Yıldırım: Ölümle burun buruna geldik

İsmail KAPAN 

Başbakan Binali Yıldırım’ın Yozgat ve Kırıkkale mitinglerini izleyip gözlemlerde bulunduk. Mitinge gelen vatandaşlar heyecanlı... Mitingte çalınan müzik ve atılan sloganlara anında karşılık veriyorlar. Başbakan birebir vatandaşlarla diyaloga önem veriyor. Kişisel isteklere çözüm bulmak için her birini tek tek dinliyor... Başbakan’ın bu samimi tavırları vatandaşlarda büyük memnuniyet uyandırıyor. AK Parti’nin 14 yıllık iktidarında hayata geçirilen çok eser olduğu için, Başbakan Yıldırım her gittiği yerde bunları sayıp dile getirmede zorluk çekmiyor. Hizmetlerden duyulan memnuniyet bugüne kadar hep sandıklara yansıdı. Yine öyle bir sonuç bekleniyor... Başbakan Yıldırım, uçakta gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu:
KAFAlar NETLEŞİYOR
Sonuçla ilgili tereddütüm yok. Anketlere de çok fazla kafa yormuyorum. Doğrusu bizim için önemli olan 50 artı birdir. Bu işin raconu budur. Üzerine ne gelirse başımız, gözümüz üstüne. Ama evetler, hayırlardan bir tane fazla oldu mu iş tamam demektir. Bizim amacımız daha fazla vatandaşımıza bu değişikliği anlatabilmek, kafalarındaki soruları cevaplandırmak. Konuşuldukça doğrularla yalanlar daha net ayırt edilmeye başlandı. Milletin kafası gittikçe netleşiyor. 
ZIRVA TEVİL GÖTÜRMEZ 
Sertleşecek bir şey yok. Bazı münferit olaylar oluyor, örneğin o CHP’li milletvekilinin (Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt) yaptığı açıklama kabul edilebilemez. Sert üslup genellikle benim seçtiğim bir üslup değil. Vatandaşın da çok sert, gergin bir üslubu onayladığını düşünmüyorum. Ama millete, değerlerimize hakaret edene de suskun kalmak, milletin hakkını hukukunu korumamak anlamına gelir. Biz geren bir kampanya ön görmedik. Baştan beri tanımladığımız kampanya tarzı tatlı sert...
BİLİNÇLİ “KUZU” TAKTİĞİ
CHP bu kampanyada bilinçli bir kuzu taktiği uyguluyor. Uysal, sakin, Cumhurbaşkanımıza nezaketle, saygıyla hitap ediyor, AKP diye sürekli tekrarladıkları partimizin adını, nihayet, 15 sene sonra doğru telaffuz etmeye başladılar. Ümit ederim ki bu munis, yumuşak üslup 16’sından sonra da devam etsin. 
FETÖ’NÜN AVUKATI
Kontrollü darbe, çok talihsiz bir açıklama... Bu yönüyle bakarsak, Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dahilinde oldu. Detaylara hâkim olduğuna göre... “Saat 9’da darbe mi olur” diyor. Madem öyle, sana sorsalardı ne zaman uygun diye, o zaman yapsalardı darbeyi. Böyle birşey olur mu! Kılıçdaroğlu o gece beni aradı. Görüşemedik. Sonra ben onu aradım. “Bu, millî iradeye karşı bir kalkışmadır, darbe girişimidir, biz sizin yanınızdayız, demokrasinin yanındayız” dedi. “Yapabileceğimiz bir şey var mı” diye de sordu. Daha sonra Yenikapı’ya davet ettik, oraya da geldi. Buraya kadar her şey güzel. Ne kontrollü darbe var, ne başka bir şey... Ama daha sonra 15 Temmuz’u, darbeyi unutturmaya çalıştı, ağzına almadı. Sonra sonra da bunların avukatlığına soyundu. İşte mağdur oluyorlar, bu adamların hesabını sormak lazım... Yav kardeşim bu şehitlerin hesabı ne olacak? 
AKLA ZİYAN İDDİALAR
Ne yapmışız, bırakalım darbe olsun, cumhurbaşkanımızı öldürsünler, başbakana iki sefer ateş etsinler... Yani böyle bir şeye kim izin verebilir? Bunlar akla ziyan iddialar. Ben o gece yaşadığımı biliyorum. O gece sabaha kadar, Hanımefendi, Semiha Hanım da benimle beraberdi. Biz o bombaları atan uçakları semalardan uzaklaştırıncaya kadar neler çektik. Adamlar söz dinlemiyorlar, yazılı emir istiyorlar. Binbir türlü bahaneler. Ama sabaha kadar bu mücadeleyi verdik biz. Gidip Bakırköy’de ilçe başkanının evinde oturup sabahı beklemekle olmuyor bu işler, kusura bakmasın... Ölümle burun buruna geldiğimiz anlar oldu. 
ARKASINDAKİLER ÇIKACAK
O gece her tarafı harekete geçirdik. Elimizde ne imkan varsa. Ondan sonra cumhurbaşkanımızın çağrısı, bizim açıklamalarımız, milletin meydanlara inmesi, işin şeklini, rengini değiştirdi. Bu büyük bir olay. Bu sadece yani orada asker kılığına girmiş FETO’cuların, uçakları, tankları çalması değil. Bu uzun zamandır planlanan, başka başka mahfillerin de içerisinde olduğu büyük bir tezgahtır. Bu işin arkasında kim var kim yok, hepsi çıkacak. 
ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ
Bunların destek aldığı kesin. Ama bunu bizim belgelememiz lazım. Sezgilerimiz var, bilgilerimiz var ama delillendirmemiz lazım. Yani hukuk devleti bu demektir. Bu çok karmaşık bir örgüt. Kapalı kutu. Biraz zorlanacağız ama üstesinden geleceğiz... Önemli olan bunun sulandırılmasına izin vermemek.