Ümmü Habibe, Resûlullah'a eş olmakla mükâfatlandırıldı

Ümmü Habibe, Resûlullah'a eş olmakla mükâfatlandırıldı
RAMAZAN 2013 Haberleri

Ümmü Habibe, İslam'ı reddeden kocası tarafından boşanır. Resûlullah efendimiz de onu, sabrının ve cihadının bir nevi mükâfatı olarak kendine eş kabul eder.

Ümmü Habibe, İslamla şereflenmeden evvel Hanif dinine bağlı, asil bir kadındır. İslam'ın ilk günlerinde kocası Ubeydullah ile birlikte, Müslüman olur. Bu yüzden kocası ile birlikte müşriklerin eza ve cefasına maruz kalırlar. Bu eziyetlerden kurtulmanın tek yolu Habeşistan'a hicrettir. Ne yazık ki dini uğruna yurdunu terk eden Ubeydullah, Habeşistan'da papazların tesiri ile İslam'dan dönerek (irtidad) Hristiyanlığa girer. Resûlullah'ın "sallallahü aleyhi ve sellem" halasının oğlu olan Ubeydüllah bin Cahş, karısı Ümmü Habîbe'yi de dinden çıkmaya cebr ve teşvîk eder. Teklifini reddetmesi üzerine onu boşar, gurbette sürünerek, sefaletten ölmesini bekler. Fakat kendisi içki âlemlerine dalıp az zaman sonra sarhoş halde ölüp gider. Ümmü Habîbe, Mekke'deki Kureyş kâfirlerinin başkumandanı Ebû Süfyân'ın kızıdır. Resûlullah efendimiz, o dönem, Kureyş orduları ile çok çetin muhârebelerle uğraşıyordur, Ebû Süfyân'ın da tek hedefi islâmiyeti yok etmektir. Resûlullah efendimiz, Ümmü Habîbe'nin dîninin kuvvetini ve başına gelen çok acı hâli işitir. Müslüman olan Habeşistan hükümdârı Necâşî'ye mektup yazıp, (Oradaki Ümmü Habîbe ile evleneceğim. Nikâhımı yap! Sonra, kendisini buraya gönder!) şeklinde talepte bulunur. Necâşî mektuba çok hürmet edip, isteğini hemen yerine getirir. Cennette, kadınlar kocalarının yanında bulunacakları için, Cennetin en yüksek derecesi ile de müjdelenmiş oldu ki, dünyanın bütün zevk ve nimetleri, bu müjde yanında pek küçük kalır. Bu nikâh, Ebû Süfyân'ın "radıyallahü teâlâ anh" ilerde müslüman olmasına da vesile olur.VE GURBET BİTER…
Ümmü Habibe, nikâh kıyıldığında 36 yaşındadır. Nikâhtan birkaç gün sonra diğer müslümanlarla birlikte memleketine döner. Resûlullah, Hayber Gazasında Ketibe Kalesinin fethi ile meşguldür. Peygamberimiz müjdeli haberi alınca; "Bilmem ki bu iki şeyin hangisi ile sevineyim, Hayber'in fethi ile mi, yoksa Cafer'in gelişi ile mi?" diye sevincini belirtir. Resûlullah efendimizin Ümmü Habibe ile evlenmesi, onun sabrının, cihadının ve çektiği sıkıntıların bir nevi mükâfatıdır.
Peygamberimiz efendimiz bir gün evine geldiğinde, Hazret-i Muâviye'yi, kız kardeşi Ümmü Habîbe'nin dizine başını koymuş görünce, hanımına; "Sen Muâviye'yi (kardeşini) çok mu seviyorsun?" buyurur. Ümmü Habîbe; "Evet, yâ Resûlullah!" cevabını verince; "Onu Allah ve Resûlü de çok seviyor" buyururlar.
Peygamber efendimizle 4 yıl evli kalmış olan Ümmü Habibe, Resûlullah'ın vefatından sonra zâhidane bir hayat sürer, fitne ateşinden uzak durur. Hicri sene 44'de Hazret-i Muaviye'nin hilafetinde vefat eder, o zaman 73 yaşındadır. Vefatından önce Hazret-i Ayşe'yi çağırarak:
"Benimle senin ve diğerlerinin arasında münasebet vardı. Her ne kadar aramızda istemeyerek bir şey geçmiş ise, senden afv etmeni isterim. Af ve hayır dua ile yad edip, benim için mağfiret talep et" buyurur.
Ayşe validemiz de dua edip:
"Sen beni memnun kıldın, Hak teâlâ da seni memnun kılsın" buyururlar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...