Cumhurbaşkanı Erdoğan: Uyuyan devi uyandırdılar

İsmail Kapan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “ABD, Afrin’de tankımızı vuran silahın kendilerine ait olduğunu reddediyor, kabul etmiyor. Er veya geç meydana çıkacak. İncelemeler yapılıyor” dedi.

Vatikan ve Roma temaslarının ardından gazetecilere gündeme dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin sabırlı bir millet olduğunu belirterek şöyle devam etti:

“Son iki asrı hep fedakârlıkla geçirdik. Gözümüzün önünde yalanla, dalavereyle, ayak oyunla- rıyla, diplomatik sahtekârlıklarla 5 milyon kilometrekarelik vatanımız adeta talan edildi, geriye kala kala 780 bin kilometrekare bu ülke kaldı. Anlaşılan o ki birileri bunu da bize çok görüyor. Bizi öyle çok zorladılar ki sonunda uyuyan devi uyandırdılar. Türk milleti üzerinden asırlık rehaveti atıyor, tozları silkeliyor, ruhunu ve bedenini tazeleyerek yepyeni bir döneme doğru ilerliyor. Artık hiçbir ülke, Türkiye’nin gücünü ve kararlılığını sorgulayamayacak hale gelmiştir. Geçmişteki koalisyon hükümetlerini, delikli 2,5 kuruşa muhtaç olduğumuz günleri hatırlayın. Eğer öyle olsaydık, bugün bu Afrin Operasyonunu, Fırat Kalkanı Harekâtını yapabilir miydik? Ya orada bir tank, bir top harekete geçemezdi. Kim sana SİHA, İHA verirdi ya? Verdiler de yürüdü mü? Yürümedi. Şimdi, bu devir geride kaldı. Şimdi hem SİHA’larımızı hem İHA’larımızı üretiyoruz.

PAPA DA AYNI FİKİRDE

Sayın François Kudüs konusunda ilk günkü gibi kararlı. Papa’ya göre de şehrin statüsünün korunması gerekiyor. O da, ABD’nin attığı adımın yanlış olduğunu söylüyor. Bunu kabullenmiştir, ben de kendilerine “Siz 1 milyar 200 milyonluk Katolik dünyasının dini liderisiniz, şu anda ben de bir milyar 700 milyonluk İslam İşbirliği Teşkilatının dönem başkanıyım, böyle bir zamanda böyle bir görüşmeyi yapmak da isabetli oldu, biz bu çalışmayı yaygınlaştıralım” dedik. Orada mutabakatımız var. 1915 olayları ile ilgili olarak da Papa François’ya gerekli duyarlılığımızı hatırlattım. Kendisinin bunu olumlu karşıladığını gördüm. 

Zeytin dalı harekâtını hepsi merak ediyor, soruyor. Özellikle İtalya Başbakanı ile bu konuda detaylı görüştük.

Temaslarımız sırasında İtalyanları Eni şirketi konusunda uyardık, doğu Akdeniz’de atılan adımlar yanlış adımlardır, zira buralardaki doğalgaza yönelik çalışmalar, kuzey Kıbrıs’ı tehdittir, bize bir tehdittir. Buradan çıkacak gazlarda kuzey güney tüm Kıbrıs halkının hakkı vardır. Bu uluslararası hukukun gereğidir. Türkiye olarak işi kendi başına bırakmayız, tüm imkânlarımızla biz de oralara geliriz, sondaj gemimizle de geliriz, tüm imkânlarımızla da geliriz. Bunu da söyledik.

İHTİMAL VERMEK İSTEMEM

YPG’nin Esad’la işbirliği yaptığı, bunun da Rusya’nın Afrin operasyonuna bakışını değiştirebileceğine dair bir soru üzerine ise Erdoğan şunları kaydetti: 
“YPG bir maymuncuktur, nerede ne yapacakları belli olmaz. Bunu herkes kullanabilir. ABD terör örgütünü bir başka terör örgütüne karşı kullanıyorsa, ben sadece biz ne yaparız ona bakarım. Ama Rusya’nın veya İran’ın aynı şekilde hareket edeceğine ihtimal vermek istemiyorum. Varsın Suriye sıkıysa yapsın.”

O TERÖRİSTİ İSTEDİK

(Soçi zirvesine Reyhanlı saldırısının katil zanlısı Mihraç Ural’ın katılması) Bunu Sayın Putin’e söyleyince benim bundan haberim yok dedi, doğrudur yanlıştır, onu bilemem. Mevlüt Bey de Lavrov’a “Madem böyle yaparak bu adam girdi, bu adam elinizdeyse bu adamı verin” dedi. Bu bana göre Soçi zirvesinin en büyük açığıdır. Bunun bir defa giderilmesi gerekir. Bu, sizin dostunuz Türkiye’nin 50’nin üzerinde vatandaşının şehit edildiği bir olayın faili. Yanı anlamak mümkün değil.

TEK MÜHÜR BASILACAK

İttifakla ilgili arkadaşlar tekrar bir araya gelecekler. Şu anda görüşülen birçok şey var. İttifak modeli içinde yer alacak siyasi partilerin logoları yan yana mı olsun, ayrışık mı olsun, bunlar müzakere ediliyor. ‘Milli mutabakat’ ya da ‘cumhur ittifakı’ bir isim, bunlar önemli değil. Ama bu logolar geniş bir klon içinde yer alacak. Onların tepesinde de ana logo olacak. Tek bir mühür basılacak gibi... Şu anda bir düşüncenin üzerinde müzakere ediyorlar. İttifaka girecek parti sayısının sınırlandırılması da söz konusu değil, bu konuda Sayın Bahçeli ile mutabıkız. Üç olur dört olur... 

SİZİN TÜRKİYE İLE HESABINIZ VAR

ABD’ye baştan beri söyledik, Menbiç olayı yeni bir olay değil. Menbiç olayı Obama döneminden başlayan bir süreç. Maalesef Obama orada bize yalan söyledi. Şu andaki Trump yönetimi de maalesef, istemeyerek söylüyorum, aynı istikamette yürüyor. 

Bize, ‘Münbiç’ten çıkacağız, durmayacağız’ dediler. Münbiç aslında yüzde 90’ı Arap toprağı olan bir yer. Peki niye duruyorsunuz? Hadi çıkın, kimleri getirdiniz oraya? PYD’yi, YPG’yi, PKK’yı getirdiniz. Onları getirip oraya yerleştiriyorsunuz, hala bize ‘Münbiç’e gelmeyin’ diyorsunuz. Biz Münbiç’e, topraklarını asıl sahiplerine teslim etmek için geleceğiz, bizim farkımız bu. 

İkide bir bize şunu söylüyorlar: ‘Ne zaman bitireceksiniz?’ Ne demek, ne zaman bitireceksiniz ya. Bize ‘ne zaman bitireceksiniz?’ sorusunu soranlara ben diyorum ki siz Afganistan’daki operasyonlarınızı ne zaman bitirdiniz? Irak’taki operasyonlarınızı ne zaman bitirdiniz? 18 sene oldu, hala oradasınız. Yüzü aşkın şehidimiz var. Bunu duyuyor mu Amerika, görüyor mu? 

ABD “DEAŞ’ı temizlediğine” dair açıklamalar yapıyor. Temizlediysen, niye hâlâ buradasın? 5 bin tır silah ve mühimmat getiriyorsun? 2 bin kargo uçağı ile silah ve mühimmat gönderiyorsun? Niye bunlar buraya geliyor? Çok açık ve net bir şey var; o zaman sizin Türkiye’ye yönelik hesabınız var, sizin İran’a yönelik hesabınız var veya olmaz ya Rusya’ya yönelik hesabınız var. Fakat biz yerimizde dim dik duruyoruz ve duracağız. Biz şuna inanmışız. Unutmayın; beşerin, faninin kader planı olduğu gibi devletlerin de kader planı vardır.