Davutoğlu: 'Yargıda darbe isteniyor '

Davutoğlu: 'Yargıda darbe isteniyor '

Politika Haberleri

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATV ile A Haber'in "Başbakan İle Gündem Özel" programına katılarak gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Davutoğlu özetle şunları söyledi:
gt; Tezkere oylaması: Olağanüstü bir hal için toplanılmadı. nbsp;Süleyman Şah Türbesi'yle ilgili haberler spekülatiftir. Her türlü tedbir alındı.
gt; nbsp;Sınırda güvenli bölge: 'Uçuşa yasak bölge' bizim talebimiz. Bu olmazsa nbsp;Esad güçleri Halep'i, Rakka'yı vuracak, cezalandırıcı hamleler yapacak. 3 milyon civarında insan Anadolu'ya doğru hareketlenecek.
gt; nbsp;AYM'nin TİB iptal kararı: İnternette güvenlik tehdit edildiğinde ne olacak. Bu saldırılar nasıl önlenecek.
gt; nbsp;Paralel yapı: Devlet içinde iki otorite olmaz. 'Kararı biz, hesabı onlar versin' isterler.
gt; HSYK seçimleri: Bizim yargıya müdahale etmek gibi bir niyetimiz yok. Ancak, yargıda darbe yapılmak isteniyor. Hakim ve savcılarımız buna fırsat vermemeli.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizim yargıya müdahale etme gibi bir niyetimiz yok. Keşke yargı kendi kendine müdahale etse. Kendi başına karar vermiyor, dışarıdaki birisi şöyle olacak deniliyor aynı renk oy kullanılıyor. Yargıda darbe yapılmak isteniyor. Böyle bir yapı oluşsun hükümet zorlukla karşılaşırız ama bilinsin ki en büyük zorluğu yargı mensupları çeker. Çözüm, yargı mensuplarının bunu çözmesi" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATV-A Haber ortak yayınında 'Başbakan ile Gündem Özel' programında yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesinin aldığı kararların sorulması üzerine, "Gerekçeli karar ve bütününü okumadan hüküm vermek istemem. İlk intibalarımı paylaşmak isterim birisi TBİ'in 4 saat zarfında müdahale etmesi. Hepimiz fikir, iletişim özgürlüğünü sağlıyoruz. Bunun tartışılır bir şeyi yok. Yazdığımız bazı yazılar için Rektör arayıp yazmayı bıraksın dediği zamanlar da oldu. Her özgürlüğün etik boyutu var. Prensiplere uyulmadığı zaman başkalarının da özgürlüğünü tehdit ediyor. Tam gezi olayları olurken Anayasa Mahkemesinin benim hakkımı nasıl koruyacağını merak ediyorum. Biz Kuzey Afrikada'ydık ,eşim doktor olarak ameliyattaydı. iki küçük çocuğum 14-16 ve 12 yaşlarında evde yalnızlar. Şu anda Davutoğlu'nun evine saldırmak üzereyiz diye bir Tweet. Evimin adresi veriliyor. Ben bundan Amerika'daki kızımın aramasıyla haberdar oluyorum. Herkesin kendisini benim yerime koymasını rica ediyorum. Valdallar grubu eve geçmek için Tweet'i kullanıyor. Eğer öyle bir durumda, böyle bir saldırı gerçekleşmiş olsa bunun hesabını kim verecek. Anayasa mahkemesinin her vatandaşın hukukunu gözetecek özümler üretmesi lazım. Haşim Kılıç, dostumuzdur. Akademisyen olarak da ne zaman davet etseler her zaman gittim. Ama Twitter kapatıldığında Twitter şirketi dava açtı yerel mahkeme bu davayı görüyordu. Anayasa mahkemesi karar aldı, hakkı yeniyor diye onun lehine karar aldı. Haşim Kılıç açıklama yaptı. Bir misal verdi. Anayasa Mahkemesi yürüyen bir dava ile ilgili onu öne alma yetkisini kendisinde görüyorsa insanların can güvenliği söz konusu olduğunda, Cumhurbaşkanımızın ailelerimizin, anamuhalefet liderinin de eşine yapılacak en ufak bir hakareti kendi hanımıma yapmış adlederim. el insaf denir, bütün bu hakaretleri yapacakları. Burada özgürlük demek çok kolay. Özgürlüğü gerçek zeminine oturtacak şey ertesi kimler tarafından övüleceği değil vatandaşların hukukunu koruyacak olması. Batıda, birinin can güvenliği tehdidi varsa durdurur. Uluslararası basın enstitüsü bana şunu sordu, niye bu gazeteci eleştirildi New York Times'taki. Siz kendinizi benim yerime koyun dedim. Bu bahsedilen cami Anadolu'nun en kutsal mekanlarından birisi. Şöyle bir haber olsaydı, New York Times başlar mıydı, İsrail Başbakanını sinagogtan çıkıyor. Gazze'yi bombalayan caniler bu sinagog etrafında toplanıyor diye yazılsaydı. Bazıları haksınız dedi. Hakaret varsa TİB kamu yararı adına bunu durdurur. Böyle bir durum yoksa gider mahkemeye götürür kaldırır" diye konuştu.
Yürütmeyi durdurma kararına ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, "Bu ihtiyaç, şuradan çıkıyor. Türkiye'de öyle bir personel rejimi var ki 2015'ten önce ve sonra bu yapısal sorunlara cesurca neşter atılması kanaatindeyim. Siyasetçiler gelecek bürokrasicilik oynayacak. Bir Başbakan Sayın Demirel ben başbakan olduğumda Başbakanlık ofisinde hayaletler dolaşıyordu. Siyasiler diken üzerinde oturacak. Personel rejimine göre birisi memur olduğunda dokunamazsınız" dedi.
"Burada torba yasayla yapılmak istenen şudur, personel rejimini bütünüyle gözden geçirelim" diyen Davutoğlu, "Ehliyet ve liyakat esasına göre yeniden tanzim edilmesi lazım. Ben birini göreve getirmişsem Başbakan olarak o emaneti geri alma hakkına sahibiz. Mühür memurun elinde, gitmem diyor, istifa etmem diyor. Anayasa Mahkemesini tenzih ederim. Hepsine saygı gösteririz. Bugün bir mücadele yürüyor. Birleri şunu diyor, siz milletten rey alsanız da biz bürokraside öyle bir örgütleniriz ki sizin elinizi bağlarız. Kardeşim sen memura dokunamazsın diyor. Bu memur devlette örgütlenen paralel devlet. Dokunamazsın diyor, böyle birşey olabilir mi? Bu makamlara gelmek bizim için ideal değil ama bu makama gelmişsem milletin verdiği emaneti kimseyle paylaşmam. Kimse oturduğu yerden o emaneti benimle paylaş diyemez. Devletin içinde iki otorite olmaz" şeklinde konuştu.
"YARGIDA DARBE YAPILMAK İSTENİYOR"
Başbakan Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Her bir hakim ve savcı kendi başına karar alma dirayetine sahip, kendisi olarak bir kişiyi seçer. Biz adaleti teslim etmişsek zaten bu güveni duyarız. Tek başına hükmedemeyen hakim, hakim değildir. Herkes tek tek oy kullansın denilen maddeyi anayasa Mahkemesi iptal etti. Çarşaf liste çıktı. Bunun sorumlusu bizim iyi niyetimiz değil, kararı değiştiren Anayasa Mahkemesi. Yargıda odaklaşan bir grup yargıyla emniyet arasına birşey kurup herkesi dinleyen bir grup yargıda bu hakimiyeti kurdu. Şimdi geldiğimiz nokta ne, bizim yargıya müdahale etme gibi bir niyetimiz yok. Keşke yargı kendi kendine müdahale etse. Kendi başına karar vermiyor, dışarıdaki birisi şöyle olacak deniliyor aynı renk oy kullanılıyor. Yargıda darbe yapılmak isteniyor. Böyle bir yapı oluşsun hükümet zorlukla karşılaşırız ama bilinsin ki en büyük zorluğu yargı mensupları çeker. Çözüm, yargı mensuplarının bunu çözmesi. 12 Ekim'de gidecekler, buna destek vermeyecekler. Tekrar tekrar çağrı yapmak istiyorum. Yargı mensuplarımızın basiretine güveniyorum."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...