Cumhurbaşkanı Erdoğan Milyonların katilleri bize ders veremez

Göçmenler üzerinden Avrupa Birliği’ne seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘’Kapıları açarız dediğim zaman tutuşuyorlar. Tutuşmayın, vakti saati gelince bu kapılar da açılır” dedi. 105. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni’ne katılan Erdoğan özetle şunları kaydetti:
Gerçekten de millet olarak kazanırken de kaybederken de hep inancımızın, medeniyetimizin, kültürümüzün vazettiği gibi davrandık. Bunun için sadece II. Dünya Savaşı’nda 50 milyon kişinin ölümünden sorumlu olanların bize insanlık dersi vermeye kalkmalarını acı bir tebessümle karşılıyoruz. Ruanda’da 1,5 milyon insanı öldüreceksin, Cezayir’de bir o kadar insanı öldüreceksin ve utanmadan, sıkılmadan bize insanlık dersi vermeye kalkacaksın, önce aynaya bir bakın, kendinize bir bakın, neredesiniz? Ama bizde, bizim tarihimizde böyle bir şey asla yok. Türkiye’nin bu insani yaklaşımını zaaf olarak değerlendirmeye kalkanlara kadife eldivenimizin içindeki demir yumruğumuzu göstermekten de asla geri durmadık, durmayacağız.
Güvenli bölge bizim gündemimize bugün girmedi Obama’nın döneminde girdi. O zaman tüm dünya liderlerine söyledim. ‘Ülkeme yönelik milyonlarca insan iltica ediyor. Bunu nereye kadar kaldıracağız? Gelin elinizi taşın altına sokun’ dedik, hepsi lafta kaldı. Avrupa’dan yükselen ve buram buram riyakârlık kokan sözlerin bizim nazarımızda bir değeri yoktur. AB’nin sonu bu samimiyetsizliği ve ikiyüzlülüğü yüzünden gelecektir. Bu gidiş iyi değil. Brexit bunlar durup dururken olmadı. Kapıları açarız dediğim zaman tutuşuyorlar. Tutuşmayın, vakti saati gelince bu kapılar da açılır. Hadi bakalım, yüz binleri bir de siz ağırlayın. Paranız var güçlüsünüz, Yunanistan’a 100 kişi gidince bizi telefonla arıyorsunuz. Burada 4 milyon var. Kararlıyız.

HEDEFİ SAPTIRMAYIN
Batı yatıyor kalkıyor Kürtler aşağı Kürtler yukarı. Hedefi saptırmayın. Böyle diyerek terör örgütlerinin adını vermeyerek Kürt kardeşlerimizi teröristler olarak vasıflandırmış oluyorsunuz. Devasa ülkelerin liderleri bu teröristlerin başlarını yanlarına alıp onlarla masaya oturup bu sorunu çözmeye çalışıyorsunuz. Bu ne menem bir iştir. Bunları şımartıyorsunuz, azdırıyorsunuz. Verilen sözlerin tutulması hâlinde planlarımızı kendi imkânlarımızla hayata geçirmek zorunda kalırız.
Suriye’de terör örgütlerini üniforma değiştirip karşımıza dikerlerse oyuna gelmeyiz. Terör örgütü taciz etmeyi sürdürürse harekât planlarımızı yapacağız. Süreci, rejimi veya terör örgütlerini kullanarak sabote etmeye çalışacak herkesi dünya kamuoyuna ifşa edeceğimizi ifade etmek istiyorum. (Yeni anayasa süreci) Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin sağlanması ancak bu sürecin başarısıyla mümkündür. Aksi takdirde ne Şam yönetimini kimse muhatap alır ne de ülkedeki kaos sona erer.

TERÖRİST 'MAZLUM'U ABD BİZE TESLİM ETMELİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT’nin canlı yayınında soruları cevaplandırdı. Erdoğan özetle şunları söyledi:
∂ (YPG’nin elebaşı Ferhat Abdi Şahin ‘Mazlum Kobani’): Mazlum denen kod adlı, kırmızı bültenle aranan bir terörist. Bu ne demektir? ABD ile aramızda suçluların iadesi anlaşması vardı. Amerika’nın bu adamı bize teslim etmesi lazım. Adalet Bakanıma da söyledim, ABD’den isteyecekler.
∂ (Batı’nın teröristlerle görüşmesi): NATO’da bizim birbirimizi herhangi bir saldırıya karşı koruma görevimiz var. Şimdi terör örgütünün başında olanlarla Almanya, Fransa görüşme yapıyor. Öbür tarafta Amerikalı yetkililer, senatörler görüşme yapıyorlar. Biz de ‘Bu ne haldir? diyoruz.
∂ (Trump’ın seviyesiz mektubu): Hatta onların size gönderdiği mektubu kendi mektubunuza ek yapıp, bize gönderiyorsunuz, bunları hep konuştuk. Ancak bizim Bay Kemal, tabii her şeyi kalkıp ona anlatacak hâlimiz yok. Biz bunları Trump’ın kendisine bizzat anlattık. Dedik ki böyle böyle. ‘Biz şu anda size kırgınız, çünkü bir teröristle böyle bir mektup alışverişinde bulunuyorsunuz ve o mektubu kendi mektubunuza ek yapıp bize gönderiyorsunuz. Bu tavrı kınıyorum.’ Hiçbir şey diyemedi.
∂ (ABD ziyareti): Yaptırımların kaldırıldığını, Trump açıkladı. 13’ünde Amerika’ya gitmemize mani bir hâl kalmadı. Mektubu da yanımda götüreceğim.                 ∂ (Ayn el-Arab): Amerikalılar ‘Oraya girme’, Ruslar da ‘Gir’ diyor. Bizim böyle de bir durumumuz var, gelişmelere göre kararımızı vereceğiz.
∂ (Suriye’deki ağır silahlar): Silahların süratle temizlenmesi veya bunların Türkiye’ye terki. NATO’da beraberiz ya. Silahları bize versinler.
∂ (Hapisteki DEAŞ’lılar): Az sayıda da olsa maalesef Türk de var. Bunların hepsinin yargılaması cezaevinde de olabilir veya Türkler ülkemize getirilir burada yargılanır.