Kılıçdaroğlu: Nerede o insansız hava araçları?

Kılıçdaroğlu: Nerede o insansız hava araçları?

Politika Haberleri

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dağlıca'da 8 şehit verilen saldırının ardından hükümeti eleştirdi. 8 askerin şehit edildikten sonra PKK'lıların "ellerini kollarını sallaya sallaya" gittiğini dile getiren CHP lideri, "Nerede o insansız hava araçları? İstihbarat verilmedi mi?" diye sordu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, "PKK her türlü silahlı faaliyetlerine son versin, Hükümet de operasyonlarını durdursun, siyasi çözüme şans tanısınlar" sözlerini, "Terör örgütünün koşul olmaksızın, silah bırakması gerekiyor" diye değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada ise, Dağlıca'da 8 şehit verilen saldırının ardından hükümeti eleştirdi. Ülkenin birliği için CHP'lilerin her ortamda her yerde bedel ödemeye hazır olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Terörü hepimiz, 70 milyon lanetliyoruz. Bu ülkenin birliğini ve bütünlüğünü asla bozamayacaklardır" dedi. Şehit olan gençlerin davul zurnayla askere uğurlandığını belirten Kılıçdaroğlu, "Şehitlerimizin tertemiz alınlarından öpüyorum. 20 yaşında şehit olan askerlerimiz dolayısıyla bizim sorumluluğumuz yok mu? Şehitlerimizin dramını yaşamamız gerekiyor. Bu olaylar neden oluyor diye herkesi düşünmeye davet ediyorum" diye konuştu. 8 askerin şehit edildikten sonra PKK'lıların "ellerini kollarını sallaya sallaya" gittiğini dile getiren CHP lideri, "Nerede o insansız hava araçları? İstihbarat verilmedi mi?" diyerek hükümete seslendi.

nbsp;-Şanlıurfa Cezaevi'ndeki yangın- nbsp;
nbsp; nbsp;
nbsp;Darbe rejimlerinin temel özelliğinin cezaevlerindeki işkenceler olduğunu, her darbe döneminin ardından Diyarbakır, Mamak, Metris gibi markalaşmış ünlü cezaevlerinin ortaya çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bizim, işkencehaneleri yakından izlememiz gerekiyor. Pek çok insanın hayatı karartıldı, geleceğe yok edildi. O dramlar o dönemde söyleniyordu, bazı cesur kalemler yazıyordu ama bu cesaret eskisi kadar yok. Bir cezaevini bana anlatın, ben o ülkede demokrasinin ne olduğunu size anlatacağım. Cezaevleri zulümhaneye döndüyse, orada demokrasiyi, insan haklarını arayamazsınız. Demokrasi ve insan haklarının kalitesinde ciddi sorun var demektir. Geldiğimiz nokta budur. 21. yüzyıldayız. Bu yüzyılda, hayvanların yaşam koşulları ile ilgili standartlar vardır. Ahırların standartları vardır. Peki insanların kaldığı cezaevlerinin standardı var mı yoktur. Bunlar cezaevi değil, ölüm evi. Binlerce insanı istif ediyorsunuz. Nasıl oluyor da Şanlıurfa E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 13 vatandaş diri diri yanıyor. Vantilatör koğuşta bir tane. Klima alınacak yasak. 10-15 metrekarelik yerde 30 kişi kalıyor. 2 kişiye bir metrakarelik alan düşüyor. Bazı koğuşlarda 3 kişilik ama 30 kişi kalıyor. Nefes almak mümkün değil. Her kişiye iki dakika süreyle tuvalet düşüyor. 24 saatin 20 saatinde su yok. nbsp;
nbsp; Ben İkinci Dünya Harbi'nden sonra Nazilerin toplama kamplarından değil, 21. Yüzyıl Türkiye'sinden bahsediyorum. Bu şartlarda insanlar isyan eder, cinnet geçirirler. Bu süreç sağlıklı bir süreç değildir. nbsp;
nbsp; Türkiye Cumhuriyeti'nin 13 yurttaşı cezaevinde diri diri göz göre göre, bağıra bağıra yanarak öldü. işin özeti bu. Şimdi mazeret uydurmaya çalışıyorlar. Siz bu mazeretle, 'Oğlum içeride yandı' diye dışarıda ağıt yakan annenin feryadını anlayacak mısınız? O ağlarken ona hangi gerekçeyi söyleyeceksiniz? nbsp;
nbsp; 13 yurttaştan biri biri hırsızlık suçundun yükümlü. Diğer 12'si tutuklu. Yani masumiyet karinesi gereğince onlar masum. Eğer İçişleri Bakanı'nın mantığı ile söylesek, 'Yanmasalardı yargılanırlardı' derdik. 264 kişilik cezaevinde 1054 kişi istif edilmiş. Bunların 248'i yükümlü, 796 kişi tutuklu. İnsan hakları mı evrensel hukuk mu dersiniz, bunların tamamının çöpe atıldığını görüyoruz. nbsp;
nbsp; Bu olay bağıra bağıra, göz göre göre geldi. 13 Nisan 2011 tarihinde Adalet Bakanı Şanlıurfa'ya gidiyor. O gelecek diye baro, cezaevinin durumu ile ilgili, sorunların açık bir şekilde yazıldığı 15 maddelik rapor hazırlıyor. Bu rapor Cumhuriyet Başsavcısı'na, Adalet Bakanı'na veriliyor. 'Sorunu çözün' diyorlar. O tarihte rapor veriliyor sonun çözülmüyor, ilgilenen yok. 13 insan yaşamını yitirdi. Neden sorun çözülmedi? Bir sorunu çözmek için o sorunun gereğini yapmak lazım. Gereğini yapmak için de adam gibi adam olmak lazım." nbsp;

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...