Günde 60 kere Allah’a isyan olur mu?

- Güncelleme:
Günde 60 kere Allah’a isyan olur mu?

Ramazan Haberleri

Huzur-u ilâhide toplanmak çok büyük nimettir. Huzur-u ilâhi namazdır. Allahü teâlâ, namazdan sonra “İste kulum vereyim” diyor. Bu saat-i icâbedir.

HAZIRLAYAN: ÖMER ÇETİN ENGİN

Bir namazda 12 tane farz var. Bir günde 60 farz eder. Bir müslüman, beş vakit namazını kılmazsa, günde tam 60 kere Allahü teâlâya karşı gelmiş oluyor. Bu insan nasıl kurtulacak?

> İbadetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü teâlâya en çok yaklaştıran şey namazdır. Namaz kılmak, huzur-u ilahiye çıkmak demektir. Allahü teâlânın huzurunda olduğumuzu bilerek okumalıyız. Namazı ne olduğunu bilerek kılmalıyız.

> Huzur-u ilâhide toplanmak çok büyük nimettir. Huzur-u ilâhi namazdır. Allahü teâlâ, namazdan sonra “İste kulum vereyim” diyor. Bu saat-i icâbedir. Hele Cuma günü öyle bir saat vardır ki, o anda yapılan dua reddolmaz. Âlimler, Cuma günü (saat-i icabe) ikindi namazı vaktidir buyurmuşlar.

BİR KARINCA KAFA TUTMUŞ!

> Allahü teâlâ İslâm düşmanlarına azap etmekte niye acele etmiyor diye merak ediliyor. Buraya bir karınca gelse ve bize kafa tutsa biz onu muhatap kabul eder miyiz? Kâinata kıyasla derya yanında damla bile olmayan bu dünyada, yine dünyaya kıyasla deryada damla olmayan insanı da Allahü teâlâ muhatap kabul etmiyor. Namaz hariç... Kul, namaza durduğunda Allahü teâlâ onu muhatap kabul ediyor.

> Namaz kılmamak üç türlüdür. Birincisi farz olduğunu bilmiyordur, ikincisi tembellikle kılmıyordur, üçüncüsü de ehemmiyet vermiyordur. Ehemmiyet vermeyen kâfir olur. Ehemmiyet vermemek, zerre kadar da olsa üzülmemek demektir.

> Kıyamet günü hesap evvela imandan, sonra namazdandır. Tek vakit namazı kaçırmaktansa, bin kere ölmeyi tercih etmeli. Nerede ve ne şart altında olursa olsun mutlaka namaz kılmalı.

> Kur’ân-ı kerîm şifadır. Fakat şifa, suyun geldiği boruya tâbidir. Pis borudan şifa gelmez.

> Riya olmasın diye cemaatten kaçmak ayrı bir riyadır.

NASİHATLERE KULAK VERMELİ

> Kalbin tasfiyesi (temizlenmesi); İslâmiyet’e uymakla, sünnetlere yapışmakla, bid’atlerden kaçmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur.

> Edebi gözetmeyen Allahü teâlâya kavuşamaz, yani Onun sevgili, veli kulu olamaz.

> Ehl-i sünnet âlimlerinin eserlerini okumalı, kıymetli nasihatlerine, hikmetli sözlerine kulak vermeli! Allahü teâlâ, bahar yağmuru ile toprağa hayat verdiği gibi, ölü kalbleri hikmet nurları ile diriltir.

> Yapacağın işi, daha önce bunu denemiş, tecrübeli kimselere danış! Çünkü onlar, kendilerine pahalıya mal olmuş doğru görüş ve bilgileri sana bedava verirler.

> Hedef birliği çok önemli. Herkesin çektiği, hedefsizlik ve belirsizliktir. Hedef birliği, muhabbeti, sevgiyi artırır.

> Yalandan çok sakın! Çünkü dinini bozar ve insanlar yanında mürüvvetini azaltır. Bununla değerini ve makamını kaybedersin.

> Hikmet, bize lazım olmayan şeyin üzerinde durmamak ve gizli şeyleri araştırmamaktır.

> Bir cemaat içinde, Allahü teâlâ en çok hizmet edeni sever.

AÇTIRLAR, ONLARI DOYUR

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Bedir gazasına Eshâb-ı Tâlüt adedince, ya’nî üçyüzonüç sahabi ile çıktı. Onlar için şöyle dua etti. “Allah’ım onlar yalın ayakdır, onların gitmelerine yardım eyle. Elbiseleri yoktur, onları giydir. Açtırlar, onları doyur.” Onlardan hiç biri, ganimete kavuşmadan dönmedi. Hepsinin karınları tok olarak, elbiseleri ile ve birer ikişer deveye sahip olarak döndüler. Hazret-i Ömer “radıyallahü anh” şöyle demişdir: Meâl-i şerîfi, (O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır) olan [Kamer sûresi 45’inci] âyet-i kerîmesi nazil olunca, ‘bu toplu hezimet ne demekdir’ diye düşünüyordum. Bedir gazasında Resûlullahın zırhını giyerken bu âyet-i kerîmeyi okuduğunu duydum. O zaman âyet-i kerîmede neye işaret olunduğunu yakînen anladım.

ARŞI SEKİZ MELEK YÜKLENİR

Bu vakit, Arşı sekiz melek yüklenip götürür. Onlardan bir melek bir adımında, yirmibin senelik dünya yolunu yürür. Melekler ve bulutlar, Arş-ı a’lâ karar edinceye kadar, akılların anlayamayacağı tesbihler ile tesbih ederler. Mahşer halkı, beklemekten çok sıkılır. Önce Âdem aleyhisselâma, sırasıyla Nuh aleyhisselâma, İbrahim aleyhisselâma, Musa aleyhisselâma ve İsa aleyhisselâma gidip, hesabın başlanması için şefaat etmelerini dilerler. Her Peygamber, birer özür bildirerek, Allahü teâlâdan utandıklarını söyler ve şefaat edemezler. Son olarak insanlar, Resûlullah Efendimize gelip yalvarırlar. (devam edecek)

EFENDİMİZİN DUALARI

(Allah’ım, beni ilimle zengin et, hilmle süsle, takva ile şereflendir!) [İ. Neccar]

ESHAB-I KİRAMIN HİKMETLİ SÖZLERİ

“Kötü bir söz işittiğin zaman göz yum, af ile karşıla onu dinlememiş gibi ol.”
Hassan bin Sabit (radıyallahü anh)

GÜNEŞİN MESAFESİ

Güneş’in dünyaya uzaklığı 150 milyon kilometredir. Güneş bize en yakın yıldızdır. Bu mesafeyi 8 dakika 20 saniyede alır. Dolayısıyla sabah güneş doğduğunda aslında biz onun 8 dakika 20 saniye önceki hâlini görmüş oluruz... O andaki hâlini gösteren ışınlar yolda olup henüz gelmemiştir...

SU İSTİYORUM

Bir gün İbrahim Edhem hazretleri “rahmetullahi aleyh”, sahraya çıkmıştı.
Abdest almak için gitti bir kuyu başına.
Ve sarkıttı kovasını.
Geriye çektiğinde çok şaşırdı.
Zira kova “Gümüş”le doluydu.
Hemen geri döküp, tekrar daldırdı.
Çektiğinde ne görse iyi?
Kova “Altın” doluydu bu defa da.
Üzülüp, boşalttı onu da.
Ve üçüncü defa daldırdı kovayı.
Mübarek zat, “Su” beklerken, bu sefer de “Mücevher” çıkmasın mı?
Ellerini açıp; - Ya Rabbî, isteğim bunlar değil. Abdest almak için bir miktar su istiyorum, dedi.
Dördüncü daldırışta nihayet “Su” dolmuştu kovasına. Sevinip şükretti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...