Kârun, hazineleriyle yerin dibine gömüldü

Kârun, hazineleriyle yerin dibine gömüldü

RAMAZAN 2015 Haberleri

Mûsâ aleyhisselâm, Kârun'a kimya ilmini öğretti. O da bu ilmi kullanarak, kısa zamanda dillere destan bir zenginliğe kavuştu...

Ahmet Demirbaş
Mûsâ aleyhisselâmın akrabası olan Kârun, fakir ve güzel huylu bir kimseydi. Hazret-i Mûsâ, kendisine duâ etti ve kimya ilmini öğretti.
Mûsâ aleyhisselâma îmân ettikten sonra, kendisini tamamen ilme ve ibâdete verdi. Hazret-i Mûsâ ve hazret-i Hârûn'dan sonra İsrâiloğullarının en bilgilisi olup, yüz güzelliği de fevkalâde idi. Bunun için kendisine "Nûr Yüzlü" derlerdi.
Kırk sene dağda kendi başına ibâdet etti. İnsanlar arasına çıkmadı. Ancak Şeytan Kârûn'u şehre indirdi ve onu dünya malına karşı teşvîk etti. Kârun bildiği kimya ilmini de kullanarak, kısa zamanda dillere destan bir zenginliğe kavuştu. Sadece hazînelerinin anahtarlarını kırk katır taşırdı.
Kârûn zengin olunca, eski güzel huyu da kalmadı. Zulüm ve haksızlık yapmaya başladı. Hattâ, kendisine ilim öğreten Mûsâ aleyhisselâma bile karşı geliyor, onun çalışmalarına engel oluyor, mucizelerine de "sihir" diyordu!..
Mûsâ aleyhisselâma muhâlefeti de artan Kârûn, altından bir ev yaptırıp, burada ziyâfetler vererek, kendine taraftar toplamaya başladı.
Mûsâ aleyhisselâm, kendisine nasîhat ederek, bundan vazgeçmesini istedi. Daha sonra, mü'minlere zekât farz edilince, Mûsâ aleyhisselâm, Kârûn'a ne oranda zekât vereceğini bildirdi. O ise söylenen meblağı çok buldu. Zekât vermek nefsine ağır geldi. Taraftarlarına dedi ki:
-Mûsâ'nın her istediğini yerine getirdiniz. Fakat, şimdi görüyorsunuz ki, kendine mal toplamak istiyor. Buna da mı itaat edeceksiniz?
-Sen bizim büyüğümüzsün, nasıl istersen öyle yaparız.
-Filân yerde kötü yola düşen bir kadın var, onu buraya getirin!
HAZRET-İ MÛSÂ'NIN DUÂSI
İstediği kadın getirildi. Kadına, bin altın vererek, "Yarın halkın huzûrunda, 'Mûsâ benimle zinâ etti' diyeceksin, diye tembih etti...
Ertesi gün, halk toplandı. Merakla kadının ne diyeceğini bekliyorlardı. Kadın ortaya çıkıp dedi ki:
-Hayır! Kârûn yalan söylüyor. Benimle zinâ yapan kendisidir. Bunu söylememem için, çok altın verdi.
Bu sözleri işiten Kârûn şaşırdı. Ne yapacağını bilemedi. Mûsâ aleyhisselâm, secdeye varıp:
-Yâ Rabbî! Artık bunun cezâsını ver! diye niyâzda bulundu. Sonra kavmine dönüp şöyle buyurdu:
nbsp;-Ey kavmim! Allahü teâlâ beni, Firavun'a karşı gönderdiği gibi, Kârûn'a karşı da gönderdi. O artık açıkça Allahü teâlâya karşı gelmektedir. Herkes yerini alsın. İsteyen onun yanında, isteyen benim yanımda kalsın!
İki kişi hâriç, herkes ondan ayrılıp Mûsâ aleyhisselâma tâbi oldular.
Mûsâ aleyhisselâm Kârûn ve yanındakilerin toprak tarafından yutulup helâk olmaları için üç defa duâ etti. Duâsı kabûl oldu. Kârûn ve yanındakileri toprak tamamen yuttu. Böylece yerin dibine geçerek, Kârûn ve yanındakilerden hiçbir eser kalmadı.
İsrâil oğullarından bazıları, "Hazret-i Mûsâ, Kârûn'un mallarını elinden almak için, yerin dibine batırdı" diye dedikodu yaptılar. Bunun üzerine Mûsâ aleyhisselâm, nbsp;"Yâ Rabbî, Kârûn'un, evini, mallarını ve hazînelerini de yere batır" nbsp;dedi. Bütün malları, hazîneleri de yere battı...
Dünya kime kalmış ki Kârun'a kalsın!..

Kârun, hazineleriyle yerin dibine gömüldü

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...