Gül: Tutuklu vekiller Meclis'e gelmeli

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 24. Dönem 3. Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve siyasi parti liderlerinin katıldığı törenle başladı. Açılış töreninde konuşan Gül, "Seçimlere yasal olarak katılmış, halkın oyunu almış, milletvekili sıfatını taşımaya hak kazanmış herkesin haklarında kesin yargı kararları ortaya çıkana kadar yasama faaliyetlerine katılması gerektiğini düşünüyorum" dedi. Gül'ün bu sözleri milletvekilleri tarafından alkışlandı.
TBMM Genel Kurulu yaklaşık üç aylık tatilin ardından bugün saat 15.00'te açıldı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığındaki Genel Kurul, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Cemil Çiçek'in yapacağı açılış konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kürsüye geldi.
FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN
Açılış törenine Cumhurbaşkanı Gül'ün yanı sıra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve kuvvet komutanları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, milletvekilleri ve yabancı misyon temsilcileri katıldı. Milletvekili sıralarına kırmızı ve beyaz güller bırakıldı. Cumhurbaşkanı Gül'ün Genel Kurul Salonu'na girmek için kullandığı Şeref Kapısı girişi de yine kırmızı ve beyaz güllerle süslendi.
##tgvideo##
DİYALOG ÇAĞRISI
Cumhurbaşkanı Gül, TBMM 24. Dönem 3. Yasama yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, her yeni günün, her yeni başlangıcın yeni umutları da beraberinde getirdiğini vurguladı. Dünyada ve Türkiye'de meydana gelen olumlu ve olumsuz gelişmelerin, karşı karşıya kalınan sorunların, bu yasama dönemini öncekilerden daha hassas hale getirdiğini vurgulayan Gül, şöyle devam etti: "Böyle dönemlerde daha fazla konuda ortak tavır alabilmemiz gerekiyor. Bunun için de daha geniş istişareye, çok yönlü diyaloğa ve her düzeyde daha yakın çalışmaya ihtiyacımız var. Siyasi partiler demokrasilerin temel unsurudur. Siyasi partilerimizin saygıdeğer liderleri ile siyasetçilerimizin şartların gerektirdiği ortamın oluşmasına ortak katkıları, başka her türlü katkıdan daha fazla belirleyicidir. Birbirimizin düşünce ve kaygılarına empatiyle yaklaşalım. Doğrularımızı söylemeye devam edelim, ancak bunu yaparken dışlayıcı ve birbirimizden uzaklaşmayla sonuçlanacak bir üslup kullanmaktan kaçınalım. 'Sözün gücü'nün ne olduğunu hep birlikte hatırda tutalım. Geçmiş deneyimlerimizden ve siyasi tarihimizdeki örneklerden bildiğimiz üzere bir yasama yılı nasıl başlarsa öyle devam ediyor. Sözümüz güçlü olsun derken kendi söylemlerimizin esiri olabilir ve ileride telafisi çok zor noktalara varabiliriz."
TUTUKLU VEKİLLERLE İLGİLİ SÖZLERİNE ALKIŞ
Cumhurbaşkanı Gül, geçen yılki konuşmasında bu Meclis'in siyasetin tüm renk ve eğilimlerini temsil ettiğini ve bu nedenle çok güçlü olduğunu vurguladığını hatırlatarak, tutuklu milletvekillerinin durumuna da değindi. Gül, "Bu vesileyle, seçildikleri halde bu yasama yılında da Meclis'te olamayan milletvekillerinin bu tablo içinde bir noksanlık oluşturduğunu belirtmek isterim. Seçimlere yasal olarak katılmış, halkın oyunu almış, milletvekili sıfatını taşımaya hak kazanmış herkesin haklarında kesin yargı kararları ortaya çıkana kadar yasama faaliyetlerine katılması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu. Gül'ün bu sözleri milletvekilleri tarafından alkışlandı.
Gül, Türkiye ve milletin karşılaştığı bütün sorunların çözüm yerinin Meclis olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "Ülkemizdeki bütün fikir ve renklerin burada temsili önemlidir. Mühim olan bu yüce kurumun kapsayıcı olması ve çoğunluktan farklı düşünenlerin bu çatı altında kendilerine güvenli bir yer bulmasıdır. Meclis kompozisyonunda meydana gelebilecek her türlü noksanlık, geçmişte yapılanları tekrar etmekten ve çok ihtiyacımız olan çözümleri daha da ötelemekten başka bir işe yaramayacaktır."
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Konuşmasında yeni anayasa çalışmalarına da yer veren Gül, milletin özlemi ve beklentisi olan bu anayasa için vadenin bugün başlayan yeni yasama yılı olduğunu söyledi. Anayasanın geniş kitlelerin önerilerini de içine alacak, sivil toplumun taleplerine de yer veren ön hazırlığının geçtiğimiz yıl tamamlandığını belirten Gül, Meclis'te temsil edilen partilerin eşit sayıda üyesinden oluşan Komisyon çalışmalarını kendisinin de yakından izlediğini dile getirdi. Şimdi bu çalışmaların ortak bir metne dönüştürülmesi zamanının geldiğini söyleyen Gül, şunları kaydetti: "Ortaya çıkacak metin mümkün olduğu oranda üzerinde uzlaşılabilecek ortak görüşleri içermelidir. Anayasa gibi temel bir metin üzerinde yüzde yüz anlaşmanın ne denli güç olduğunun farkındayım. Özgürlükçü bir anayasayla, herkesin hak ve hürriyetlerini garanti altına alan, kimsenin kendisini dışlanmış hissetmeyeceği yeni bir vatandaşlık mukavelesini gerçekleştirmeliyiz.
BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMASI
Yeni anayasa yapım sürecinde pek çok meselenin ve alternatif anayasal sistemlerin gündeme getirilmesi, bu sistemlerin olumlu ve olumsuz yanlarının irdelenmesi sağlıklı bir tartışmadır. Bu sistemlerin dünyada başarıyla uygulandığı örnekler bulunduğu gibi ciddi sıkıntılara yol açtığı örnekler de mevcuttur. Önemli olan dünyadaki mevcut örnekleri de dikkate alarak, meseleyi kendi bütünlüğü içinde tüm veçheleriyle tartışmaktır. Netice olarak yapılması gereken; köklü anayasal tecrübemizin ışığında milletimizi layık olduğu seviyeye taşıyacak; temel hak ve özgürlükleri genişletecek; halkımızın birlik ve beraberliğini pekiştirecek; demokrasimizi kurumsallaştıracak bir anayasanın bir an önce hazırlanmasıdır."
"HİÇ KİMSE FİKİRLERİNİ MEDYA YOLUYLA AÇIKLAMASI YÜZÜNDEN HAPSE DÜŞMEMELİDİR"
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'de bugün herkesin görüşlerini rahatlıkla ifade edebileceği bir özgürlük ortamı bulunduğunu belirterek, bu yolda eksikler veya yanlış uygulamalar, demokrasiyi zedeleyen görüntüler söz konusu ise bunların hepsinin hiç gecikilmeden ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti. Gül, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğu yolunda kimsenin kaygısının da, kuşkusunun da bulunmaması gerektiğini vurgulayarak, iç ve dış kamuoyunda bu yoldaki kazanımların haksız bir şekilde gölgelenmesine müsaade edilmemesi gerektiğini söyledi. Gül, dünyada demokratik hak ve özgürlüklerin en geniş biçimde kullanılmasına imkan verdiği için zarar görmüş ülkeye pek rastlanılmadığını da ifade ederek, buna karşılık sıkıntıdan sıkıntıya düşenlerin çoğunun, hak ve özgürlüklerin dar olduğu, demokrasiden nasibini almamış ülkeler olduğuna işaret etti. Gül, "Türkiye, çok şükür, bugün belli bir demokratik olgunluğa kavuşmuş bir ülkedir" dedi.
Bir ülkede yazarların, düşünürlerin ve fikir adamlarının görüşlerini korkusuzca paylaşabilmelerinin o ülkeye itibar kazandıracağına da vurgu yapan Cumhurbaşkanı Gül, "Aynı şekilde gazeteciler, haberciler ve bir bütün olarak medya mensuplarının halkı haberdar etme görevlerini yerine getirirken hiçbir engelle karşılaşmamaları da temel esastır. Hiç kimse fikirleri ve fikirlerini medya yoluyla açıklaması yüzünden hapse düşmemelidir. Şiddeti teşvik eden ile görüş açıklayan arasında kesin bir ayrım gözetilmelidir" diye konuştu.
Hukuk devleti, şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi temel demokratik ilkelerin her ülkeyi güçlü kılacağını kaydeden Gül, "Kritik dönemlerden geçerken bu konularda göstereceğimiz özen ve titizlik, mücadele gücümüze güç katar ve her türlü istismar ve kirli propagandaları defeder. Bu sebeple kurumlarımızın da itibarını yüceltmek ve zedeletmemek için tüm şüphe ve kuşkuları yok edecek cesaretle davranmalıyız. Hepimizi derinden üzen olayları ve talihsizlikleri asla iç polemik kısır döngüsüne sokmadan, sorgulama-hesap verebilirlik dengesinde tutmalıyız. Bu davranış tarzı asla bir zafiyet olmadığı gibi, tam tersine ülkemizin ve kurumlarımızın gücüne güç katacaktır" şeklinde konuştu.