Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Suriye'ye 3'lü operasyon sinyali: Putin'e teklif ettim, olumlu baktı

Editör:
- Güncelleme:
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Suriye'ye 3'lü operasyon sinyali: Putin'e teklif ettim, olumlu baktı
POLİTİKA Haberleri

Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkmenistan dönüşü yaptığı açıklamada, Suriye'ye üç ülkenin katılımıyla bir operasyonun masada olduğunu söyledi. "Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz." diyen Erdoğan, "Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı." ifadelerini kullandı.

Suriye'nin kuzeyinde yapılanan PKK/YPG terörüne karşı kara harekatı planlayan Türkiye, bu ülkeye 3 ülkenin katılımıyla bir operasyonu da gündemine aldı. Gelişmeyi ilk kez Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı. Türkmen gazı zirvesi için gittiği Türkmenistan'dan yurda dönerken gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, güney sınırımızdan sürekli tehdit oluşturan Suriye'deki terör oluşumunu yok etmek için Suriye-Türkiye-Rusya'nın katılımıyla bir operasyon düzenlenebileceğini söyledi. Konuyu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de konuştuğunu aktaran Erdoğan, "Sayın Putin'e teklif ettim, o da olumlu baktı." sözlerini sarf etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan dönüşü uçakta gündeme ilişkin flaş açıklamalarda bulundu.

Suriye'deki PKK/YPG terörüne karşı 3'lü bir operasyonun gündemde olduğu bilgisini veren Erdoğan, Türkmez gazının Türkiye üzerinden transferi, EYT ve asgari ücret gibi birçok gündem başlığı hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

TÜRKMEN GAZI ZİRVESİ GENEL DEĞERLENDİRME

2 gün boyunca Türkmeninstan'da temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmen gazı için düzenlenen 3'lü zirveyi değerlendirdi.

Türkmen gazının Hazar Denizi üzerinden Türkiye’ye, ardından da Avrupa’ya nakli konusunun etraflıca ele alındığını belirten Erdoğan şunları söyledi;

Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan Devlet Başkanları Üçlü Zirvesi’ne iştirak etmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz Avaza ziyaretimizi başarılı bir şekilde tamamladık. Bu tarihi zirveyle birlikte üç kardeş ülke olarak yeni, önemli ve işlevsel bir süreci başlatmış olduk. Diğer bölge ülkeleriyle daha önce tesis ettiğimiz platformlara bir yenisini ekledik. Birbirlerini tamamlayıcı nitelikteki bu mekanizmalarla bölgesel refah, istikrar, kalkınma ve barış çabalarına katkıda bulunmaya devam ediyoruz.

"ETRAFLICA ELE ALDIK"

Avaza Zirvesi’nde de bu adımlara yönelik kararlar aldık. İlişkilerimizi her alanda geliştirme ve iş birliğimizi derinleştirme konusundaki kararlılığımızı teyit ettik. Bu bağlamda, başta enerji ve ulaştırma olmak üzere, önümüzdeki dönem için işbirliği alanlarını tespit ettik. Özellikle Türkmen gazının Hazar Denizi üzerinden Türkiye’ye, ardından da Avrupa’ya nakli konusunu etraflıca ele aldık.

Bölgesel ve küresel gelişmeler Hazar Geçişli Orta Koridor’un önemini artırdı. Esasen biz, Koridor’un ehemmiyetini yıllar öncesinde kavrayarak, bu istikametteki altyapı çalışmalarımızı süratle hayata geçirmiştik. Zirve toplantımızda Orta Koridor’un geliştirilmesine yönelik müşterek irademizi liderler olarak bir kez daha vurguladık.

ÜÇ ÜLKE ARASINDA 5 ANLAŞMA İMZALANDI

Bu vesileyle ayrıca, üç ülke arasında enerji, ulaştırma, ticaret, gümrük, bilim, eğitim ve kültür alanlarında iş birliğini güçlendirecek 5 anlaşmaya imza atıldı. Ayrıca, Ortak Bildirimizi de yayınladık.

Tabii ki bölgesel ve küresel meseleler hakkında da görüş alışverişinde bulunduk. Türk dünyasında iş birliğinin daha da derinleştirilmesi noktasında hemfikiriz. Ortak tarih, kültür ve dil paydasında bütünleşme gayretlerimizin bir tezahürü olan Türk Devletleri Teşkilatımız çerçevesindeki ilişkilerimizi kuvvetlendirme konusunda mutabık kaldık.

Bölgesel ve küresel enerji, ulaştırma ve ticaret altyapılarının geliştirilmesinde anahtar konumundaki üç ülkeyi bir araya getiren Zirve mekanizmasının sürekliliğini özellikle önemsiyorum.

"VERİMLİ GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİRDİM"

Avaza’da Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Serdar Berdimuhamedov ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’le ikili ilişkilerimizi de ele aldığımız verimli görüşmeler gerçekleştirdim. Türkmenistan Halk Maslahatı Başkanı Kadirli Doğanım Sayın Gurbangulu Berdimuhamedov’u da kabul ettim. Zirvemizin ve görüşmelerimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

"OLUMLU SİNYALLER VERMEYE DEVAM EDİYOR"

Atılan bu adımlarla bu noktada sağladığımız gelişmeler her alanda hamdolsun olumlu sinyaller vermeye devam ediyor. Kaldı ki burada Hazar'a kıyıdaş olan ülkeler -Rusya ve İran hariç- zaten Türk Devletleri Teşkilatı’nda da bir aradalar. Bir arada olan bu ülkeler birbirleriyle olan münasebetlerini gayet sıkı tutuyorlar. Bunların içerisinde Türkmenistan daimî üye değildi, şu anda daimî üyeliği de bundan sonraki süreçte gündemde.

"OLUMLU GELİŞMELERİN TEZAHÜRÜDÜR"

Ama gözlemci üye olarak son bir araya gelişimizde, hatta İstanbul zirvesinde başlayan süreçte ve sonrasında Semerkant’ta bu yeni bir noktaya geldi. Artık bundan sonraki süreç, Türkmenistan’ın da burada daimî üye olması sürecidir. Bunların hepsi zaten olumlu adımların, olumlu gelişmelerin bir tezahürüdür.

"PUTİN'İN ESKİ RAHATLIĞI YOK"

Tabii Sayın Putin’in özellikle de Türkmenistan’la olan münasebetleri gayet ileri bir konumdaydı. Türkmenistan gazından o da istifade ediyordu. Tabii şu anda yeni bir süreç başladı. Bu yeni süreçte Rusya gazını Avrupa'ya satmada Putin’in eski rahatlığı yok. Böyle bir durum şu anda söz konusu değil.

"TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR HUB"

Şu anda Türkmenistan'ın böyle bir imkânı var. Ama Türkmenistan’ın da bu doğal gazını Avrupa'ya acaba direkt kendisinin satma şansı var mı yok mu diye baktığımız zaman, bu konuda tabii Türkiye, Türkmen gazının Avrupa'ya satılabilmesi noktasında önemli bir hub. Gerek Rus doğal gazının bizim üzerimizden Avrupa'ya satılması noktasındaki son gelişmeler gerekse şu anda Türkmen gazının yine bizim üzerimizden satılabilmesi olayı da tabii önemli bir adım olacak.

Ancak burada atılması gereken bir adım var. O da nedir? Şu anda Hazar’a kıyıdaş olarak Türkmenistan’ın Azerbaycan’la bu işi çözmesi konusu var. Şu anda görüşmeler devam ediyor. Bugün bizimle beraber yapılan görüşmelerde olumlu bir noktaya geliniyor.

"İKİ ÜLKE HAZAR BÖLÜMÜ İÇİN İŞ PAYLAŞIMI YAPMALI"

Bu olumlu noktada da tabii bu işin üç boyutu gözüküyor. Bir, Azerbaycan ve Türkmenistan bu adımı atarken bu işin mali boyutunu kim, ne kadar üstlenecek? Azerbaycan ve Türkmenistan’ın bu konuda bu işi paylaşmaları gerekiyor.

Hatta bu konunun içinde Türkiye olarak biz de eğer yer alacaksak bizim de bu konuda bir mali külfeti üstlenmemiz lazım. Yok, Avrupa Birliği de bu işin içinde yer alacaksa Avrupa Birliği de ne kadarını üstlenecek? Şimdi bugün biz bir karara vardık. Bu kararda da üç ülke, Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan enerji bakanları süratle bir araya gelmek suretiyle bu konunun etraflıca detaylarını konuşacaklar.

BAKAN DÖNMEZ'E TALİMAT

Enerji Bakanımıza “Gerek Azerbaycan'daki muhatabınla gerek Türkmenistan’daki muhatabınla görüşmek suretiyle hiç gecikmeden bir ay içerisinde bu işi bir neticeye bağlayacaksınız” diye talimat verdim. Onlar neticeye bağladıktan sonra da biz görüşmelerimizi yapacağız. 2023’ün başında da Türkmenistan Devlet Başkanı Serdar Bey inşallah resmi ziyaretini bize yapacak. Orada da bu işin noktasını inşallah koyacağız. Aynı zamanda İlham Bey’le de bunları görüşeceğiz. Süratle bu adımı atıp inşallah bu süreci kolaylaştıracağız.

AB İLE OLAN KONULAR SONRA GÖRÜŞÜLECEK

Avrupa Birliği noktasındaki konuları ondan sonra görüşeceğiz. TANAP bütün hacmini doldurmuş durumda; 32 milyar metreküp. TAP, 6 milyar metreküp; o da böyle bir konumda. Dolayısıyla şimdi arkadaşlarımız yeni bir hattın kurulup kurulmaması konusunda bununla ilgili çalışmaları yapacaklar ki ona göre adımlar atılsın. Bunu biz tabii üç lider aramızda görüştük. Ama şimdi bu işin teknik alt yapısını, maliyet boyutlarını, hepsini görüşmek suretiyle biz geleceğe yönelik adımı da atmış olacağız.

SURİYE'YE 3 ÜLKELİ OPERASYON DÜŞÜNCESİNİ İLK KEZ AÇIKLADI

Bir gazetecinin "Ankara'dan buraya gelmeden evvel dediniz ki “Birlikte karar ve uygulama noktasında destek istedik.” Şimdi bu kapsamda acaba ortak bir operasyon veya ortak bir çalışma mekanizması mı söz konusu olacak? Nedir bu birlikte karar ve uygulama?" şeklindeki sorusuna çarpıcı cevaplar veren Erdoğan, "Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin ulusal güvenliği açısından kritik öneme sahip konuya ilişkin şunları söyledi;

Burada her ikisi de hatta şu anda belki gündemde olmayan ama daha sonra gelişmelerle gündeme gelebilecek birçok başlık söz konusu. Ama dikkat ederseniz bir şeyi daha açıkladım. O da şu; biz şu an itibarıyla Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin.

Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız.

"30 KM'LİK GÜVENLİK KORİDORU ADIMI ATILMASI GEREK"

Süratle adım atılması gereken bir diğer konu daha var. O da nedir? Terör örgütleri Suriye'de, özellikle Suriye'nin kuzeyinde rahat durmuyorlar. Zaman zaman ülkemizi oradan tehdit, tahrik ediyorlar, her şeyi yapıyorlar.

Bizim de Soçi Mutabakatı olsun, Astana olsun buralarda verilmiş kararımız var. Nedir bu karar? Sınırımızdan 30 kilometre güneyde biz rahatsız edildiğimiz zaman bu bizim güvenlik koridorumuzdur. Bu güvenlik koridorunda biz her türlü adımı atarız. Bu yeni bir şey değil Astana’da da gündemde olan bir şeydi.

"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SURİYE'DE BESLEYİCİLERİ VAR"

Daha sonra Soçi’de de görüştük, konuştuk. Yapılan iş bu. Kaldı ki bizim Suriye’de Rusya’yla olan koordinasyonumuz da yeni değil. Suriye'de bir de koalisyon güçleri olayı var. Bu koalisyon güçlerinin içinde kim var? Başta Amerika var. Yanında Fransa’sı, Almanya’sı, İngiltere’si var. Bütün bunların olduğu bir coğrafyada biz ülkemizin güvenliği için tedbirlerimizi alıyoruz.Ama hepsinden de öte Suriye'de bir defa terör örgütünün besleyicileri var.

"SABRETTİK AMA SABIR BİTTİ"

Şimdi bu terör örgütü en büyük destekleri nereden alıyor? Koalisyon güçlerinden alıyor. Nereden alıyor? Petrol kuyularından alıyor. Bu petrol kuyuları şu anda koalisyon güçlerinin de aynı zamanda güvencesinde. Nereye satıyorlar? Rejime satıyorlar. Kim satıyor? Terör örgütü satıyor. Biz tabii bugüne kadar hep sabrettik. Ama artık sabır bitti. Şimdi onların, o rafinerileri, petrol kuyuları vesaire, bunlara yönelik de her türlü adımı attık, atıyoruz.

Bu da tabii terör örgütlerinin çok büyük bir şaşkınlığın içerisine girmesine neden oldu. Bundan sonraki süreçte de olacak. Ama özellikle başta Amerika olmak üzere diyoruz ki eğer sizler hala binlerce tır silah, mühimmat, araç, gereç bunları bu terör örgütlerine vermeye devam edecek olursanız biz de her zaman söylediğimiz gibi kendi göbeğimizi kendimiz keseriz.

cSon dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Suriye'ye 3'lü operasyon sinyali: Putin'e teklif ettim, olumlu baktıCumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan dönüşü uçakta gazeticelerin sorularını cevapladı

"SİZ DEMEK Kİ HALA CUMHURBAŞKANINI TANIYAMADINIZ"

Bir gazetecinin "ABD'nin Esad ile görüşmeye olumlu bakmamasını nasıl değerlendirirsin?" şeklindeki sorusunu cevaplandıran Erdoğan, şöyle konuştu;

Siz demek ki hala Cumhurbaşkanınızı tanıyamadınız. Ben kiminle, ne zaman, nasıl görüşeceğimi birilerinden izin alarak yapmam. Ben Mısır Cumhurbaşkanıyla Katar’da bir görüşme yaptım. Kimseden izin almadım. Suriye konusunda atacağımız adımlarda belirleyici husus da ulusal çıkarlarımız olacaktır. Suriye’de güvenli bölgeden tutun, terör örgütüne karşı alacağımız tedbirler içerisinde bu da bizim atacağımız adımlardan bir tanesidir.

"BORRELL'İ MUHATAP ALMAM"

Erdoğan, "AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi ülkeler gibi Rusya'ya karşı yaptırımlara uyması yönünde konuştu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise tepki dolu bir açıklama yaptı.

Erdoğan, şu ifadeleri kullandı;

Borrell’i muhatap olarak almıyorum. O, olsa olsa Mevlüt Bey’in muhatabı olabilir. Yaptığı açıklama hiç şık değil. Yani bir defa bizim Rusya'yla ilişkilerimizi Borrell tayin, tanzim edemez. O bu konularda böyle bir karar verecek ne kalitededir ne kapasitededir. Çok çirkin bir açıklama.

Sen nasıl olur da kalkarsın bizim Rusya'yla ilişkilerimizi yaptırımlar içerisinde değerlendirirsin. Yani Avrupa'nın şu anda çektiği tahılın yüzde 44’ü nereden geliyor? Karadeniz'den geliyor. Bunun aracısı kim? Türkiye. Bunun için bir teşekkür etti mi? Yok. Bütün Avrupa liderleri teşekkür ediyor, sen kalkıp böyle bir açıklamayı yapıyorsun.

"BORELL'İN OYUNU, PLANI BOZULDU"

Kaldı ki şimdi Rusya'yla ilgili de aynı zamanda gübre konusu, amonyak konusu gündeme gelecek. Bir de Sayın Putin'in çok ilginç bir jesti var. O da nedir? “Ben göndereceğim tahılı bilabedel göndereceğim” diyor. “Biz de bunu sizden aldıktan sonra bilabedel değirmenlerimizde öğütüp ondan sonra az gelişmiş ülkelere gönderelim.” dedik. Tabii Sayın Putin'e bizim verdiğimiz bu cevap da onu çok mutlu etti. Çünkü yüzde 44-46 Avrupa, yüzde 14 Afrika’ya gidiyor. Biz bu teklifle beraber çıkınca demek ki herhalde Borrell’in burada oyunu, planı bozuldu. O da böyle bir açıklama yapmak zorunda kaldı.

ALMANYA'DAKİ DARBE GİRİŞİMİ

Erdoğan'ın Almanya'daki darbe girişimi, FETÖ'cülerin ülkede alan bulması ve çifte vatandaşlık konularına ilişkin değerlendirdirmeleri şu şekilde;

Alman makamlarının darbe hazırlığındaki kişilere karşı aldıkları önlemleri doğru buluyoruz. Sürecin hukuk devleti ilkeleri ışığında tüm boyutlarıyla aydınlatılması önemlidir. Darbe planlarına karşı Almanya’da oluşan hissiyatı en iyi anlayacak olan benim halkım, benim ülkemdir.

"MAALESEF AYNI DUYGUDAŞLIĞI VE ANLAYIŞI GÖRMÜYORUZ"

Ancak maalesef, dostumuz ve müttefikimiz Almanya’dan aynı duygudaşlığı ve anlayışı gördüğümüzü söylemem mümkün değildir. Biz on yıllardır Almanya'nın Türkiye'yle empati yapması gerektiğini hep savunduk. Ama son dönemlerde nedense gariplikler olmaya başladı. Şu anda terör örgütünün Avrupa'daki en önemli sığınak yeri Almanya’dır.

Şu anda PKK/YPG/PYD bunlar nerede? Orada. FETÖ nerede? Orada. Bunları istiyoruz, bunları vermek gibi bir dertleri de yok. Şimdi tabii geldi terör bunların da kapısını çaldı. Yani biz bir Solingen faciasını unutamayız. Bir de o malum NSU cinayetini unutamayız. Biz Merkel’le kaç kere konuşmuşuzdur. “Yaptık yapıyoruz, çözdük çözüyoruz” dedi. Bu hala devam edip gidiyor.

Bir de tabii özellikle oradaki bizim vatandaşlarımız ne eğitimde ne öğretimde maalesef o beklenen hak ve özgürlükler noktasında olmadığı gibi, bizim oradaki sivil toplum kuruluşlarına da çok ciddi cezalar yağdırıyorlar. Bunları da hep söyledik kendilerine. Dediler ki “Endişe etmeyin çözeceğiz, merak etmeyin.” Ama hiçbir şeyin çözüldüğü filan yok.

ÇİFTE VATANDAŞLIK KONUSU

Şu anda Almanya'da bizim etraflıca ele aldığımız zaman çifte vatandaş, tek vatandaş olmak üzere 3 milyonun üzerinde vatandaşımız var. Bu insanlar 1960’lı yıllarda oraya gittiler, orada çok ciddi mücadeleler verdiler. Sıkıntılarla başlayan bir süreçten sonra orada artık üçüncü kuşak meydana geldi.

Bu üçüncü kuşak orada artık yer yurt sahibi olduğu gibi, esnafa bakıyorsunuz çok ciddi manada iş sahibi olan ve toplamda 100 binlerce Alman’ı kendi iş yerlerinde çalıştıran Türkler var. Bütün bunlar ortadayken, biz Almanya'yla çok daha güzel günleri hazırlayalım derken maalesef bunu başaramadılar. Şu anda Sayın Scholz’la da bunları hep görüştük, görüşüyoruz.

"İKİLİ GÖRÜŞMELERİMİZDE SCHOLZ'DAN MEMNUNUM"

Tabii ikili görüşmelerimizde Scholz’dan ben doğrusu memnunum. Yani anlaşılmayacak bir insan değil. Bu konuda da münasebetlerimiz gayet iyi. Fakat daha kararlı bir çıkış ve kararlı adımlar bekliyoruz ki Türkiye'nin Almanya'ya, Almanya'nın Türkiye'ye ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Hele hele savunma sanayiinde bizim Almanya'yla attığımız ve atacağımız birçok adım var. Ama bu adımlarda maalesef ön kesenler var. Bu ön kesme noktasında bu işin önü maalesef açılmıyor. Eğer bunlar açılsa Türkiye-Almanya arasındaki ticaret hacmi inanıyorum ki şu andaki rakamın çok çok fevkinde olacaktır.

CHP'YE 6 YAŞINDAKİ ÇOCUK İSTİSMARI TEPKİSİ

Çocuk istismarı iddiasına ilişkin yeni açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun tutumunu eleştirerek, "Hayatı şov. Önce sen şu dağa kaçırılmış yüzlerce kızın hesabını ver." açıklamasında bulundu.

Her şeyden önce bir yavrumuzun 6 yaşındayken yaşadığı iddia edilen olayda bu yavruyu korumak veya bu yavrunun hukukunu savunmak anlamında CHP’nin ciddi manada bir adım attığını mı düşünüyorsunuz? Bu CHP’ye şunu söylemek lazım; sen 10, 11, 12, 13, 14 yaşında kızları dağa kaçırılan Diyarbakır Annelerini bugüne kadar hiç savundun mu? O gözü yaşlı anneleri bugüne kadar hiç gidip ziyaret ettin mi? Bu dağdaki, bu Kandil'deki teröristlerin, bu yavruları silahlandırdığını, onlara taciz tecavüz ettiklerini bildiğin halde, bu yönde attığın bir adım var mı?

"SAMİMİ, DÜRÜST DEĞİLDİR"

Şu anda onların arkasında olan, onlarla beraber olan PKK’nın parlamentodaki uzantılarıyla sen şu anda seçim hazırlığı yapıyorsun. Onlar 6’lı masada değil ama 6’lı masanın dışından sana zaten şu anda yön veriyorlar. Sen de onlarla beraber dirsek teması içerisindesin, zihinsel temas içerisindesin. Ve seçime de onlarla beraber hazırlanıyorsun. Onun bir defa bu şekil bir sabiyi savunma noktasındaki olayı istismardan başka bir şey değildir. Bu konuda samimi değildir, bu konuda dürüst değildir.

KILIÇDAROĞLU'NUN BAKANLIĞA YÜRÜYÜŞÜ

Bunun Adalet Bakanlığının kapısına giderek yaptığı tamamen şovdur. Hayatı şov. Önce sen şu dağa kaçırılmış yüzlerce kızın hesabını ver. Onların arkasında duranlarla beraber dirsek temasında olma, zihinsel temasta olma. Önce bunu çöz, bunu hallet. Onun için CHP’nin bu noktada herhangi bir samimiyeti yoktur. 6’lı masada bu gördüğünüz kişilerin de maalesef ondan farkı yoktur.

ÇOCUKLARI KORUMA NOKTASINDA EYLEM PLANI VARMI?

Tabii bu planların, atılacak adımların hiçbir zaman sınırı yoktur. Bu konuda alınacak tedbirlerle ilgili geldiğimizden bu yana kararlılığımızı hep sürdürürdük, sürdürüyoruz. Hiçbir zaman “Bizden önce bazı müeyyideler konmuş, şu anda biz ne yapıyoruz” demedik.

"ALDIĞIMIZ ÇOK CİDDİ TEDBİRLER VAR"

Tam aksine, bu cezaların daha da artırılması gerekiyorsa, çekinmeden artırdık ve üzerine üzerine gittik. Bu konuda sığınma evlerine varıncaya kadar, bütün bunların hepsi bizle başladı ve bunları çok daha geliştirmek suretiyle adımlar attık. Sadece devlete değil, aynı zamanda yerel yönetimlerde de bu tür adımların atılması kararlarını, yasal düzenlemelerini getirdik. Aldığımız çok ciddi tedbirler var. Yeni yasal düzenlemelerle getirdiğimiz cezai müeyyideler var.

Şimdi bu konuyla ilgili bile Sayın Kılıçdaroğlu bir şeyler söylüyor. İnanın bilmiyor. Adalet Bakanım açıklama yaptı, Aile Bakanım konuyla ilgili açıklamalarını yaptı, İçişleri Bakanım aynı şekilde birçok açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu’nun bu konularda biraz insafı olsa, önce kendi partisinin içerisindeki tacizlere, tecavüzlere yolsuzluklara bir bakmasında fayda var. Şu anda kendi partisi kaynıyor, tacizlerle kaynıyor. Yani neredeyse Türkiye'de hiçbir il yok ki oradaki teşkilatında bu tür taciz, tecavüz olmasın. Ama bakıyorsun bazıları şov yapıyorlar.

BEŞİKTAŞ BELEDİYESİNDEKİ YOLSUZLUK

Hatta kalkıyor belediye başkanı, işte bu vakfın uzantısı vakfa giderek, o vakfın kapatılması gibi şeylerle şov yapıyor. Öncelikle bir defa sen kendin ne yaptığının farkında mısın? Buna bir bak. Mesela farklı bir konu ama Beşiktaş Belediyesi'nde şu andaki tutuklama veya gözaltına alma sebepleri çok çok berbat. Yine yolsuzluk, yine bu tür sıkıntılar. Ama diğer tarafta taciz, tecavüz her şey de CHP’de var, HDP’de var. Bundan kaçmaları mümkün değil. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanar ve artık bu mızrak çuvala sığmıyor.

KADINLARIN TOPLUMDAKİ KONUMU

Biz geldiğimizde kız öğrencilerimizin durumu neydi, şu anda ne? Üstelik kreş, anaokulu buralardan alarak, ortaöğretim ve üniversiteye kadar kız öğrenciler nereden nereye geldi. Buna baktığımız zaman, zaten bizim dönemimiz tamamıyla bir sıçrama dönemidir. Bu adımları attık, atıyoruz ve atmaya devam edeceğiz. Sadece o değil, mesela akademisyenlere bakalım. Akademisyenlerin içerisinde bayanların sayısının ne noktaya geldiğini görüyoruz. Ciddi manada burada da sıçrama var ve ağırlıklı birçok bölgede bayan akademisyenlerin önde olduğunu görüyoruz. Tıpta da bayanlar lehine ciddi manada gelişmeler, sıçramalar var. Bundan sonraki süreçte de biz bunu aynı şekilde devam ettireceğiz. Bunlardan taviz asla vermemiz mümkün değil.

BAŞÖRTÜSÜ ANAYASA TEKLİFİ

Doğrusu ben olumlu gelişmeler bekliyorum. Yani olay 336 imzayla gitti ama Mecliste başta İYİ Parti olmak üzere buraya destekler gelecek diye düşünüyorum. Buna eğer HDP’den destek gelirse, buna da şaşmayın.Oradan da yeşil ışıklar yanıyor. Dolayısıyla CHP’den de gelecektir. Kaldı ki bu Anayasa değişikliğinde sadece başörtüsü olayı yok. Aile olayı var. Aile olayı parlamentodaki bütün siyasi partileri ciddi manada ilgilendiriyor.

Çünkü bizim için aile kutsalımızdır. Doğrusu ben parlamentoda, kutsalımız olan aileyi dışlayacak bir parti göremiyorum. Şu ana kadar arkadaşlarımızın yaptıkları görüşmelerde de olumlu istikamette beyanlar var. Temennim odur ki Mecliste bu iş görüşme safhasına geldiğinde inşallah yanılmayız. Ve buradan olumlu neticeyi de alırız.

'SON DEFA DESTEK' SÖZLERİ NE ANLAM TAŞIYOR?

Bir gazetecinin "Samsun Mitinginde “2023'te milletimizden kendi adımıza son defa istediğimiz destekten alacağımız güçle Türkiye Yüzyılı'nın inşasını başlatıp bu kutlu bayrağı gençlere teslim edeceğiz" dediniz. Bu siyaset serüveninizde ne anlam taşıyor?" şeklindeki sorusuna cevap veren Erdoğan, şunları söyledi;

Bu soruya iki cevap verilir. Bir; şu anda cumhurbaşkanı adayı olarak iki kez seçime girme, aday olma şansınız var. Üçüncü kez böyle bir şans yok. Dolayısıyla tabii AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde artık işin içinden çekilmesi anlamına gelmez ve Tayyip Erdoğan'ın da siyasetten çekilmesi anlamına gelmez. Öncelikle biz bu seçimde Cumhur İttifakı olarak adayız, şu anda çalışıyoruz.

Milletimizin teveccühünün olması halinde Cumhurbaşkanı olarak görevimize inşallah devam edeceğiz. Parlamentoda da ciddi bir desteği milletimizden almamız halinde parlamentoda da güçlü bir görüntüyle inşallah bundan sonraki 5 seneyi de başarılı bir şekilde sürdüreceğiz. Gerek altyapı gerek üst yapıda bugüne kadar 20 yılda ne gibi başarılar ortaya koyduysak, bundan sonra da aynı başarıları inşallah devam ettireceğiz.

"BEN PARTİMDEN AYRILIR MIYIM"

Erdoğan aynı gazetecinin “Bir sonraki dönem için Cumhurbaşkanı adayı olamam ama bu siyaseti bırakacağım anlamına gelmez” dediniz. Siyaseti bırakmadığınız zaman neler yapacaksınız? şeklindeki sorusuna ise "AK Partiliyim. Ben bu partimden ayrılır mıyım? Ben kurmuşum bu partiyi. Bu arkadaşlarımı yalnız bırakmam mümkün mü? Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey AK Parti'yi söylüyor." dedi.

EYT KAPSAMLI BİR ÇÖZÜME KAVUŞACAK MI?

Bizim hedefimiz, arkadaşlarımızla da yaptığımız görüşmelerde, bu yıl sonuna kadar emeklilikte yaşa takılanlar olayını çözmek. Asgari ücret meselesiyle ilgili çalışmalar da aynı şekilde zaten yoğun bir şekilde devam ediyor. 2023’e bu iki önemli konuyu masamızın üzerinden kaldırarak girelim diyoruz. Çalışma bu istikamette devam ediyor. İnşallah güzel bir neticeye varır ve böylece de adımı atarız.

'ELON MUSK'LA OTURUR KONUŞURUZ'

Özellikle son dönemde Musk'ın eski yönetimle ilgili sansür dosyalarını ortaya çıkarması gündeme gelirken, benzer bir durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın düşünceleri soruldu.

Erdoğan, Twitter'ın sansür skandalıyla ilgili ise şöyle konuştu:

Yani böyle bir şey olursa, Elon Musk’la oturur konuşuruz. En azından bir telefon görüşmesi yaparız. Uzayı konuştuğumuz gibi Twitter’ı da konuşuruz. Daha önceki Twitter yönetiminin siyasal alana yönelik müdahalelerine ilişkin gündeme gelen hususları yakından takip ediyoruz.

Ama ben zaten sosyal medyaya pek olumlu bakmadığımı daha önce de ifade etmiştim. Biz siyasetteki ya da diplomasideki başarılarımızı sosyal medya sayesinde elde etmedik. Siyasetin er meydanı sosyal medya değildir. Siyaset doğrudan milletle, millet için yapılır. Milletinizle hasbi bir gönül bağınız varsa sizi ne Twitter ne başka bir güç engelleyebilir.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...