktır. Nasıl tanıyıp inanacaksın? Kendi kendine tanıyıp inanmak olmaz. Onun bildirdiği şekilde tanıyıp inanacaksın. Bu nasıl olur? Bu, onun Resûlü, Habibi Muhammed aleyhisselâmın bildirdiğine inanmakla, hepsini beğenmekle, gereğini yapmakla olur.

BU DİN KENDİNE İTAATİ KALDIRDI

>>Biri Muhyiddin-i Arabi hazretlerini rüyada görmüş, derecesi çok yüksekmiş ve büyük zatlara vaaz veriyormuş. Bunun üzerine, efendim biz sizin derecenizin böyle yüksek olduğunu bilmiyorduk deyince, değil değil buyurmuş, insanlar bana o kadar iftira ediyorlar ki onlar iftira ettikçe yükseliyorum, bu dereceye öyle geldim buyurmuş.

>> Bu din, kişinin kendisine itaatini kaldıran, sormayı, sorduğuna itaati emreden bir dindir.

>> Kim kendi aklına göre karar verip de iş yaparsa pişman olur.

NEFS, BEN HAKLIYIM DER

>>İnsanın nefsi “Ben haklıyım, ben biliyorum, kimseye ihtiyacım yok” der. Hâlbuki Allahü teâlâ Resûlüne, “Sen bir şeye karar vermeden önce, eshabına danış” buyuruyor.

>> İslamiyet’in temeli, insanın nefsine karşı gelmek, kibrini kırmaktır. Kişinin nefsini kıran en mühim husus, birine bir şey sormaktır. Neden? Çünkü nefs sormayı sevmez ve istemez. “O da benim gibi bir adam” der.

>> Bir şeye sahiplenen, sahipsiz kalır. Sahiplenmeyene herkes sahip çıkar.

>>Kalbin şifası dinî ilimdir.

BU BANA LAZIM DİYEN MUTLU OLAMAZ

>> Eğer size biri iyilik yaparsa, siz de ona kötülük yaparsanız küfran-ı nimet etmiş olursunuz. Böyle yapan kimseye nankör denir.

>> İhlassız amel sahte paraya, içi boş çekirdeğe benzer.

>>Herkes kendi yüksekliğinden görür. Dağın tepesinde olan ise herkesten çok görür.

>> Bu bana lazım diyen hiçbir zaman mutlu olamaz. Bu bana lazım değil diyen mutlu olur.

>> Kalbin Allahü teâlâdan başkasına meyletmesi, Allahü teâlânın azabını çabuklaştırır.

>>Farz namazlarında yapılan dua, farz namazın nafile namaza olan üstünlüğü gibidir.

>> Bir şeye ihtiyaç duyulduğu hâlde, çalışıp onu temin etmemek, çoluk çocuğu perişan bırakmak, cahillik ve tembelliktir.

TEDAVİSİZ HASTALIK

>> Nefsine uyan perişan olmuştur. Artık, yatıp kalkarken onun yoldaşı şeytandır.

>> Almayı, vermekten daha tatlı gören, evliya olamaz.

>> Zehir ölümün habercisi olduğu gibi, günahlar da küfrün habercisidir.

>>Korkak tüccar ne kazanır, ne de kaybeder; hatta ziyan eder.

>> İnsanları hor, hakir ve aşağı görmen, senin için tedavisi mümkün olmayan büyük bir hastalıktır.

Bu dünya aynadaki görüntü gibidir: Hayalin ideali olmaz

ABDULLAH BİN CAHŞ HAZRETLERİNİN İSTEĞİ
BÖYLE BİR DUAYA ÂMİN DEMEK

Sa’d bin Ebi Vakkas hazretleri diyor ki: Uhud’da, savaşın şiddetli bir anıydı. Birdenbire Abdullah bin Cahş yanıma sokuldu, elimden tuttu ve beni bir kayanın dibine çekti. Bana; “Şimdi burada sen dua et, ben “âmin” diyeyim. Ben dua edeyim, sen de “âmin” de!” dedi. Ben de; “Peki” dedim. Ben şöyle dua ettim: “Allah’ım, bana çok kuvvetli ve çetin düşmanları gönder. Onlarla kıyasıya vuruşayım. Hepsini öldüreyim. Gazi olarak, geri döneyim.” Benim yaptığım bu duaya bütün kalbiyle; “Âmin” dedi.

Sonra kendisi dua etmeye başladı; “Allah’ım, bana zorlu düşmanlar gönder kıyasıya onlarla vuruşayım. Cihadın hakkını vereyim. Hepsini öldüreyim. Sonunda biri beni şehid etsin. Sonra dudaklarımı, burnumu, kulaklarımı kessin. Kanlar içinde senin huzuruna geleyim. Sen; “Abdullah! Dudaklarını, burnunu, kulaklarını ne yaptın?” diye sorduğunda; “Allah’ım, ben onlarla çok kusur işledim, yerinde kullanamadım. Huzuruna getirmeye utandım. Sevgili Peygamberimin bulunduğu bir savaşta, toza toprağa bulandım, öyle geldim” diyeyim” dedi. Gönlüm böyle bir duaya “âmin” demeyi arzu etmiyordu. Fakat o istediği ve önceden söz verdiğim için, istemeyerek; “âmin” dedim.

Daha sonra, kılıçlarımızı çekerek, savaşa devam ettik. O pek çok düşman öldürdü. Savaşın sonuna doğru Ebü’l-Hakem isminde bir müşrikin attığı oklarla arzu ettiği şehadete kavuştu. Şehid olunca, kafirler cesedine hücum ederek; burnunu, dudaklarını ve kulaklarını kestiler. Her tarafı kana boyandı.”

AHİRET - DAĞLARIN YÜRÜDÜĞÜ GÜN

(İmam-ı Gazali rahmetullahi aleyh hazretlerinin Dürre-tül Fâhire fî-keşf-i ulûm-il-âhıre kitabından)

Allahü teâlâ, Sûr üfürüldükten sonra, kıyametin kopmasını murâd buyurduğu vakit, dağlar uçar, bulutlar gibi yürümeğe başlar. Denizlerin bazısı bazısına taşar. Güneşin nuru giderek simsiyâh olur. Dağlar toz hâline gelir. Âlemler birbirine girer. Yıldızlar, dizili incinin kopup dağıldığı gibi olur. Gökler gülyağı gibi erir ve değirmen döner gibi deverân eder ki, şiddetli bir şekilde hareket eder. Bazı kere toplanır, bazı kere de dümdüz olur. Allahü teâlâ, göklerin parça parça olmasını emreder. Yedi kat yerde ve yedi kat gökte ve kürsîde diri olarak kimse kalmaz. Her canlı vefat etmiş olur ve eğer ruhani ise, ruhu gitmiş olur. Her türlü varlık ölür. Yerde taş taş üstünde kalmaz. Göklerde hiç canlı kalmaz. (devam edecek)

EFENDİMİZİN DUALARI - Allah’ım, ürpermeyen kalbden ve doymayan nefisten sana sığınırım. [Müslim]

ESHAB-I KİRAMIN HİKMETLİ SÖZLERİ - “Takvâ akıllıca yapılan işlerin en güzelidir. Hakka asî olmak ahmakça yapılan işlerin en çirkinidir. Verilen emâneti yerine getirmek en üstün doğruluk sayılır. Hıyânet olarak da, en önde yalan gelir.” HAZRETİ EBÛ BEKR-İ SIDDÎK (radıyallahü anh)

TEFEKKÜR - 80 GÜNDE DEVRİ ALEM

Hindistan cevizi palmiyesinin tohumunun kabukları kalın yaratılmıştır. 80 gün suda kalıp kilometrelerce yol alır. Bu uzun yolculuk için ihtiyacı olan besin tohumun içine yerleştirilmiştir. Palmiye tohumu karaya varır varmaz açılır. 

MENKIBE- ŞEYTAN NİÇİN KAÇIYOR?

Cüneyd-i Bağdadi hazretlerini “rahmetullahi aleyh” tanıyan salih bir zat, bu büyük Veli’nin yanına geldiğinde, kalp gözüyle şeytanların hızla uzaklaştığını gördü oradan.

Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinden kaçıyorlardı.

Fakat kızgın ve öfkeliydi mübarek zat o anda.

Anlamadı bu işin hikmetini.

Kendi kendine;

“Şeytan, öfkeli kimselerin yanına gelir biliyordum. Ama şimdi tersi oluyor” diye düşündü.

Kendisine dönüp;

- Ey Cüneyd, biz bilirdik ki, insan kızıp öfkelenince, şeytanlar toplanır onun etrafında. Lakin görürüm ki, siz öfkeliyken şeytanlar sizden kaçıyor, neden acaba? diye sordu.

Büyük Veli;

- Doğrudur, buyurdu. Ama bizim öfkemiz yalnız Allah içindir, nefsimiz karışmaz. Nefsi için öfkelenen insanlara şeytan yanaşır.

Düzenleyen:  - Ramazan
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...