Vücut dostu çay

Vücut dostu çay

RAMAZAN 2015 Haberleri

Gönül adamları çaya çok önem verirler, çayla muhabbetleri koyulaştırır, ilmin derinliklerine dalarlar.

nbsp;Abdülhakim Arvas
Alim, ârif, veliyyi kâmil olan Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretlerinin büyük oğlu, uzun yıllar Üsküdar ve Kadıköy müftülüklerinde vazife yapan, Ahmed Mekki Efendi hazretleri, bir dost meclisinde, "Meclis-i erbâb-ı dil, bir lâhza sensiz kalmasın, Hürmetin inkâr eden, dünyâda hürmet bulmasın" diye bir beyt okurlar. Dostları, 'Bu beyt kimin için söylenmiş acaba' diye merakla sorarlar. Ahmed Mekki Efendi gülümseyerek: "Hiç kimse, çay için söylenmiş" der!.. Gönül adamları çaya çok önem verirler, çayla muhabbetleri koyulaştırır, ilmin derinliklerine dalarlar. nbsp;
HAZMI KOLAYLAŞTIRIR
Osmanlı'da 1872'de yayınlanan ilk çay risalesi olan Şifâü'l-Fuad Havassı Biberiye'de çayın hazmı kolaylaştırdığı, kuluncu iyileştirdiği ve kanı da temizlediği yazar. Mehmet İzzet Bey'in çay risalesinde ise bu bilgilere ek olarak kalbi, beyni, mideyi ve ciğerleri kuvvetlendirdiği, koleraya karşı bir ilaç olduğu, nefes darlığı olanlara ise çok iyi geldiği kaydedilir. İlk çay biraz keyif, biraz da tıbbi sebeplerle içilir, zihni uyanık tutar, bin bir derde deva olur. Önce Çinliler ve Japonlar, kendi dinî ritüellerine has bir çay içme geleneğini geliştirir, buna derin bir anlam yükler. Avrupa'da 17. yüzyıldan bu yana bir keyif maddesi olarak bilinen çay, 19. yüzyılda tüm Kuzey Denizi civarında bir halk içeceği haline gelir.
HER BÖLGENİN TERCİHİ BAŞKA
Memleketimizde çay içme tarzları ise yörelere göre değişir. Mesela, Doğu Anadolu'daki illerde çay, açık renkli, kaşıksız gelir ve kıtlama denen özel bir yöntemle içilir. Kars ve Erzurum yöresinde tercih edilen kıtlama şeker, dil altına konur ve çay içildikçe erir ve tat verir. Eğer misafirseniz, siz yeter demedikçe çay sürekli tazelenir. Güneydoğu'da genelde kaçak çay içilir. Rengi koyu, tadı daha acıdır. Bardaklar da diğer bölgelere göre biraz daha büyük olur. Hangi biçimde içerse içsin Türklerin ortak tutkusu ise cam bardaktır. İçenler, çayın rengini görmek, sıcaklığını hissetmek ve kaşığın cama vurduğunda çıkardığı sesi duymak ister. Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri çayı tek şekerle çok açık içerlerdi. İki kere karıştırır, şekeri bile erimeden kalırdı. Bazen ikinci bardağı yarım bırakır, talebeleri Hüseyin Hilmi Işık hazretlerine verirlerdi. Hüseyin Hilmi Işık efendi, "Çayda tein veyâ kafein vardır. Harareti keser" buyurmuştur.
FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ
Çaydaki kafein, beyindeki kılcal damarları genişletir; kan basıncı düşünce de, ağrı yok olup insan rahatlar. Derinin yüzündeki kılcal damarlar genişleyince de ısı dışarı atılır, ateş düşer ve insan serinler. Hazmı kolaylaştırır, gaz yapmaz, midede asit salgılamaz. Uyuşukluğu giderir, zindeliği arttırır, zihni yorgunluğa birebirdir. Çaydaki B vitamini demleme sırasında hemen suya geçer, ayrıca çayda E ve K vitaminleri de faydalı mineraller vardır. Bakır ve demir sebebiyle kansızlığa devadır, flor ve alüminyum sebebiyle de dişleri korur. Çay sadece demlenip içilmesinin dışında yağı bile çıkarılır, turşusu kurulur, çorbası yapılır.
TEREYAĞINDA KAYMAKLI ÇAY
Çay her ülkede farklı şekillerde pişirilir. Araplar çayı "Süleymanî" denilen usûlle demler. Çay ve şeker aynı kapta kaynatılır. Hindistan'da şeker ve süt ilave edilir. Orta Asya'da ise çay tereyağı ile âdeta bir tencerede pişirilir, süt ve kaymak ilâve edilir.



UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...