Erdoğan: Dağda bölünme var

Başbakan, 3 PKK'lının öldürülmesi için "Örgüt içi hesaplaşma veya provokasyon olabilir" dedi. Erdoğan, örgütteki bölünme konusunda ise şöyle konuştu: "Eskiden dağ İmralı'nın elindeydi. Şu anda sorarsan o yine 'dağ emrinde' diyor ama dağda bölünme var. İmralı'nın tesir alanı farklı, dağın kendi içinde tesir alanları farklı."
##tgvideo##
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afrika seyahati kapsamında geldiği Senegal'de gazetecilerle sohbet etti. Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Terörü bitirme konusunda umutlu musunuz?" sorusuna, "Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim. Umudum, devam ediyor. Umarım medya da bu konuda gereken hassasiyeti gösterir ve bu sürece destek verir. Onlar 2012'yi final yılı ilan etmişlerdi ama aradıklarını bulamadılar. Güvenlik güçlerimiz bütün kararlılığıyla mücadelesini sürdürecektir. Kaldı ki güvenlik güçlerimiz son 1.5 senede hiçbir dönem olmadığı kadar hassas. Ama hâlâ bazı medya organları lüzumlu lüzumsuz askere saldırıyor. Bu insan arazide ölüme gidiyor. Gıyabında yargılamaya başlıyorsunuz, motivasyon kalır mı? Aynı şey polisimiz için de geçerli" cevabını verdi. İşte Başbakan'a sorulan sorular ve Erdoğan'ın verdiği cevaplar..."İmralı ile görüşmeler yeniden başladı. Bu Türkiye'nin en büyük meselesinin çözümü anlamına gelebilir. Nitekim bu konuda umut var. Ancak Hakkari'de Karataş karakoluna bir saldırı oldu. Bu saldırı, terör örgütü içerisinde bir çatlak olduğunu mu gösteriyor? Böyle bir çatlak ihtimaline karşı Türkiye nasıl bir adım atacaktır?" Şimdi bizim süreç aynı devam ediyor. Yeni bir süreç söz konusu değil. Bu süreç içerisinde İmralı'nın tesir alanı farklı, dağın kendi içinde tesir alanları farklı. Bir de Avrupa'nın tesir alanı farklı. Biliyorsunuz bunların ana örgütlenme ağı içerisinde bir İmralı'nın tesir alanı var. Eskiden dağ İmralı'nın elindeydi. Şu anda kendisine sorarsan o yine 'dağ emrimde' diyor ama dağda bir bölünme var. Bir tanesi şiddet yanlısı bir tanesi de şiddeti farklı şekillerde değerlendirerek İmralı ile kontağı olan... Tabii bunların bir diğer ayağı da Avrupa. Siyasi ayağı orada. Bu son olayda biz terör örgütüyle bir şey müzakere etmedik. Siyasi uzantısıyla arkadaşlarımız görüştü. Kendi aralarındaki mutabakat üzerine oraya bu iki kişiyi (Ahmet Türk ve Ayla Ata Akat) gönderdiler. Şimdi eğer müzakere edilen başlıklara sadık kalırlarsa bu süreç devam eder. Ama kalmazlarsa biz bunu devam ettirmeyiz. Bizim istediğimiz köklü bir çözümdür. Bir defa silahların bırakılmasıdır. Silahlar bırakılmadığı müddetçe bunlarla böyle bir mutabakatı sağlamamız mümkün değil. - Bunu neyin karşılığında yapacaksınız? Toplum da merak ediyor. Bir demokratikleşme paketi mi var? "Neyin karşılığı" diye bir şey yok. Onlar çok ciddi bedel ödüyor. Bu bedeli ödemekten kurtulacaklar. Şu anda onların dağdaki hayatı normal mi? Çekilir bir hayat mı? Şimdi bu hayattan kurtulup belki normal bir hayata dönecekler. Kadın ve erkeklerin hayat şartlarının ne kadar kötü olduğunu kendi ifadelerinde ve yazılı metinlerinde geçtiğini biliyoruz. Bütün bunlar sadece Türkiye için geçerli değil. Kandil için de Mahmur kampı için de geçerli. Bize "Kuzey Irak'la niçin görüşüyorsunuz?" diyenler, işin bu yanlarını düşünmüyor veya düşünmek istemiyor. Biz onlarla da bu işleri enine boyuna görüştük, görüşüyoruz. Bizim derdimiz ülkemizi şu terör belasından kurtarmak... - Başlıklar konusunda bilgi verebilir misiniz? Nasıl bir takvim işleyecek bu süreçte? Şimdi arkadaşlar bu tür şeylerde belirgin bir takvim olmaz. Ama yol haritası bizim belirlediğimiz hedefleri yakalamaya yöneliktir. Biz belirlediğimiz hedeflere ulaşıncaya kadar süreci devam ettireceğiz. Derdimiz odur ki, bir an önce bir neticeye ulaşalım. Zaten neticeye ulaşırsak bunlar gündemden düşer.- 2013 gibi mi? Bir şey söyleyemem. Matematik bir olay değil bu.- Mesela anadil var mı masada? Ben açık söyleyeyim. Anadilde eğitim diye şu anda masamızda herhangi bir şey söz konusu değil. Böyle bir gündemimiz de yok. Türkiye'de ana dilini öğrenmek isteyene bütün imkânları hazırladık. Üniversitedeyse üniversitede, ortaokul-lisedeyse buyursun seçmeli ders olarak girsin, ana dilini öğrensin. Seçmeliye şu ana kadar kaç kişinin müracaat ettiğini de biliyorsunuz. Onun için bu konudaki talep önemlidir. Abartıldığı gibi bir durum söz konusu değil. Mesele ana dilini öğrenmek değil mi? Mesele bitti. Ama biz ülkemizde bölünmeye vesile olabilecek bu tür fırsatlara izin veremeyiz.Öcalan'ın ev hapsine alınması gündemde mi? Ev hapsi diye bir şey söz konusu değil. Bu konuda her şey kesinleşmiştir. Öcalan'ın konumu, yeri, her şeyi bellidir. İkide bir hücre hapsi falan. Ben sizi bilgilendireyim. Şu anda Öcalan'ın kaldığı yer 12 metrekarelik bir odadır. Karyolası, her şeyi var. Radyosu vardı, şimdi o radyoyu televizyon ile değiştirecekler. Ben talimatı verdim, belki de değiştirdiler. Talimatı vereli epey oldu. Bir diğer konu da, orada biliyorsunuz 5 mahkûm daha kalıyor. Her gün bir saat onlarla bir defa avluda voltasını atıyor, görüşüyor. Böyle de bir durum var.


