Teklif etme veresiye, dost kalalım ölesiye

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 1959'dan bu yana Avrupa Birliği'nin bütün kurumlarından ve aşamalarından geçen Türkiye'nin Avrupalılığının tartışılamayacağını söyledi. Bağış, "Herkes hangi yoldan geçtiyse, Avrupa Birliği sürecinde hangi aşamalardan geçtiyse biz de oradan geçmek istiyoruz" dedi.
Bağış, Rixos Otel'de düzenlenen "AB Sürecinin Türk Esnaf ve Sanatkarlarına Etkileri" konulu panelin açılışında yaptığı konuşmada, esnaf ve sanatkarların Türkiye'nin bel kemiği olduğunu söyledi.
"Üniversitelerin Türkiye'nin geleceğini aydınlatan birer fener olduğunu" ifade eden Bağış, "Bugün burada Türkiye'nin reel sektörünün gerçek temsilcileri, ekonominin bel kemiği ile üniversitelerimizin el ele veriyor olması aslında Türkiye'nin AB standartlarını yakalamaya başladığının en güzel göstergesi" dedi.
Geçmişte üniversitelerin teorik siyaset üretip, pratik konuları eleştirdiğini ve ortaya bir şey koymadığını belirten Bağış, Türk üniversitelerinin artık, Türkiye'den bilgi birikimi isteyen ve Türk demokrasisinden ilham alan ülkelerin akademik çevreleriyle işbirliği yaptığını kaydetti.
Bakanlar Kurulu'nda YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'nın sunuş yaptığını ifade eden Bağış, Çetinsaya'nın, "YÖK'ün Türkiye'nin çıkarları, beklentileri ve ihtiyaçları çerçevesinde bir strateji ortaya koyma hedeflerini" kendileriyle paylaşması karşısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve tüm bakanların çok heyecanlandığını söyledi.
"Mardin'deki esnafımızla Ankara'daki profesörümüz kafa kafaya verdiği zaman bu ülke kazanacak" diyen Bakan Bağış, her bir esnafın aynı zamanda Türkiye'nin bir özeti ve aynası olduğuna işaret etti. Bağış, Türkiye'nin, ahlak ve kültür standartlarının, bilgi birikiminin nesilden nesile geçmesinde esnafların çok büyük yeri olduğunu kaydetti.
Bağış, "Türkiye'nin ekonomisini çekip çeviren o büyük holdingler değil, o kılcal damarlara kadar girmiş, her yerde vatandaşımızın ihtiyacı olan ürünü, hizmeti, sanatı, onlara ulaştırabilen esnaflarımız, sanatkarlarımız" diye konuştu.

-"Satılan mal geri alınmaz arkadaş"-

Avrupa Birliği sürecinin Türkiye'nin demokratikleşmesi, şeffaflaşması ve kalkınması açısından çok önemli olduğuna işaret eden Bağış, "Esnaflar her gün sabah kepengini açarken, akşam tezgahını toplarken bunu aklında tutmalı" dedi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken'in konuşmasında, "Bakanımızın dik duruşu hoşumuza gidiyor" dediğini anımsatan Bağış, şöyle devam etti:
"Ben sizlerden o gücü almasam, ben sizlerle o enerjiyi, o sinerjiyi paylaşmasam o dik duruşu sergileyemem ki. Ama birisi benim değerlerime hakaret ediyorsa, birisi benim ülkemi hor görmeye kalkıyorsa onun anladığı dilde ona cevap vermek de sizin, benim boynuma yüklediğiniz bir borçtur. Onun da tabii ki gereğini yapacağız.
Avrupa Birliği içerisinde Türkiye'ye arıza çıkarmayı maharet zannedenlerin de başına gelenleri görüyoruz. Teker teker kendi seçmenleri onları balık tutmaya gönderiyor. Geride kalan halen bir iki tane çarpık zihniyetli varsa, onlara da esnafın diliyle seslenmek istiyorum. 'Satılan mal geri alınmaz arkadaş. Türkiye'yi 1959'dan bu yana Avrupa Birliği'nin bütün kurumlarında bütün koridorlarında bütün aşamalarından geçirmişsiniz, bu saatten sonra Türkiye'nin Avrupalılığını tartışmak haddiniz değil' diyorum.
Avrupa Birliği'ne biz diyoruz ki, 'Teklif etme veresiye, dost kalalım ölesiye.' Herkes hangi yoldan geçtiyse, Avrupa Birliği sürecinde hangi aşamalardan geçtiyse biz de oradan geçmek istiyoruz."
Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine vizesiz girebilmesi için mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini vurgulayan Bağış, Türkiye'deki her esnafın da, kendisine alışverişe gelen her turiste, "Sen benim ülkeme rahat geliyorsun. Ben seninkine niye gelemiyorum?" sorusunu sormasını istedi.
Bu şekilde Avrupa'da vize konusunda bir toplumsal bilinç oluşturulabileceğini dile getiren Bağış, "Bu mantıksız, hukuksuz, bizden çok Avrupa'ya zarar veren bu duvarları hep beraber yıkacağız" dedi.
AB sürecinde atılacak diğer bir adımın da Türkiye'nin bütün vatandaşlarının "benim" diyebileceği bir anayasa hazırlanması olduğunu ifade eden Bağış, bu konuda herkese büyük görevler düştüğünü belirterek, "Artık bir darbe anayasasıyla yönetilmek bu ülkeye yakışmıyor" diye konuştu.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında yürütülen yeni anayasa çalışmalarından çok umutlu olduğunu vurgulayan Bağış, anayasa yazım sürecine herkesin sahip çıkması ve bu sürecin geri dönülmeyecek noktaya gelmesini sağlamak gerektiğini kaydetti.

-TESK Başkanı Palandöken-

TESK Başkanı Bendevi Palandöken ise, "esnaf ve sanatkarların ülkenin görünmez kahramanları olmasına rağmen aynı zamanda da en çok haksızlığa uğrayan kesimi olduğunu" belirterek, AB normları ve müktesebatının birçok esnafı olumsuz etkilediğini söyledi.
Esnafın mağduriyetlerini ortadan kaldırmak için Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) ile geçtiğimiz aylarda işbirliği yaptıklarını anımsatan Palandöken, şöyle konuştu:
"Esnafımızın imkanlarını artırmak için elimizden gelenin fazlasını yapıyoruz. İŞKUR ve KOSGEB ile yaptığımız anlaşmalar bu kapsamda yaptıklarımızdan sadece bir kaçı. ATAUM ile işbirliğimiz ise işin AB kısmı. Bu işbirliğiyle esnafın AB sürecine ayak uydurmasını sağlamayı hedefliyoruz. Artık esnafımızın yakarmasını istemiyoruz. Büyüyen ekonomisiyle dünyada dikkat çeken Türkiye'nin, güçlü esnaflarının da olmasını istiyoruz."
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ ise, ATAUM'un bu yıl 25. yılını kutlayan eski ve önemli bir akademik birim olduğunu ifade ederek, toplumla daha çok buluşmak isteyen Ankara Üniversitesi'nin bu hedefinin ATAUM ile başarıya ulaştığını söyledi.
TESK ile AB konusunda yapılan kurumsal işbirliğinin öncelikle her iki tarafın, sonrasında ise ülkenin yararına olduğunu dile getiren Taluğ, "Toplum hayatına daha çok dahil olmak ve fayda sağlamak isteyen üniversitemiz için söz konusu işbirliği oldukça önemli. Bu işbirliğini diğer kurumlarla da yapmaya hazırız" diye konuştu.