Başbakan Yıldırım: Yeni anayasa için kapımız açık

Meclis’te yaklaşık 1.5 aydır devam eden bütçe maratonu dün gece sona erdi. 2017 bütçesi TBMM’den geçti. Başbakan Binali Yıldırım, Genel Kurul’da 2017 yılı bütçesi üzerine hükümet adına konuştu. Yıldırım’ın konuşmasının satır başları özetle şöyle:
¥ Adı ne olursa olsun bütün terör örgütleri aynıdır. Hepsi insanlık düşmanıdır. Hiçbirinin dini, inancı, kutsalı yoktur. Terörü birlik ruhuyla, kardeş dayanışmasıyla mutlaka dize getireceğiz.
¥ (Yıldırım, Kılıçdaroğlu, Bahçeli görüşmesi) ‘Konu terör ve terörle mücadele ise gerisi teferruattır’ anlayışıyla her türlü teröre karşı bir ve beraber olma, ortak tavır gösterme konusunda bir uzlaşma içerisinde olduk. Bu vesileyle bir kez daha sayın genel başkanlara milletimin huzurunda teşekkür ediyorum.
¥ Bütün dünyaya bir kez daha gösterdik ki terör hiçbir şekilde bu milleti ayrıştıramaz. İktidarıyla muhalefetiyle terör karşısında el ele, omuz omuza birlikteyiz.
¥ (CHP’nin ‘anayasanın arkasında kim olacak’ sorusu üzerine): Buradan açıkça söylüyorum, bu anayasanın arkasında 316 imzası olan AK Parti olacak. Bu anayasanın arkasında uzlaşarak ülke sorununu çözmede siyaset üstü bir anlayış gösteren MHP olacak. Bu anayasanın arkasında Meclis onay verdiğinde milletin önüne giderse 79 milyon vatan evladı olacak. Tabii bu kapı, ana muhalefet partisine de sonuna kadar açıktır. Bekliyoruz.
¥ Değişiklik teklifinde, sürecin başında üç parti olarak yaptığımız çalışmaları içeren maddelerin büyük kısmı yer alıyor. Dolayısıyla CHP’nin de mutabık olduğu maddeler var.
¥ Anayasa ve cumhurbaşkanlığı sistemi değişikliğinden muradımız, demokrasiyi, istikrarı, milli iradeyi daha da güçlü hale getirmektir. Amaç; demokrasimizi, hukuk devletini kuvvetler ayrılığı prensibiyle daha da güçlendirmektir.
¥ Fırat Kalkanı asla bir genişleme, istila hareketi değildir. Fırat Kalkanı’nın amacı, bir yandan DAEŞ terör örgütüne karşı gereken temizliği yapmak, diğer yandan güney hudutlarımızdan ülkemize yönelen tehditleri ortadan kaldırmak, insanımızın can ve mal güvenliğini sağlamaktır.
¥ 8 Kasımdan itibaren küresel anlamda dalgalanma var. Bu dalgalanma Türkiye’nin krizi değildir. Bu krizde bir ay içerisinde, gelişmekte olan ülkelerin tamamının paralarında bir değer kaybı oldu, Türkiye de bunlar arasında. Bunlar gelip geçecek, bunlara göre geleceği inşa edemeyiz ama tedbirimizi de almak zorundayız.
¥ Kıbrıs’ta çözüm olacaksa, bu mutlaka adil yönetim, dönüşümlü başkanlık, iki tarafın haklarına, hukukuna, mülkiyet haklarına saygı göstereceği ve Türkiye Cumhuriyetinin etkin garantörlüğünü temin edecek çözüm olmalıdır.