Subaylara ufuk turu yaptı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, günümüzde, demokrasi olmadan güvenlik; güvenlik olmadan da gerçek bir demokrasiden bahsedilemeyeceğini belirterek, "Demokrasi, kıskançlıkla korumamız gereken en değerli erdemimizdir" dedi. Gül, "Taşların yerinden oynadığı, kıtalar ve ülkeler arasındaki güç dengelerinin değiştiği, tarihin akışının hızlandığı bir süreçten geçiliyor. Böyle dönemler ciddi risklerin olduğu kadar, muazzam fırsatların da doğduğu dönemlerdir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı, Harp Akademilerinde verdiği konferansta kurmay subaylara ufuk turu yaptı. Arap baharı ile başlayan süreci değerlendiren Cumhurbaşkanı Gül, "Hiçbir rejimin halkını demir perdelerin arkasından yönetme lüksü kalmamıştır" diye konuştu. Türkiye'nin bölgede yaşayan soydaş ve akraba topluluklar için bir "ortak vatan" olduğuna işaret eden Gül, "Arap dünyasında olup bitenlere seyirci kalamayız" mesajı verdi.

Bölgede belirsizlik ve kaos yüksek bir ihtimal

Türkiye'nin yakın çevresinde güvenlik ve istikrarı ilgilendiren büyük risk ve tehditlerin varlığına işaret eden Gül, "Suriye'de akan kan devam etmekte; Irak'ta mezhepsel temelde siyasi istikrarsızlık yaşanmakta; İran'ın nükleer programı çerçevesinde odaklanan gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali bulunmaktadır. Bölgedeki gerilimin sıcak çatışmalara veya iç savaşa sebep olması durumunda, yeni bir belirsizlik ve kaos ortamının doğması yüksek bir ihtimaldir" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin gelişmeleri izleme lüksü yoktur

Cumhurbaşkanı, bu şartlar altında Türkiye'nin gelişmeleri uzaktan izleme lüksü olmadığını kaydetti. Türkiye'nin her türlü olumsuz senaryoya karşı hazırlanırken, diplomasinin de tüm imkanlarından yararlandığını ifade eden Gül, "Yakın bölgemizde cereyan eden bu tehdit ve risklerin güvenlik stratejilerimiz bakımından yeni yansımaları olması kaçınılmazdır. Bu nedenle, gelişmeleri sınırlarımızın ilerisinde yönlendirebilecek strateji ve yeteneklere sahip olmamız şarttır" dedi

Bölge kitle imha silahlarından arındırılmalı

Bölgede kitle imha silahlarından arındırılmış bölge oluşturulması dahil AGİT benzeri bir bir teşkilatın kurulması gerektiğini belirten Gül, konuşmasında İsrail'e de önemli uyarılarda bulundu. İsrail bölgedeki yeni iklimi iyi tahlil etmesi gerektiğini belirten Gül, "Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve onurlu bir Filistin devletinin kuruluşuna imkan tanımadığı takdirde İsrail, önümüzdeki 50 yıl içinde tam anlamıyla bir Apartheid (ayrımcılık) rejimine dönüşecektir" uyarısında bulundu. Gül," Bölgedeki demografik trendler de İsrail'in aleyhine çalışmaktadır. Bu nedenle, İsrail'in stratejik bir bakış açısıyla, adil bir barışa ulaşmak için çaba göstermesi kendi çıkarınadır" şeklinde konuştu.

Statükoyu korumaya çalışanlar tarihin dışında kalacak

Cumhurbaşkanı isim vermeden bölgede değişim yaşanırken statükoyu korumaya çalışan ülkelerin hızlanan tarih akışının dışında kalacaklarını vurguladı. 21'inci yüzyılın ilk çeyreğinde, ABD, AB, Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya ve Türkiye gibi büyük güçlerin uyumuna dayanan bir güç dengesinin ortaya çıkacağı görüşünü paylaşan Gül, "Ülkemizin güç dengesinde hakettiği yeri alması için silahlı kuvvetlerimiz dahil tüm kurum ve kuruluşlarımızın şimdiden çaba göstermeleri elzemdir" diye konuştu. Gül konuşmasında Türk düşünürü Farabi'nin güvenliğin sadece askeri/siyasi boyutuna değil, adalet ve beşeri değerlerine de aynı derecede önem verilmesini anlatan "erdemli toplum" görüşüne de yer verdi.

Yurtta sulh için birinci sınıf demokrasi

Yurtta sulhu sağlamanın en etkili yolunun Türkiye'yi birinci sınıf bir demokrasiden geçtiğini ifade eden Gül,"Demokrasiyi tüm kurum, teamül ve evrensel kriterleriyle benimsediğimiz vakit ülkemizde gerçek barış ve huzuru yakalayabiliriz" dedi. Cumhurbaşkanı isim vermeden Kürt sorunu çözümü ile ilgili olarak da, "Suni ve abartılı korkulara kapılmadan, sorunların üzerine cesaretle gitmeli ve çözümlerini ertelememeliyiz" mesajını verdi

Korkular, kısır kavgalar Türkiye'ye zaman kaybettirdi

Korkular ve kısır siyasi kavgalar nedeniyle Türkiye 1970'li ve 1990'lı yılları heba ettiğini belirten Gül, "Son 10 yılda Türkiye'nin yakaladığı siyasi ve ekonomik istikrarın devamı, işte bu kayıp onyılların telafisi için de büyük önem taşımaktadır. Bizim için mesele, sadece istikrar ve büyüme değil, aynı zamanda bir "yakalama" ve "öne geçme" mücadelesi olmalıdır" şeklinde konuştu. Gül bu mücadelenin bir beka meselesi olduğunu da vurguladı.

Demokrasiyi kıskançlıkla korumalıyız

Günümüzde demokrasi olmadan güvenlik; güvenlik olmadan da gerçek bir demokrasiden bahsedilemeyeceğine dikkati çeken Gül, "Demokrasi, terörle mücadele etmenin hem en etkili yolu; hem de kıskançlıkla korumamız gereken en değerli erdemimizdir" dedi. Teröristle teröre karışmayanın birbirinden ayrılmasının önemli olduğunu ifade eden Gül, "Bölücü terör örgütü ve destekçileri bu yanılgıdan dönmedikleri müddetçe, terörle mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Türkiye'nin kapsamlı bir savunma reformunu hayata geçirmesinin elzem olduğunu dile getirdi. Gül, "İzlediği ilkeli politikalar ve sergilediği vizyoner yaklaşımlarla dünyanın dört bir yanında sesi duyulan, dostluğu aranan bir ülke olan Türkiye, bölgesinden başlamak üzere dünyaya güvenlik yayan bir ülke konumuna erişmiştir" dedi. Gül konuşmasını Afganistan'da ve terörle mücadelede şehitleri rahmetle gazileri de minnetle anarak sonlandırdı.