Erdoğan'dan Taksim tepkisi: Be hey gafiller!

Erdoğan'dan Taksim tepkisi: Be hey gafiller!
Politika Haberleri

Başbakan Erdoğan, AK Parti Kızılcahamam 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda 10 yılda yaptıklarını anlattı. Taksim Medyanı'nda başlatılan yayalaştırma çalışmasına "istemezük" diye yaklaşanların olduğunu belirten Erdoğan, "Biz bu ülkede çocuğuyla kadınıyla herkesin çok daha huzurlu Taksim Meydanı'na çıkabilmesinin adımını atıyoruz. Be hey gafiller, biraz kendinize gelin. Ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım, o Taksim'in çilesini bilirim, o Taksim'de nelerin olduğunu bilirim. Biz bunu düzeltmenin gayreti içindeyiz" dedi.

AK Parti Kızılcahamam 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı başladı. Açılışta konuşan ve partisinin 10 yıllık icraatlarını anlatan Başbakan Erdoğan, "Türkiye 2 Kasım gününü ardı arkası kesilmeyen ekonomik çöküntülerin sosyal gerilimlerin etkisi altında kapatmıştır. 3 Kasım'da AK Parti'nin umuduyla onlar artık geride kalıyor ve aydınlık bir gelecek başlıyor. 3 Kasım'da ortaya çıkan sonuç sadece AK Parti'nin zaferi değildir. Aziz milletin siyasete el koymasıdır" dedi.

##tgvideo##

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN

AYNI SUDAN İÇMİŞİZ BİZ
Erdoğan şöyle devam etti: "Siyasi hayatında bizim kadar istişare toplantısı geleneği olan bir başka parti bulunmuyor. AK Parti bir ekip hareketi, bir gönül hareketi olarak ortaya çıktı. Her sorunun takipçisiyiz. Senlik benlik kavgasında değiliz. AK Parti'yi ayakta tutan omurgadır. Biz hepimizi AK Parti'yiz diyoruz. Nasıl seçimlerde aynı yoldan geçmişiz biz, aynı sudan içmişiz biz, aynı dağın yeliyiz biz diye meydanları inlettiysek burada da AK Parti'ye gönül verenlere teşekkür ediyorum. AK Parti'nin hücrelerini oluşturan birimlerde görev alan her arkadaşım bu ekibin bir parçasıdır. AK Parti bu milletin ta kendisidir Bu çatının altında istismarı, yalanı bulamazsınız. Bu çatının altında haksızlığı göremezsiniz. Adem odur ki koymalı her yerde bir eser. Eseri olmayanın yerinde yeller eser sözünden hareketle sadece eser bırakmaya çalışıyoruz.

GÖZLERİ OLUP GÖRMEYENLER VAR
3 Kasım, bu aziz milletin siyasete, yönetime el koymasıdır. Kötü gidişe 'dur' demesiydi. 3 Kasım'da sadece bazı partiler iktidardan düşüp, yeni bir parti iktidara gelmedi. Esasında büyük bir zihniyet devrimi gerçekleşti. Milli iradeyi değil kendi grup çıkarlarını esas alarak, Türkiye'yi krizler ülkesi haline getiren bir anlayış devrildi, milletin iradesini yücelterek, güven ve istikrarı tesis eden bir anlayış yönetime geldi. Onlarca yıldır Türk siyasetinin üzerine karabasan gibi çöken darbeci, vesayetçi elitist zihniyet gitti, ileri demokrasiye, hak ve özgürlüklere inanan bir anlayış geldi. Millete efendilik taslayanlar gitti, millete hizmetkar olanlar geldi. Cumhuru hor gören, Cumhuriyet istismarcıları gitti, cumhuru kucaklayan, onu bağrına basan gerçek Cumhuriyetçiler geldi.

ATATÜRK'ÜN, MENDERES'İN, ERBAKAN'IN YOLUNU İZLEDİK
Biz, 1920'de Büyük Millet Meclisi'ni yegane meşruiyet kaynağı olarak kabul ederek kurtuluş mücadelesini başlatan Gazi Mustafa Kemal'in, 1950'de 'yeter söz milletindir' diyerek demokrasi bayrağını açan Menderes'in, 1983'te milletin desteğiyle kalkınma hamlesi başlatan Özal'ın, 1996 yılında vesayet yönetimine karşı milletin tercihiyle iktidara gelmeyi başaran Erbakan'ın takip ettikleri yolu izleyerek bugünlere gelmiş bir siyasi partiyiz. Bu hareketin temelinde milletimizin binlerce yıllık şanlı tarihinden süzülüp gelen bir cihanşümul anlayış vardır. AK Parti, Selçuklu coğrafyasının, 4 kıtaya yayılan 600 yıllık Osmanlı Devleti'nin, 89 yıllık Cumhuriyetimizin birikimi üzerinde yükselmiş bir siyasi harekettir."

ÖZEL HASTANELERDEN DAHA FAZLA YARARLANILACAK
Başbakan Erdoğan, vatandaşların özel hastanelerden daha fazla yararlanması için çalışmaların sürdüğünü belirterek, "Şu anda kanunu Meclis'e gönderiyoruz ve bu kanunu çıkartacağız. Çünkü ne SSK ne Emekli Sandığı şu anda verimli değil ve biz bunlarla da kalmayacağız. Özel hastanelerden de isteyenler, SGK'dan anlaşma yaparlarsa oralardan da benim köydeki çiftçi kardeşim, köylü kardeşim gelip istifade edebilecek" dedi.

BE HEY GAFİLLER, KENDİNİZE GELİN
Erdoğan, Taksim Medyanı'nda başlatılan yayalaştırma çalışmasına "istemezük" diye yaklaşanların olduğunu kaydederek, "Cumhurbaşkanımızın eşine, eşime ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın eşine çağrı yapıyorlarmış. 'Kadınlar bu konularda çok daha hassastır, lütfen bu işe müdahale edin' diye. Biz de tam aksine bu ülkede çocuğuyla kadınıyla herkesin çok daha huzurlu Taksim Meydanı'na çıkabilmesinin adımını atıyoruz. Be hey gafiller, biraz kendinize gelin. Ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım, o Taksim'in çilesini bilirim, o Taksim'de nelerin olduğunu bilirim. Biz bunu düzeltmenin gayreti içindeyiz. Dünyada gelişmiş ülkeler büyük meydanlarıyla övünürler. İstanbul gibi bir şehrin bana söyleyebilir misiniz bir büyük meydanı var mı? Yok" diye konuştu.

MERKEL'DEN LUFTHANSA TEKLİFİ
Almanya temaslarına da değinen Erdoğan, "Almanya seyahatimizde Merkel bana şunu teklif etti, 'Lufthansa ile Türk Hava Yolları'nı ortak işletmeciliğe sokalım'. 'Tamam' dedim. Zaten bizim de şu anda projelerimizin içinde var ve Türk Hava Yollarımız ile Lufthansa böyle bir müşterek adım inşallah atabiliriz, atacağız" dedi.

CHP'YE 1957 HATIRLATMASI
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında çıkan olayları da değerlendiren Başbakan, şunları ifade etti: "Bunların, (CHP) o ilk Meclis diye bir Meclis derdi olamaz. O, farklı bir Meclis. Bunlar, sadece kendilerine ait olmayan, bütün milletin sahiplendiği bir Cumhuriyet Bayramı kutlamasına tahammül edemiyor. Hatta bu tahammülsüzlük 1957 yılında Gaziantep'te belediye binasının önündeki Türk bayrağını indirip yerine CHP bayrağı çekmeye kadar varmıştı. Bakın tablo bu kadar acı. CHP, demokrasi düşmanlığına, Cumhuriyet'i ve laikliği hep kalkan yapmıştır. CHP'nin zihniyeti budur. Ne devletin ne Cumhuriyet'in bekçiye ihtiyacı yoktur. Ne de milletin mürebbiyeye, dadıya ihtiyacı yoktur. Bu aziz millet, kendi cumhuriyetini, kendi devletini koruyabilecek iradeye, güce evelallah sahiptir. Bu güç bu millette olmasaydı bugün biz burada olmazdık. Ülkemizde demokratik cumhuriyetin korunmaya değil yaşatılmaya, güçlenmeye, güçlendirilmeye ihtiyacı var."

ATANAMAYAN ÖĞRETMENLERE CEVAP
Başbakan Erdoğan, 10 yılda 358 bin öğretmen atayarak ve öğretmenlerin özlük haklarını gidererek bu alandaki sorunları da büyük ölçüde çözdüklerini söyledi. Erdoğan, "Zaman zaman bazı televizyon kanallarında ya da dernekler vasıtasıyla 'ben öğretmen oldum, atanmıyorum' diye hareket edenler var. Herkes öğretmen olabilir, fakat bunların, bütün bunların atanabilmesi için de devletin gerek bütçe noktasındaki durumu, gerekse bunları atama noktasında diğer kamu kurumlarıyla planlamasının buna müsaade etmesi lazım. Biz devlet yönetiyoruz. O zaman bundan önceki iktidarlara böyle bir hesap sorulabildi mi? Bizim yaptığımız atama oranlarına baktığımızda geçmiş dönemlerle mukayese edilemeyecek derecede fazla. Biz bunu Allah'ın izniyle sıfırlayacağız, tamamen artık öğretmen atamalarını sonuca erdireceğiz. Çünkü bu bir plandır ve bu plan aynen işlemektedir" şeklinde konuştu.

BAZI KÖŞE YAZARLARI DAĞLA MÜŞTEREK HAREKET EDİYOR
Başbakan Erdoğan, "Şu anda ölüm orucu tutan yok ama bugün halen bazı köşe yazarları, '2 tane ölüm orucu tutan var' diyor. Yok. Niye yalan söylüyorsun? Köşenden de bu yalanı yazıyorsun. Zaten sıkıntı işte medyadaki bu çift yüzlü davrananlarda. Bunlar dağla müşterek hareket ediyorlar. Sorulduğu zaman da 'şöyle köşe yazarı, böyle köşe yazarı...' 'Başbakan da çok gerilimden yana, çok sert...' Evet biz yumuşak başlıyız ama ne koyun ne kuzu değiliz. Terörist başıyla açık net söylüyorum ailesi ve yakınları görüşmek istediği sürece görüşmeye devam edebilirler, herhangi bir engel yoktur ama avukatlar noktasında onu bir kenara koyun" dedi.

AÇLIK GREVLERİ TERÖRİSTBAŞINI EVİNE GÖNDERTEMEZ
Erdoğan, cezaevlerindeki açlık grevleriyle ilgili olarak ise şunları kaydetti: "Siz bunu bize şantaja dönüştürmeyin. Çünkü biz, sizin söylemenizle bu tür eylemi yapmanızla terörist başını oradan çıkartıp evine göndermeyiz. Yok böyle bir şey. Bu ülkede on binlerce insanın ölümüne vesile olan bir terörist başına idam verilmiştir ama bu ülke, birilerinin bazı malum yerlerin baskılarıyla idamı dahi kaldırmıştır. İdamı kaldırmak suretiyle şu anda İmralı'da yatmaktadır. Şu anda birçok insanımız kamuoyu araştırmalarında idam yeniden gelsin diyor. Çünkü öldürülenin yakınlarının canı yanıyor. Diğeri işte gidiyor kebap partilerinde gününü gün ediyor."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...