Evliyayı imtihan etme!

Evliyayı imtihan etme!

RAMAZAN 2015 Haberleri

Muhammed Masûm-i Fârûki hazretlerinin, büyüklüğüne inanmayanlar kerametini görünce şaşkına döndü.

Büyük İslam âlimi Muhammed Masûm-i Fârûkî hazretlerinin talebelerinden olan Muhammed Hanîf-i Kâbilî, hocasından icazet ve hilâfet alarak memleketi olan Kabil'e döndü. İnsanları irşat etmeğe başladı. Orada bulunan bir takım kimseler, hocasının ve onun üstünlüğünü anlayamayıp karşı çıktılar. Nihâyet bir grup insan aralarında anlaşıp, Hâce Muhammed Hanîf'e gelerek, "Biz bir keramet, bir harika görmeyince sizin büyüklüğünüze inanmayız. Biz bugün bir ziyafet hazırlayacağız. Üstadınızı davet ediyoruz. Bugün yemek vaktinde onun Serhend'den Kabil'e gelmesini bekliyoruz. Eğer davetimize gelirse, hepimiz senin taleben oluruz" dediler. Halbuki, arada yüzlerce kilometre mesafe vardı. Hocası ile arasındaki mesafe değil bir günlük, bir aylıktan daha uzak yol idi. Hâce Muhammed Hanîf hazretleri, hocasına olan bağlılığının çokluğundan ve Allahü teâlânın kullarına şefkatinden, bunu kabul edip, "Hocam Muhammed Masûm hazretleri yemeği ekseriyetle yatsı namazından sonra yer. Siz yemekleri hazırlayın, ümit ediyorum ki, gelecekler" dedi. nbsp;
ONA İNANMIYORLARDI
nbsp;Oradakiler gülüp oynamaya, alaya alarak yemekleri ve misafir odasını hazırlamaya başladılar. İnanmıyorlardı ama, yine de hazırlıyorlardı. Muhammed Masûm hazretlerinin Serhend'den bir günde Kabil'e gelebileceğini akılları almıyordu. Kabil şehrinin ileri gelenleri, valiler, kumandanlar ve daha birçok kimse yemeğe davet edilmişti. Davetliler gelip yerlerine oturdular. Yatsı namazından sonrasını bekliyorlardı. Davete gelenler Hâce Muhammed Hanîf'e; "Yatsı vakti oldu. Artık yemek yiyelim" dediler. Hâce Muhammed Hanîf hazretleri de, "Yemeği getirin, üstadımın yemek yeme zamanı bu zamandır" dedi. Oradakilerin bir kısmı yemeğin getirilmesi ile meşgul oldular. Bir de ne görsünler! Muhammed Ma'sûm hazretleri altı oğlu ile birlikte evin kapısından girip kendileri için ayrılmış olan minder üzerine oturdu. Kıymetli oğulları da babalarının etrafında halka şeklinde oturdular. Oradakiler bu hâli görünce, hayretler içinde kaldılar. Ne yapacaklarını şaşırdılar, özür ve af dilediler.
nbsp;Muhammed Masûm hazretleri buyurdu ki, "Yalnız Muhammed Hanîf'in hatırı için geldim. Onu çok sevdiğim ve o da bana bağlı olduğu için onu kırmadım. Yoksa maksadım, niyetim keramet göstermek değil. Sakın bundan sonra evliyayı imtihan etmeyin ve keramet istemeyiniz. Büyük zarar ve ziyanlara düşersiniz." Hep beraber yemeğe başladılar. Hem yediler, hem de konuştular. Konuşulanlar, yenenlerden tatlı idi. Orada bulunanlar, Muhammed Ma'sûm hazretlerinin sohbetini dinleyerek kalplerindeki zulmetten kurtuldular. Onu sevenler arasına girip, saadete erdiler. Her ne kadar Muhammed Ma'sûm hazretlerinin orada biraz kalmasını istediler ve bu bizim için en büyük saadettir dediler ise de, Muhammed Masûm hazretleri, "Hiç kimseye haber veremedim, bundan kimsenin haberi yok, belki bize bağlı olanlarda bir merak ve üzüntü hâsıl olur" buyurup, oradan ayrıldılar.
Evliyayı imtihan etme!

SERHEND'DE MEDFUN...,
Muhammed Masûm-i Fârûkî hazretlerinin türbesi, Serhend'de, babası İmam-ı Rabbani hazretlerinin türbesinin birkaç yüz metre kuzeyindedir.




UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...