Cumhurbaşkanı Erdoğan: İdlib’de teyakkuz hâlinde olacağız

Rejimin Rusya’nın talimatlarına direnemeyeceğini belirten Erdoğan “Ateşkesi yakından takip edeceğiz, Rejimin muhtemel saldırılarına karşı teyakkuz hâlinde olacağız” dedi.
İSMAİL KAPAN
MOSKOVA/İSTANBUL
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan S-400’lerin nisan ayından itibaren faal hâle geleceğini belirterek “Ama yine söyleyeyim, dün de söyledim yetkililerine; Amerikalılara ‘Eğer bize Patriot verirseniz biz sizden de Patriot alırız’ dedik” ifadelerini kullandı.
Moskova’da düzenlenen İdlib zirvesi sonrası uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti.
∂ Bizim, Rusya ile ilişkilerimiz 5 yıldır gayet iyi gidiyordu. Siz de memnundunuz. Türkiye de bundan hem ekonomik hem siyasal anlamda avantaj elde etti. Ne oldu da bu aralık ayından itibaren Putin birden tavır değiştirdi?
Aslında çok da bir farklılaşma olmadı. Suriye ve İdlib’deki gelişmeler ikili ilişkilerimizi olumsuz yönde etkilememelidir. Uluslararası ilişkilerde buna benzer gelişmeler, iniş çıkışlar olabiliyor. Rusya ile olan belki de bizim en son düşünebileceğimiz bir konu olabilir bu. Bir taraftan savunma sanayiinde, bir taraftan nükleer enerjide, bir taraftan TürkAkım konusunda ve bir diğer taraftan da turizmde attığımız adımlar… Yani onun için de herhâlde bir yerden şöyle kara kediler girmiş olabilir.
∂ İsrail olabilir mi?
Yok. O kadar zayıf değil.
∂ Kontrol noktalarımız var. Bunların durumu, akıbeti ne olacak?
Malum, toplamda 12 gözlem noktası var. Şu anda herhangi bir değişiklik söz konusu değil.
∂ İdlib krizi tam olarak bitti diyebilir miyiz?
Biz şu anda işi o kadar sağlama aldık ki her an Sayın Başkan’la irtibat hâlinde olacağım. Dışişleri Bakanı’mız aynı şekilde muhatabıyla, Millî Savunma Bakanı’mız muhatabıyla, Milli İstihbarat Başkanımız muhatabıyla sık sık görüşmek suretiyle bu ilişkiyi sürekli diri tutacağız. Bir yerde çatlak patlak olduğu anda hemen konuya müdahale edeceğiz. Tabii aramızda her şey yazı ile olmuyor, söz ile olanlar da var. Burada bu kararlılığımızı teyit ettik. Ve zaman zaman, belki gün aşırı birbirimizi arayacağız ki bu ateşkes sürecini kontrol altında tutalım, herhangi bir zemin kayması olmasın. Amacımız Suriye’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararındaki siyasi süreci işletmek ve Suriye iç savaşını sona erdirmektir. Tabi rejimin muhtemel ihlal ve saldırılarına karşı da her an teyakkuz halinde olacağız. Bu konudaki kararlılığımızı son bir haftada rejime verdirdiğimiz zayiatlarda güçlü bir şekilde gösterdik.
∂ Sayın Putin ile yaptığınız telefon görüşmesinde “Esad ile aradan çekil, rejim ile bizi baş başa bırak” dediğinizi söylemiştiniz. Bugünkü görüşmede bu söylem gündeme geldi mi? Bu görüşmeden olumlu sonuç çıkmasında bu tavrınızın bir etkisi oldu mu?
Tabii bu konu tatlıya bağlanınca böyle bir şeyi söylemenin de artık anlamı kalmadı.
∂ Resülayn ve Telabyad arasındaki bölgeye bir güvenli bölge inşa etmek için uluslararası camiaya çağrı yapmıştınız. Orada bir uluslararası donörler olması konusunda bir destek alınacak mı?
Batı maalesef çok yüzlü. Yunanistan’a hemen anında 700 milyon avro söz verdiler. Bırakın 700 milyon avroyu, Şansölye bize 25 milyon avrodan bahsetti ama ondan da maalesef henüz bir ses çıkmadı. Avrupa Birliği de bazı sözler verdiler. Onlardan bir netice çıkar mı bilmiyorum. Gelse de gelmese de biz bu kadar seviye kaybına uğramış değiliz, Allah’ın izniyle bu işi hallederiz.
BU İŞ BİTTİ, KAPILAR AÇILDI
∂ Açık kapı politikasına geçildiği andan itibaren İdlib’i Avrupa’ya bağladığınız şeklinde bir tespitiniz oldu. AB’den hangi adımlar gelirse bu açık kapı politikası gözden geçirilir? Bir de CHP Genel Başkanı ısrarla rejimle görüşmeden söz ediyor. Aynı şekilde “Askerimizin Suriye’de ne işi var?” diye başlayan söylemini, “Rejim kendi toprağını savunuyor zaten” diye ifade ediyor. Sizce CHP’yi ne motive ediyor?
Her şeyden önce bizim Yunanistan tarafı ile bu süreçte “Açık kapı artık kapalı mı?” bunu tartışacak zamanımız yok, o iş bitti. Biz kapıları açtık şu anda. Mülteciler gidebildiği kadar gidecek biz bunları zorla ülkemizden de çıkartmıyoruz. Kendi arzularıyla kendi istekleriyle bu insanlar çıkıyorlar. Takip ettiğim kadarıyla, en son 5 tane vaka vardı öldürdükleri. Bulgaristan Başbakanı bize “Sofya’da bir toplantı yapalım” dedi. Buna Yunanistan Başbakanı Miçotakis’i de davet etmek istedi. O gün iki tane ölüm vakası vardı. Bu olaydan sonra ben de kendisine dedim ki “Miçotakis’in olduğu yere gelmem ve onunla aynı fotoğraf karesinin içerisine de girmem.” O gece çok konuştuk, çok ikna etmeye çalıştılar ve sonra iptal edildi. Bunlar olmamış olsa belki bu süreç çok daha farklı akacaktı.
Aslında İdlib olayı ile Avrupa Birliği’nin ilgisi yok ama onlar tabi bundan vazife çıkarma noktasında. Ama yük paylaşımına gelince yük paylaşımında yoklar.
CHP’deki ruh halini benim anlatmam doğru olur mu? Bunlar adeta deli dumrul misali felaket yaşıyorlar. Bu şahıs ile ilgili davalar açıldı. Yani dokunulmazlığının kaldırılmasına varıncaya kadar bu süreci takip edecekler. Tabi dün TBMM bugüne kadar yaşamadığı bir tabloyu yaşadı. Ama bu tabloyu yaşayan ve yaşatanlara önce o partinin başındaki şahsın gereken bedeli ödetmesi lazım.
GÜZEL SÖZLER AMA...
∂ Bahar Kalkanı Harekatı ile birlikte Amerikan cenahında da bir hareketlenme oldu. Pompeo’nun sözde de olsa bir destek beyanı oldu. James Jeffrey geldi, Hatay sınırımızda boy gösterdi, birtakım söylemlerde bulundu. Acaba bu gelinen noktadan sonra hem Türk-Amerikan ilişkilerinde hem de Suriye meselesi bağlamında Birleşmiş Milletler’i harekete geçirme olabilir. Mesela olumlu yönde bir ivme bekliyor musunuz?
Şimdi sözde güzel şeyler var ama uygulamada ne getirir ne götürür onu şu anda bilemiyorum. İşte dün akşam Büyükelçi ile beraber BM temsilcileri de bizdeydi. Kendileri birçok destek vaadinde bulundular. Bunun yanında bugünkü ateşkes olmayıp da süreç aynen devam etmiş olsaydı birçok silah mühimmat araç gereç vesaire destekleri olabilirdi. Ama şu an itibarıyla bize Amerika’dan gelmiş herhangi bir destek söz konusu değildir. Bir de Libya meselesi var. Libya’da da hem Amerika hem de Rusya ile görüşmelerimiz var. Sayın Putin’den de Wagner konusunda olumlu bazı beyanlar aldık. Sayın Başkan’ın olumlu bir adım atacağını düşünüyorum. Eğer hayata geçerse o zaman Libya’da bizim işimiz de kolay olacak, Sarrac’ın işi de kolay olacak.